Sinem ve Beklenmedik Teklif

34 2 10
                                    

Nöbette olduğum bir günün sabahıydı. Nöbet devri için, diğer hemşireleri bekliyorduk. Ortalık sakin olduğu için diğerleri sigaraya çıkmıştı. Sigara içmediğim için beni gözlemde bırakmışlardı.

Normalde kartla açılan kapı tıklatıldı. Önümdeki garaj kumandasına benzer kumandaya basıp, kapının açılmasını sağladım. Gelen Atalaydı. Ayağa kalktığımda elini omzuma koyup bastırdı. "Otur, otur."

"Ne oldu ki? Gözlemde senin hastan yok. Devire geldiysen, daha yarım saat var." Emin olamayıp saate baktım. Evet, yarım saat vardı. Bana bir şey demeden panonun önüne geçip nöbet listesine göz gezdirmeye başladı.

"Şey sizin listeniz doktor odasında değil mi? Bu hemşire listesi."
Parmağını listede gezdirdi. "Biliyorum." Diye mırıldanmıştı o sırada. Parmağı benim adımı bulup nöbetlerimin üstünde dolaştı. 8 olduğum bir günün üstüne parmağıyla pat-pat yapıp bana döndü. "Akşam yemeği yiyelim. Cumartesi."

Bir şey diyemedim. O sırada Atalay gitti. Ama ben atalayın az önce olduğu noktaya baka kalmıştım.

"Ooo uçmuş bu." Kardelen'in sesiyle kafamı iki yana sallayıp ona döndüm. Ne zamandır boşluğa bakıyordum acaba? "Bir şey mi dedin?"
"10 şey dedim canım ama sen buralarda değildin galiba?"
Masanın arkasına geçip yanımdaki tekerlekli sandalyelerden birisine oturdu. "Kardeleen." Dedim sondaki e'yi uzatarak. Orderları düzenlerken cevapladı. "Efendiim." O da i'yi uzatmıştı.

Tam ağzımı açmıştım ki, kapı açıldı ve gözlem doktoru,diğer doktorlar ve bugünün hemşireleri içeri girdi. Ayağa kalkarken kardelene doğru eğildim. "Çok önemli birşey konuşacağım, çıkışta birlikte gidelim."

"Ee bakalım kim devrediyo?" Dedi gözlem doktoru. O sırada sigaradan dönen suna abla ve serkan abi, hızla yanımıza geldi. Serkan abi orderları kaptı ve doktora "Ben devrederim Ahmet bey." Dedi ve hastaları dolaşmaya başladılar.

---

Hemşire odasında üstümüzü değiştirdikten sonra çantalarımızı ve montlarımızı alıp dışarıya ilerledik.
"İyi istirahatler" demişti yeni gelenlerden birisi. Kardelenle bir ağızdan "Kolay gelsin." Dedik.

Hastaneden biraz uzaklaşınca anlattım olayı. Normalde hastanede dedikodu çabucak yayıldığı için kimseye anlatmazdım ama kardelenden laf çıkmayacağına emin olduğum için anlatıyordum.

"Eee buna mı şaşırıyorsun?" Nasıl ya? Tepkisi bu muydu yani?
"Tabii ki şaşırıyorum kardelen. Nasıl donup kaldım görmedin mi?" Güldü. "Sinem, Atalayın sana bir şeyler hissettiğini sağır sultan biliyor. Nihayet bir adım atabilmiş." Şaşkınlıktan olduğum yerde kalakaldım. "Ne?! Atalay bana bir şeyler mi hissediyor?"

Kolumdan tutup beni yanına çekti ve koluma girdi. Yeniden yürümeye başladık. "Sinem, bu kadar salak olma. Seni neredeyse her gün evine bırakıyor. Atalayla ilgili sorunu olan sana geliyor, sen onu bi güzel azarladıktan sonra çocuk ertesi gün hareketlerine dikkat etmeye başlıyor. Geçen evimize geldi demiştin. Ki o kadar hasta da değildin, bunu o da biliyor. Resmen ailenle tanışabilmek için yapmış. Daha sayabilirim." Anlıyor musun artık aptal? Dermiş gibi baktı. "Böyle şeylerde cidden saf oluyorsun." Dedi ve üstüne bal kaymak oldu.

Konuşa konuşa metroya gelmiştik. Sarılıp onu uğurladım ve bende otobüs durağına gittim. Ama Atalayın arabasının önümde bitmesi bir oldu.
"Sinem, niye beklemiyorsun? Bin hadi."
Gerginlikten çantamın kulbuyla oynuyordum. "Atalay sana çok zahmet oluyor. Ben otobüse bineyim." Kaşları çatıldı. "Olmaz öyle şey, bin dedim."

Aklım çok karışıktı ve gergindim. Atalayda tam üstüne gelmişti. Ağzımı açtım, konuşacaktım ki arkadaki otobüs, atalayın arabasına korna çaldı. "Bin hadi trafiğe engel oluyoruz." Dedi. O öyle deyince bir şey diyemeyip bindim arabaya.

İlk Çarpıntı |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin