>kerem
Zeynep'in elinden tutup kendi arkadaş çevremin yanına götürdüm. Yüzündeki şaşkın ifade, onum bu haline gülmeme sebep oldu. Arkadaşlarımla tanıştıracağımı tahmin etmiyordu herhalde. Gerçi kız haksız da sayılmaz. Sadece 1 hafta- ki o da oyun için- çıkacağız bu limonla. Ama 1 hafta 1 haftadır. Tabii canım 1 haftanın 4 hafta olacak hali yok ya assgsjhajsgshh. (O bir gülüş değil çarpılmaydı.) Dur bakalım daha nasıl tepkiler verecek bizimki?
>zeynep
Kerem elimden tutup beni yakışıklı birkaç çocuktan oluşan topluluğun içine götürdü. Beni yanında götürmesi üstelik bunu elimden tutarak yapması beni şaşırtmakla kalmamıştı. Sinirlenmeye başladım bileee... Evet sinir katsayım gittikçe yükseliyor.
Z: Ya ne yaptığını sorabilir miyim?
K: Hayır.
Ahah. Dalga geçiyorsunuz herhalde.
Z: Ne demek hayır? Bırak şu elimi ve sakın beni o ortamda bulunmaya zorlama.
K: Off Zeynep ne halin varsa gör. Benim yanımda olman seni bu kadar rahatsız ediyorsa tamam. Mecbur değilsin.
Z: Nasıl?
K: Diyorum ki evet 1 hafta kadar oyun gerekçesiyle çıkacağız. Ama bu süreçte hep yanımda olmak zorunda değilsin. Ne de olsa bu durumdan rahatsızsın. Kim bilir? Belki benden tiksiniyorsundur.
Sesinden alındığı çok belliydi. Ama bunu yapmaya hakkı yok ki onun! Hem beni ilk günden alsın kendi çevresine "sevgilim" diye yanaştırsın hem de ben istemedim diye triplensin. Aman!
Z: Ne alakası var ya? Neden tiksiniyim ki senden? Sadece 1 hafta sonrasını düşünüyorum. Ne diyeceksin 1 haftanın sonunda.
K: Peki Zeynep. Ben senin dersin bitince bekliyor olacağım. Ama gelmek istemezsen söylersin.
Bir şey söylememe kalmadan beni öylece bıraktı ve kendi dersine gitti.
...
1 HAFTA SONRA
Bir haftanın daha sonuna geldiik. Bugün pek mutlu değilim. Çünkü oyunun son günü! Game over yani.Neden mi üzgünüm? Hemen söyleyeyim. Ben Kerem'den hoşlanmaya başladım a dostlaar!!Sabah sabah kalktım fırına gittim. Poğaça börek aldım ve eve döndüm. Tabii bizim kızlar hala uyuyor.
Z: Uyuyan güzeller uyanın bakalım.
Ben bağırınca uykusu bir hayli ağır olan Yağmur uyandı mı dersiniz? Tabii ki hayır. Ama elimizde bir adet saçları dağılmış, gözleri hafif kızarık, pijamalarıyla gayet şeker olan Melis var.
M: Zeynep sizin bu oyun işi bugün bitiyor galiba.
Z: Ayy sağol canım hatırlattığın için.
Melis kendine iyice gelip ağzına cherry domateslerden bir tane attı.
M: Ya benim kuzum üzülür müymüş ?
Z: Saçmalama ne üzüleceğim. Mutluyum ben.
Tabii ki söylemedim. Çünkü Kerem'den hoşlandığımı kimseye söyleyemem. Yapamam. Belki de alışkın değilim ondandır.
M: Hmm peki. Sen öyle diyorsan...
İştah miştah kalmadı bende. En iyisi şu işi bir an önce bitirelim. Yoksa patlayacağım ben. Bir an önce konuşalım, saçma oyunumuza son verelim. Bunun için de Kerem'i aramam lazım.
...
Kerem ile buluşacağımız kafeye geldim. Kerem bir masada oturmuş beni bekliyordu. Yanına yaklaştım ve selam verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Çılgın Hali (ZeyKer)
RomanceAşk ve nefret... Her iki zıt duyguyu da aynı kişiyle tadan bir kız. Peki hangisi ağır basacak? İçinde filizlenen öfke onu yaşayabileceği aşkın güzelliklerinden mahrum mu bırakacak yoksa masumiyeti ve affediciliği ona aşkın en çılgın hali olarak geri...