son

3.9K 373 141
                                    

Şarkıyla okuyun dostlarım , o şarkı benim herşeyim.

Yere basmayan ayaklarımı sandalyeden sallarken tırnaklarımı yiyordum.Calum yanımda söylenirken Ashton dalgınca koridoru izliyordu.Polis merkezindeki bekleyişimiz asırlar sürecek gibiydi.

Buraya getirilme nedenimiz "adam dövmekti" ama Calum inatla suçlu olmadığımızı aksine kahraman olduğumuzu söylüyordu. Açıkçası bu uzun bekleyiş süresince olanları bolca değerlendirme fırsatım olmuştu yani dövdüğümüz adamın sandığımızın aksine seri katil yada mafya olmadığını düşünmeye başlıyordum. Ya yanlış kişiyi dövdüysek?

Kapı açılınca içeride Polis Şefi Bay Wilson'ın ve dövdüğümüz adamın yanına çağırıldık , Bay Wilson'ı tanıyor sayılırdım ama kesinlikle buralara çok uğrayan türde biri değildim.Umarım Calum orada da böyle konuşmazdı.

Odaya girdiğimde lavantalı oda parfümü kokusu o kadar yoğundu ki neredeyse tadını alabilirdiniz , Bay Wilson'ın masasının karşısında boş olan üç geniş siyah deri koltuk vardı , oturmamızı işaret ettiğinde dövdüğümüz adamla göz teması kurmamaya çalıştım ama adamın kızarmış ve şişmiş gözüne bakmamak mümkün değildi muhtemelen bir iki güne suratı mosmor olacaktı.Bu manzara ve adamın sessizce oturması bende daha da suçluluk uyandırdı , kesinlikle bir şeyler yanlıştı.

Wilson masaya eğilip bir dosyaya baktıktan sonra kalkıp dosyayı koltuklarla takım olan siyah dolaba koydu.Tekrar yerine geçtiğinde gözleri üçümüz arasında geziniyordu.Bu sırada Calum'a bakma gereyi duydum onu da benim kadar sessiz görünce rahatladım.

Bay Wilson "Bakın..."diye başladı sözlerine.Söyleyeceği herşeye ve annemin birdaha benimle konuşmayacağı gerçeğine kendimi hazırlamaya çalıştım. Şimdi ne olacaktı ? Ömrüm hapiste mi geçecekti ? Adamı döverken ne düşünüyorduk ki?

Wilson biraz daha öne eğildi ve "Sanırım ortada büyük bir yanlış anlaşılma var Bay Davis ile konuştum sizden şikayetçi olmadığı için ne kadar şanslı olduğunuzdan haberiniz vardır umarım."dedi sesi küçük bir çocuğu azarlıyor gibi çıkmıştı.

Üzerimden büyük bir yükün kalktığını hissettim Calum'sa far görmüş bir tavşan gibi olmuştu , ondan beklediğim hazır cevabı vermedi.

"Nasıl yani yanlış anlaşılma mı?" sormak üzere olduğum soruyu benden önce Ashton sormuştu.

Winson arkasına yaslanıp derin bir nefes aldı "Bu oldukça uzun size...." kısa bir süre adama nasıl sesleneceğini düşündü ve devam etti "Lenny'nin anlatması daha iyi olur ve olayı sonrada sizden dinleriz."dedi.

Lenny hızla başını onaylamayan bir şekilde salladı ve "Hayır hayır ! ben onlara kesinlikle açıklama yapamam sizden duymaları daha iyi." dedi. Bizden ne kadar korktuğunu görünce neredeyse gülecektim. Lenny Davis denen adam otuzlu yaşlarının sonunda ince uzun görünümlü biriydi , birde sivri bir burnu vardı.

"Pekala sözümü sakın kesmeyin ve sessizce beni dinleyin." dedi yaşlı polis şefi.Bir an onun için üzüldüm , acaba günde kaç kere böyle durumlarla uğraşıyordu ?

Hepimiz onaylayan mırıltılar çıkarınca anlatmaya başladı " Lenny'nin arkadaşı mahsur kaldığınız kafenin sahibi Bill. Aralarında ufak bir tartışma varmış sonra Lenny Bill'i aramış telefon yüzüne kapanıncada meraklanıp kafeye gelmiş , konuşmak ister misiniz?" Winson imalı bir şekilde Calum'a baktı ve sessizce oturan Calum cinayet dosyasının kapanmasına karşı çıkan bir avukat gibi ayağa kalktı "Bu tamamen saçmalık."dedi.

Polis Şefi Winson "Ozaman neden bize neler olduğunu anlatmıyorsun?"dedi.Calum önce oturduğu yere sinmiş soğuk terler döken zavallı Lenny'e baktı sonrada yapacağı açıklamadan cesaret almak için bize.

rainy mood ● hoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin