..tam 1 yıl önce içimde öldürdüğüm insan kanlı canlı karşımdaydı. Düşünemiyorum, nefes alamıyor hatta konuşamıyordum. Gözlerinin içine baktığımda onun da şaşkın olduğunu görebildim sadece. Beni görmesine ve tanımasına rağmen elini indirmemişti. Bana yaşattığı onca acının ve geçen onca günün ardından dostça selamlaşacağımı mı sanıyordu gerçekten. Hayır bunu yapmayacaktım. Onun tenine selamlaşmak için bile olsa değmeyecektim. Kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki. Hızlı geçen araçların bir zaman sonra tek görünmesi olayı gibi bir an durduğunu sandım kalp ritimlerimin. Ama maalesef durmamıştı. Hâlâ hayattaydım. Ölmeyi hayatım boyunca iki kez istemiştim. Bi 1 yıl önce o adam beni terk ettiği zaman bir de o adamı şuanda karşımda gördüğüm bu zaman. Iki ölüm isteği, ikisi de aynı kişi yüzünden.
Çantamı bile almadan hızlıca lavaboya yöneldim ki lavabonun yerini bilmediğim için bir sürü yöne yönelmem demekti bu. Henüz içmeden sarhoş olmuş gibi hissediyordum kendimi. Eski zamanlardaki gibi kokusu beni sarhoş etmeye yetmişti.
Insanlara çarpa çarpa en sonunda üzerinde kadın figürü olan kapıyı buldum ve içeri daldım. Içeride iki kadının öpüştüğünü gördüm. Nefes nefese "çıkar mısınız?" diye tüm iyi niyetimle sordum. Bana baktılar ve hiç tepki vermeden öpüşmeye devam ettiler. Zaten sinirli olan Sude işte şuanda köpürmeye başlamıştı. Beynim resmen alarm veriyordu. Sesimin son raddesiyle bağırdım "çıkın!". Belaya bulaşmak istemediklerini belli ederlercesine offlaya offlaya kapıyı çarpıp çıktılar. Nefes nefese lavabo pervazına tutundum ve başımı kaldırıp koca aynadan yüzüme baktım. Beynimin ne için alarm verdiğini biliyordum. Ağlama seansı başlamıştır iyi seyirler dedim içimden ve ağlamaya başladım. O kadar canım yanıyordu ki ben içimdeki her şeyin zamanında kül olduğunu sanırken. Tam yere eğilecekken Ceyda hızlıca içeriye girip beni kollarımdan tuttu ve hızlı bir hamleyle beni kendine çekerek sarıldı. "Özür dilerim Sude'm. Inan planlı birşey değildi ben de çok şaşırdım" vb. bir sürü şey söyledi. Ceyda'ya inanıyordum. Bana bile isteye bu kötülüğü yapmazdı. Herşeyden önce kan'ımdı.
Biraz daha sarılı kaldıktan sonra Ceyda'yı nazik bir şekilde kendimden uzaklaştırdım ve çantasına bakarak "koyu renk rujun var mı?" Dedim
"Işte benim kızım. Vee eski Sude sahalara dönerr!" Diyerek sevinç serenomisi verdi. Bir savaştaydım. Belki yenik düşecektim 1 yıl önceki gibi. Ama bu sefer asla savaşmadan değil.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
UÇURUM ÇİÇEĞİ
Teen FictionUçurum çiçeği gibisin. intihar kokuyor bir yanın, bir yanın umut. uçurum kıyısına kadar gelenleri atlamaktan caydıracak kadar güzelsin, intihar etmek isteyenlerin kokusunun sindiği kadar solmuş.