BÖLÜM 7

1.5K 69 4
                                    

 Hoca bizden kuru bez parçası, 3 adet taş , 1 avuç toprak ve birkaç adette mum getirmemizi istedi.Hiç zaman kaybetmedin hocanın istediği eşyaları toparlayıp getirdik.Hoca bez parçasını yere serdi.Üzerine 1 avuç kulumu döktü ve eliyle bezin her yerine dağıttı.Daha sonra taşları üçgen olacak şekilde 2 tanesini kumaşın sağ ve sol kısmına , kalan son 1 taşıda bezin üst orta kısmına koydu.Getirdiğimiz mumlarıda bezin sağ ve soluna yerleştirdi.Ardından "gençler göreceğiniz ve duyacağınız şeylerden korkmayın.Sakın ses çıkarmayın ve sakın kaçmayın"dedi.Bizde başımızla onayladık.Hoca bağdaş kurmuş vaziyette ileri geri sallanarak  "Ey Muzlim" diye başlayarak hızlı hızlı birşeyler okumaya başladı.Özkan Hoca okudukça evin kapılarından gıcırtı sesleri geliyor, ara ara evdeki bazı eşyalar çok ufakta olsa hareketleniyordu.Korku resmen içimizi sarmış ve bizi resmen bir zincir gibi dolamıştı.Perdeler hafif hafif hareketleniyor ve bazı odalardan cam kırılma sesleri duyuluyordu.Bir kaç dakika sonra fısıltılar duymaya başladık.Sanki bir ağırlık omuzlarımızın üzerine çökmüş ve bizi adeta yere doğru bastırıyordu.Git gide korku içimizdeki korkunun şiddeti dahada artıyor,fısıltıların yanı sıra bebek ağlama sesleri bile duyuyorduk.Artık dayanacak dururmumuz kalmamıştı.Tam o sırada hoca bir anda sustu ve olan biten tüm bu şeyler kesildi.Feride kendini tutamayarak ağlamaya başladı.Hoca Feride'ye "sakin ol evladım.Geçti herşey.Şimdi sizlerle neler olup bittiğini en baştan anlatacağım"dedi.

 "Yıllar yıllar önce atalarınız bu köyde kendi aralarında küçük cemaat toplulukları kurmuşlar.Her birinin dini inanç bütünlüğü oldukça yüksekmiş.Köydeki en küçük ve en çok dışlanan cemaatin bir tanesi bu dışlanmayı ortadan kaldırmak için bir fikir bulmuş.Cinleri ve şeytanları öldürerek Allah yolunda hizmet edeceklerini ilan etmişler.Kimi köylüler onları desteklerken kimi köylülerse buna karşı çıkmışlar.Bu küçük cemaat son fikrinden sonra dahada büyüdüğünü fark etmiş ve büyüler öğrenmeye başlamışlar.Köylüler bunu nasıl yapacaklarını merak edip sabırsızlanıyormuş.Bu küçük cemaat artık küçük bir tarikat haline gelmiş.Bu tarikata mensup genç bir erkek köyün dışında bir şalale olduğunu ve bu şelalenin yakınındaki bir mağaradada cinlerin yaşadığını söylemiş.Bunu duyan tarikat yanlarına kendilerinide destekleyen köylüleri alıp o mağaraya gitmişler.Türlü türlü ritüeller ile cinlere saldırıp onlara zarar vermişler.Aradan günler geçmiş ve cinlerde kendilerine yapılan bu saldırılara karşılık köye saldırmışlar.Her gün akşam ezanından sonra saldırılar başlar ve sabah ezanının okunmasına kadar sürermiş.Köydeki cemaatler bu durumdan kurtulmak için aralarında konuşup cinlerle iletişime geçmeye karar vermişler.Cemaatin ileri gelen alimlerinden biri o mağaraya saldırı fikrini sunan tarikattaki genci cinlere vermeye karar vermiş.Genci yakalıp ellerini zincirle bağlamışlar.Köylülerle beraber o mağaraya götürmüşler ve cinlerin bulunduğu mağaraya hapsetmişler.Tarikatın vahşi ruhlu genç üyesinin mağaraya atıldığını öğrenen tarikat üyeleri ona iki seçenek sunmuşlar.Birincisi mağaraya bıraktıkları bıçakla kendini öldürmek , ikincisi ise tarikat üyeleri tarafından yazılan "Cinleri öldürmek" isimli kitabı kullanarak tüm cinleri yok etmek.Bunun tarikat üyelerinden bir kaç kişi gizlice mağaraya girip genç adama bıçak ve kitabı bırakmışlar ve köye geri dönmüşler.Genç adam cinleri öldürmek yerine kendini öldürmeyi seçmiş.Mağaradaki taş küvetin içerisine oturup bileklerini keserek intihar etmiş.Aradan geçen günlerin sonunda cemaat üyeleri mağarada o genç adama ne olduğunu merak etmişler ve mağaraya gitmişler.Mağarada genç adamın cesedi ile karşılaşmışlar.Elindeki zincileri çözüp mağaradan cesedini almışlar ve dağda bir ağacın dibine gömmüşler.Cinlerde o mağarada kalan o kitabı kendilerine zarar gelmemesi için saklamışlar."

 Buraya kadar dinlediklerimiz ve yıllar yıllar önce köyde yaşanan bu kan donduran olaylar bizi çok korkuttu.Hoca derin bir nefes aldı ve ekledi."Gelelim bu konun sizinle olan alakasına.Cinler o genç adamın ölümüyle köyü rahat bıraktılar.Taki siz o mağaraya girene kadar.Mağarayı bulmanızı sağlayan kişi arkadaşınız sandığınız kişi İsmail'di.İsmail sizlerle beraber o mağarayı buldu.Sizlerle beraber mağaranın derinliklerine indi ve kitabı buldu.Sizler akşam evlerinize dağıldığınızda İsmail o mağaraya tekrar dönüp cinleri öldürmenin yöntemlerinin yazıldığı o karanlık kitabı okudu".Hocanın sözünü kestim ve "hocam İsmail neden böyle birşey yapsın? O bizim arkadaşımızdı.Can dostumuzdu"dedim.Hoca eliyle müsade et dercesine bir işaret yaptı ve devam etti."İsmail cinleri öldürmenin yöntemlerini öğrenmeye çalıştı.Çünkü o yıllar önce zincirle mağaraya götürülüp intihar eden genç adamın torunu.İsmail'in anne ve babası bu intikamı yapamayacaklarını düşünüp doğacak ilk çocuklarının bu işi yapmasına karar vermiş.Küçük yaşta ona büyüler öğretmiş ve yapması gerekenleri anlatmış.İsmail'de sizleri kullanarak cinlere zarar vermek istedi.Bu esnada cinler tekrar bir saldırı olmasını istemedikleri için köye saldırdılar.Köylülerde bu yüzden köyü terk edince İsmail bunların hepsinin sizin suçunuz olduğunu düşünmüş ve sizden intikam almak için büyüler yaparak köye gelmenizi sağlamış.Yapmamız gereken bir kaç şey var.Ondan sonra sizler rahata ereceksiniz ve bundan sonra köye insanlar yerleşse bile hiçbir musallatın pençesine düşmeyecekler".

Şayt-ı Düğüm 2 (Yaşanmış Cin Vakası)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin