Y: Gel canım hadi çıkalım bekletmeyelim onları. Hem bak eve gelince bol bol konuşuruz. Şimdilik bir şey deme.
Z: Merak etme. Benim tatsızlık çıkarmak gibi bir amacım yok.
Daha cümlemi bitiremeden Yağmur tekrar söze başladı. Ortada bir gerginlik yoktu. Ama dışarı çıkınca iyi şeyler olur mu olmaz mı garanti veremem. Tabii ki Kerem'e çemkirmem ama duygularımla hareket edip gözyaşlarımı salabilirim. Zaten ben izin versem ipinden boşalan dana gibi akacaklarına eminim. E o zaman da ortam birazcık bozulacaktır.
Y: Ay hayatım yanlış anladın sen. Tatsızlık çıkarmak neden isteyesin ki?
Z: Tamam Yağmurcum anladım ben seni.
Kısa süreli bir sessizlikten sonra Melis zirvedeki enerjisini bize yansıttı.
M: Ee kızlar ne duruyoruz hadi bakalım! Alem kız görsün!!
Alt üst olmuş sinirlerimle birazcık olsun gülümseyebilmiştim. Yanımda bu şebekler varken somurtmak ne mümkün zaten?!
Z: Kızlar bir üstümüzü değiştirsek hemen.
Y: Neden?
Z: Rahatsız oldum daha spor bir şeyler giyebiliriz.
M: Sen şuna buldumcuk gibi görünmek istemiyorum desene.
Z: Off Melis hadi geç kalacağız.
...
10 dakika içinde daha spor elbiseler giyinip indik. Bu sefer beyaz giyen ben olmuştum. Melis bebek mavisi giymişti. Yağmur ise kendisine çok yakıştırdığım koyu mor bir elbise giymişti. Bu kıyafetler daha spordu. Abartısız, süssüz püssüz elbiselerdi. Giyinmeden önce Keremlere mesaj attığımız için rahattık. Ama acele etmemiz gerekiyordu. Kök salarlar falan şimdi. Dışarı çıktık. Çıkar çıkmaz da erkekler bizi baştan aşağı bir süzdü. Yine gzliz lant olsn .s.s.s.s.s.s.
C: Ooo kızlar pek bir güzel olmuşuz. Yağmur, çok hoşsun.
Yalandan öksürdüm. Orda duracaan! Can'la biz bu kadar uzun süredir arkadaşken-hatta kardeş kadar- benden önce Yağmur'un gelmesine bozulmuştum. Bir yandan da bunların arasını nasıl yapabilirim diye düşünüyordum. Ne yani? Yağmur'un Can'dan hoşlandığını anlamayacak mıydım? Ya Melis ve Barış? Ben anlarım. Biz 3 silahşörleriz.
C: Zeynepcim seni söylememe gerek yok heralde. Sen apayrısın biliyorsun. Kıvırcık prenses!
Z: Sağol Can'cım ama bir şey yok yani halimizde. Kıyafetlerimiz yeterince rahat ve spor.
C: Sizin üstünüzde balo kıyafeti gibi durmuş güzellik!
Can hafiften kolunu omzuma atıp çekti. Kerem'e baktığımda kafası arabasına çevrilmişti. Sonra Barış Beyimiz lafa girdi.
B: Çok güzel olmuşsunuz. Hem abartısız hem de alımlı.
M: Teşekkür ederiiiz.
K: Iı... Şey. Hoş olmuş. Neyse gidelim mi artık?
Z: Gidelim bence de.
Kerem'i sıkmamak için elimden geleni yapıyordum. Ama bir yandan da ona sarılıp öylece yürümek hoşuma giderdi diye düşünüyordum. Ama o benden hoşlanıyorken-en azından-hoşlantısını azaltmak istemem. Ovv. Türkçe ağlıyor şu an. Arabaya bindik. Arabada sükunetimizi koruyorduk. Can, Barış, Melis, ve Yağmur Can'ın arabasıyla giderken biz Mr. Muscle'ımla onun arabasındaydık. Sükunetini koruyanlar da elbette ikimizdik. Neyse ki bu çok uzun sürmedi.
K: Biz sizi bir yere götüreceğiz ama size sormadık. Problem olur mu?
Z: Yoo olmaz. Yani benim için olmaz. Yağmur ve Melis için de olacağını zannetmiyorum. Can ve Barış var nasıl olsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Çılgın Hali (ZeyKer)
RomanceAşk ve nefret... Her iki zıt duyguyu da aynı kişiyle tadan bir kız. Peki hangisi ağır basacak? İçinde filizlenen öfke onu yaşayabileceği aşkın güzelliklerinden mahrum mu bırakacak yoksa masumiyeti ve affediciliği ona aşkın en çılgın hali olarak geri...