Şayt-ı Düğüm 2 (Yaşanmış Cin Vakası)

BÖLÜM 4

 Yıl 2011.Yer Kastamonu şehir merkezi.Aradan geçen yıllar beni büyüttü ve kocaman bir adam yaptı.Üniversite'den mezun oldum ve askerliğimi tamamladım.Askerden yeni döndüğüm günlerde gece rüyamda yine o yıllar önce mağarada gördüğüm rüyanın aynısını gördüm.Uyandığımda yine odamın kapısı açıktı , yine terler içindeydim ve yine hareket edemiyordum.Sabah olduğunda gördüğüm o rüya aklımdan çıkmıyordu.Ailem benim moralimin bozuk olduğunu anlamış olacak ki sürekli "senin moralin mi bozuk"diye sorular soruyorlardı.Kahvaltımı yapıp odama çekildim.O an aklıma cüzdanımdan çıkarmadığım arkadaşlarımın isimlerini yazdığı kağıt aklıma geldi.Hemen kağıdı çıkarıp sosyal medya üzerinden hepsini tek tek aradım.6 tanesine ulaşabildim.İçlerinden sadece İsmail'i bulamadım.Arkadaşlarıma tek tek mesaj attım.Önce kendimi tanıttım ve ardından gördüğüm rüyayı onlarında görüp görmediğini sordum.İşin kötü yanı rüyayı hepsi görmüş.Ama rüyadan daha çok onlarla özlem gidermek cazip geldiğinden uzun süre sohbetler ettik.Günler günleri kovaladı durdu ve o geceden sonra her uyuduğumuzda o rüyanın aynısını görmeye başladık.Hatta bazen rüyada köydeki evimizde kanlarla duvara yazılmış o sembolleri bile görmeye başladık.

 Durum kötüye gittiğinden hepsine Kastamonu'da bir otelde buluşma teklifi ettim.Bu olaylar yüzünden onlarda dayanılmaz yıpranmış olacaklar ki farklı şehirlerden çıkıp otele geldiler.O akşam onları güzel bir restorana götürdüm.Hem yemek yerken hemde sohbet edecektik.Güzel sohbetler bittikten sonra konu yıllar önce yaşadığımız olaya geldi.Caner müsade isteyip birşeyler anlacağını söyledi."Yıllar önce bizim köyde yaşayan garip bir aile varmış.Köylüler o aileye mektepli derlermiş.Bunu demelerinin sebebi bu ailenin ilmi konularda çok bilgili olduğu ve her işten anlamalarıymış. Köylülerin tüm iyiliklerine rağmen bu aile insanlarla pek muhatap olmazlar , zenginliklerinin yaşarlarmış.Köylüler bu kadar paranın ve altının nerden geldiğini araştırırken bu ailenin aslında define ve büyük ilim gerektiren büyülerle uğraştığını fark etmiş.Bu fark edilmenin üzerine aile köye öyle bir büyü yapmış ki köylüler büyük bir saldırıya uğramış.O zamanlar insanlar köyü terk edemeyeceği için bu büyüyü bozacak ilim irfan sahibi birini aramışlar ve günler sonra bu kişi bulmuşlar.Bu adam köye gelene kadar her gece saat 2 gibi köylüler ve hayvanları saldırıya uğruyor , sabah ezanı okunduğunda ise saldırı sona eriyormuş.O zamanlar hamile kadınların kimi çocuğunu düşürmüş , kimileri erkenden doğum yapmış.Doğum yapan kadınların çocukları daha bir hafta geçmeden ortadan kaybolmuş.Neyse bu getirdikleri yaşlı adam büyünün yapıldığı yeri tespit etmiş.Orası bizim mekanımız olan mağara.Büyünün çok kuvvetli olduğunu ve bunu ancak büyüyü yapan kişinin bozabileceğini söylemiş.Köylüler hep beraber o eve gidip büyü yapan adamı yakalamışlar.Mağaraya getirdiklerinde ise adam bir anda ortadan kaybolmuş.Adam ortadan kaybolunca bu dışardan getirilen yaşlı adam geçici olarak büyüyü hapsetmiş.Ben bunu köyden bizle beraber kaçan yaşlı bir amcadan öğrendim.Ne kadar doğru bilmiyorum.Eğer tüm bunlar doğruysa o büyüyü tekrar ortaya çıkaranda bizleriz"dedi.Hepimiz korku ve dehşet içerisinde onu dinledik.Muhtemelen söyledikleri harfi harfine doğru.Bu gördüğümüz rüyalarıda büyüyü açan kişiler biz olduğumuz için görüyor olabiliriz.Yakup "İsmail nerde peki"diye sordu.Caner üzgün bir sesle "İsmail'in ailesi yokluktan dolayı köyü terk etmedi.En son duyduğum kadarıyla annesi ve babasını kaybettikten sonra kafayı yemiş.Bir daha ne gören olmuş ne de duyan"dedi.

 Bütün keyfimiz kaçtı.Yine o eski günlerdeki gibi sessiz ve üzgün bir şekilde öyle boşluğa dalıp gittik.Melike'nin sesi ise tüm sessizliği bozdu."Köye gitmeliyiz"dedi.Hepimiz şaşırdık.Caner şaşkın bir ifadeyle "köye mi gitmeliyiz ? Saçmalama bizi orda parçalarlar"dedi.Fakat bir çoğumuz köye gitme fikrini olumlu bulduk.Hem gördüğümüz rüyaların nedenini öğrenebiliriz hemde İsmail'in ne durumda olduğu görebiliriz.Kararlaştırdık ve sabah erkenden arabalara atlayıp köye gitmeye karar verdik.