Çalar saatimin en sevmediğim tonuyla
dank dank diye kafama vurur gibi çalmasıyla ayaklandım,
geç kaldım korkusuyla gözlerimi acar açmaz ilk olarak saati inceleyen gözlerimi
ovuşturup doğru görüp görmediğime emin olmak için tekrar baktım,
neyse ki geç kalmamıştım
saat 08.30'ugösterirken hızlı adımlarla gardırobuma koştum,
en sevdiğim tonları giymek istedim havanın rengiyle uyumumu bütünleştirmek istercesine,
hava buğuluydu,sonbaharın dökülen yaprakları kaldırımları süslüyordu,bulutların gökyüzünde saklanmasıyla laciverte bürünen gök ve kahve tonlarının birleşimiyle harika bi uyum çıkmıştı ortaya.
Krem örgü,salaş kazağımı çıkardım,
beyaz pantolonum ve krem kabanimi alıp yatagin üzerine bıraktım usulca.Dağınık saçlarımı toplayıp topuz yaptım sectigim kıyafetlerimi üzerime alıp
altın kaplama saatimi taktım bileğime çantamı da alırken Telefonumun ekranına bakınca Seçil'in,Merve'nin,Yeliz'in aradığını gördüm, cevapsız aramalarımın sayısı 15'di, hızla telefonumu kavrayıp,grubumuzun en sakinini Merve'yi aradım, digerlerinin beni beklemekten sıkıldığında,sinirlendiklerini tahmin ettigim için
"Nerdesin Kızım duymuyor musun telefonu? Dışarda seni bekliyoruz,hadi gel"
demesiyle kapıya çıkmam bir oldu. Bizim tayfanın beni beklemekten âdeta ağaç olduğunu farkedip onlara bakarak tebessüm ettim.
"Çok yorgundum Ve baş ağrımla uyuyamamıştım dolasıyla uykuda kaldim"
diyerek,mırıldanıp bozuntuya vermeden elimi havaya kaldırdım kendimi teslim edercesine.
Ilk derste,ödev teslimatı ve sunum vardı neyseki teslim edip kurtulacaktık.
Çünkü bu ders bölümümüzün en önemli dersiydi ve bu dersin hocası inanılmaz aksiydi,her şeye takıntı yapan biri olması işimizi daha çok zorlaştırıyordu.Bölüm hocamız, Akif Hoca grupları tek tek kaldırıp ayrıca sunum yapılmasını da istiyordu,
öğrenciler her ne kadar oflayıp isyan etse de bir şey değiştirmiyordu
Çünkü;hocaya itiraz edebilen tek bir cesur yürekli yoktu sınıfta.
Herkes ödevleri teslim edip sunumlarını yaparken,
En son,
sıranın bize geldiğini farkedip tahtaya çıktık,Ben ve Yeliz ödevi teslim ederken,Kaan, Merve ve Seçil şunun yapmayı tercih etmişti .
Flaşı bilgisayara takarak çizimleri açarken , sınıf pür dikkat bizi dinliyor olacaklar ki büyük bir sessizliğe bürünmüştü herkes
Hoca, değerlendirmeyi bitirince yerlerimize oturttu, yerlerimize geçer geçmez,
Akif Hoca
"Ders bitti gençler, dağılabilirsiniz"
diye mırıldandıktan sonra herkes dağılmıştı.
Kantinde birer kahve alıp orada duran sandalyelerde yerlerimizi almıştık,
herkes derslerin yoğunluğundan şikayet ederken,Merve,
"bu hafta sonu bir şeyler yapalım mı gençler?" deyince, kimse hayır demezdi öyle ki vizelerin yoğunluğu ve ödevler herkesi bıktırmıştı.
uzun zamandır bir arada sosyal bir faaliyetimiz olmamıştı,
Ben yine ısrarcı tavrımla her ne kadar "hayır" desem de Merve için bir şey değişmeyecekti, çünkü;Merveyle inatlaşabilen pek kimse görmemiştim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Ötesi
Teen FictionBir Gece düşünün, bütün sevincin, hevesin boğazına düğümlenip ölmek ile yaşamak arasında kalan, kıyının en tenha köşesine yüreğini,bedenini mahkum bırakarak sadece bir vaktin ömründen çalışı gibi ... Hangi "Sır" sonsuza kadar meçhul kaldı ki? Bir...