chapter 11

476 56 30
                                    

zayn: selam, nasılsın?

uzun zamandır konuşmuyoruz.

seni özledim.

liam: iki gün oldu zayn.

zayn: iki asır demek istedin herhalde...

bana öyle geldi de.

neyse, bana hala soğuk mu yapıyorsun?

hani kızgın değildin.

liam: değilim zaten.

sadece biraz işim var.

fazla müsait değilim.

zayn: oh, yani sana mesaj atmamam gerektiğini mi söylemek istiyorsun?

liam: evet.

ya da hayır.

bilmiyorum kafana göre takıl.

nasıl olsa mesaj atma desem bile atıyorsun yani benim bir şey söylemem pek önemli değil.

zayn: haklısın minik farem.

aslında ben sana bir şey söylemek istiyorum.

daha doğrusu sormak...

liam: sor.

zayn: biz, ikimiz...

sen ve ben...

diyorum ki acaba buluşsak mı?

ben seni çok özledim.

liam: üzgünüm, seninle en son buluştuğumuzda hiç iyi şeyler olmamıştı.

zayn: hadi ama liam.

sanki seni zorlamışım gibi konuşuyorsun.

liam: her neyse...

buluşmak çok da mantıklı bir fikir değilmiş gibi geliyor.

zayn: peki, tamam.

liam: itiraz etmeyecek misin?

zayn: hayır.

liam: bir ihtimal acaba şu an bana trip atıyor olabilir misin?

zayn: hayır.

liam: zayn, tanrım...

zayn: ne?

liam: tamam buluşalım, lanet olası...

zayn: OH KABUL EDECEĞİNİ BİLİYORDUM.

liam: baştan söyleyeyim bugün gelemem.

ama yarın olur.

nerde buluşuyoruz?

zayn: EVİMDE.

liam: senin tam bir aptal olduğunu unuttuğuma inanamıyorum.

zayn: ben de seni seviyorum.



good years | ziamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin