Eveet. Eve geldik. Şu anlık bir planımız yok. Şu Kerem öküzüyle sürekli bakışıp duruyoruz. Şşş hooop. Yanlış anlamak yok! Emin olun nefret dolu bakışlarımı görseniz yanlış anlama falan olmaz. Ama dediğim gibi uğraşmak hoşuma gidiyor. O değil de sıkıldım. Can ve Yağmur kendi aralarında konuşuyorlardı. Baya kaynaşmışlardı. Barış ve Melis bizim aksimize birbirlerine kaçamak bakışlar atıyorlardı. Biz mi? Boş... Hiçbir şey yapmıyorduk. Bir de... Barış'la tanışmıştık. Çok sevmiştim. İyi çocuktu. Ama biraz daha insanlar hakkındaki düşüncelerimi söyleyerek kendimi oyalamaya çalışırsam gerçekten patlayacağım ve bağırsaklarımdan işkembe yapacaklar.
Z: Aaa ama sıkıldım ben boşuna mı geldik biz buraya??
K: Gençler ilk defa Zeynep'e katılıyorum.
C: Valla abicim benim için hava hoş ama...
B: Aslında evet bir şeyler yapsak daha güzel vakit geçirmez miyiz?
Y: Tamam ya sakin. Bence D/C oynayalım.
Aha! Ben de ne zaman Yağmur'dan böyle çılgın bir fikir çıkacak diye bekliyordum.
M: İyi fikir.
Tabii canım. Aralarındaki tek anormal mi yoksa tek normal mi olduğuma karar veremiyorum.
C: İyi o zaman ben şişe getiriyorum.
Can şişe getirmeye gittiğinde biz çoktan yuvarlak oluşturmuştuk. Oyuna hazırdık galiba. Heh! Can da geldi. Tabii elinde bir adet cam su şişesiyle.
K: E hadi başlayalım!
Kerem şişeyi ilk çeviren oldu. Aynı zamanda ilk cevaplayan. Soru kısmı ise Barış'a geldi. Kerem, Barış'ın sormasına kalmadan doğruluk dedi. Barış elini düşündüğünü belli eden bir ifadeyle çenesine götürdü ki...
K: Barış, neler sorabileceğini biliyorsun kardeşim.
B: Peki Kerem peki.
Nölör sorabölöcöğünü bülüyorsun kordoşum. Salak şey. Mr. Muscle(bilmeyen varsa diye söylüyorum muscle kas demek.). Ukala egoist. Keşke insülin egoyu da dengeleyebilse...
B: Tamam kardeşim, söyle bakalım. Hiç etkilendiğin biri oldu mu? Ama böyle... Gerçekten etkilendiğin, olsa nasıl olur dediğin. Biz diyebileceğini düşündüğün biri.
Galiba Barış saf biraz. Cevabı bilmiyormuş gibi soruyor. Ben bile biliyorum yani.
K: Hayır.
Bak işte... Kısa bir soluklanma süresinden sonra şişe tekrar çevrildi. Evet dönüyor. Dönüyor. Aa hadi ama... Hayır hayır hayır hayır eğer cevap kısmı bana gelirse Kerem karşımda oturduğu için soru kısmı da ona gelir. Dedim kiii oh! Bana gelmedi. Hemen yanımda oturan Yağmur'a baktım. Stres yapmıştı benim gibi. Soru kısmı mı? Can'a gelmişti!!
Y: Doğruluk.
C: Yalnız olmuyor böyle doğruluk doğruluk. Hayır diyeceğim ki yapamayacakları şeyler var ama... Yani biz de acımasız değiliz yapılmayacak şeyler söylemeyiz.
Y: Uzatmasak!
C: Tamam tamam. İçimizde en yakışıklı karizmatik ve kendine aday olarak gördüğün kişi kim?
Yağmur çalışmadığı yerden soru gelmiş gibi bakınıyordu. Var bunlarda bir şeyler ama yakında çıkar kokusu. Benim burnum da keskindir alırım ben en kısa zamanda haberleri. Şaka şaka böyle iğrenç esprilerle gelmeyeceğim. Sadece Yağmur benim bestim. Tabii bir de Melis var. Ben anlarım yani onların hallerinden.
Y: Iğm... Şey... Ben yani... Bilemedim ki. Şimdi emin değilim. Sensin galiba. Emin değilim ben.
Bir dakika ya "sensin galiba" mı dedi o?!?! Ay bak bir de arada kaynatmaya çalışıyor. Biz de duymadık zaten. Soruyu duyduktan sonra herkes cevaba dikkat kesildiği için hemen yakalarlar cevabı.
C: Hmm... Benim yani...
Y: Ne?!? Ben demedim ki sensin diyee.
C: Yağmur yapma ya. Duyduk hepimiz değil mi?
Can bize döndü ve onay bekledi. Biz de hemen kaflarımızı aşağı yukarı salladık. Tabii Yağmur hayal kırıklığına uğramıştı. Biz de bir onayımızı ortaya koyduktan sonra Yağmur sus pus oldu. Cevap veremedi. Vee evet tekrar gelsin sorular cevaplar. Şişe çevrildi. Kerem sorar, Melis cevaplar.
M: Cesaretlilik.
K: Oo kızımız cesur çıktı. Neyse. Barış'ı öp.
Öhe yani! Yavaş gel Kerem. Ama sen bfşşşşşşş den anlarsın. Hayvansın ya hani.
M: Ama bu-bu ne saçma bir şey ya!
K: Hey hey! Sadece yanaktan ya.
Melis iç geçirdi. Yapmak zorunda olduğunu biliyordu. Çünkü kimsenin kendisine korkak demesine dayanamaz(benim gibi). Ooo bir dakika bir dakika. Melis yavaş yavaş Barış'ın yanağına yaklaşıyor. Oooooooooooo! Ve beklenen son. Barış'ın suratına dağılan tebessümü fark edebiliyorum. Ben olanları gözlemlerken oyuna devam ediyorduk.
...
Oyunu devam ettirirken saatin 9 olduğunu fark edememişiz. Yorulmuşum ya! Zaten Melis ve Yağmur'un da gözlerinden okunuyor ne kadar yoruldukları.M: Ya bitirsek mi artık?
Z: Bence de.
K: İyi son bir kez.
Bizim bir şey dememize kalmadan şişeyi çevirdi Mr. Muscle. Ve duracak zamanı buldu. Soran KEREM! Cevaplayan BEN! Lütfen ya lütfen kötü bir şey sormasın.
K: İnşallah doğruluk dersin.
İnat değil mi?
Z: Cesaretlilik!
K: Gel bakalım oltaya Limon hanım!
Z: Limon ne be?! Neyse ne oltası?
K: Saflığını anlamıyorum. Cesaretlilik diyeceğini bildiğim inat edeceğin konusunda emin olduğum için öyle dedim.
Yani... Ben... Şimdi... OLTAYA TAKILAN BALIK MİSALİ KANDIRILDIM MI ?
K: Eveeet. Söyleyeceğim şey gayet basit. Benimle sadece 2 hafta çıkacaksın. Çok ciddi bir şey olmaz zaten.
Hm... O kadar zor deği- Neeeee ?!?!?!?! Ne diyor bu? Salak, Mr. Muscle, ukala, öküz, hayvanat.
Z: Olmaz.
C: Ya Zeynep saçmalama oyun bu kuralına uyacaksın. Ayrıca 2 haftacık ya, yapamaz mısın?
Z: Sen kimden yanasın tatlım?
C: Kereem.
Off olmaz ki ama. Ben ölsem çıkmam şu sırıtan kaslıyla.
K: Zeynep uzatma tamam mı? Çıkıyoruz ve sen bunu kabulleniyorsun. Sadece 2 hafta çıkacağız. Ve unutma, bunu sırf sana inat olsun diye yapıyorum. Sakın ama sakın başka bir şey sanma! Ama cayacağını da düşünme!
Kerem bağırmıştı ve ne yalan söyleyeyim, tırmıştım. Neden yapıyor ki? Off neyse. Kabullenmek zorundayım.
Z: Tamam.
Söz ağızdan bir kere çıkar! 2 haftalık dayanma sürecim var. Atlatırım ya 2 hafta dediğin ne ki? Göz açıp kapayıncaya kadar geçer. AMA 253663673727277 KEZ GÖZ AÇIP KAPAYINCAYA KADAR!!!!!
*!!!ÖNEMLİ!!!Eveet yeni bölüm geldi. Ama kısa olabilir. Lütfen hoş görün. İnşallah beğenirsiniz <3. Yalnız beğenirseniz de beğenmezseniz de yorum yapın lütfen! Vote vermeyi de bana çok görmeyin <3 <3 Bu bölümün isteklerinizi karşıladığı umuduyla... <3 multimedyaya da zeyker fotoğrafları koyuyorum. MOTİVASYON amaçlı :)))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Çılgın Hali (ZeyKer)
RomansAşk ve nefret... Her iki zıt duyguyu da aynı kişiyle tadan bir kız. Peki hangisi ağır basacak? İçinde filizlenen öfke onu yaşayabileceği aşkın güzelliklerinden mahrum mu bırakacak yoksa masumiyeti ve affediciliği ona aşkın en çılgın hali olarak geri...