One

772 36 213
                                    

Ilk bölüm karşınızda! Umarım beğenirsiniz ve yorum yaparsınız 💙🖤

Steven Grant Rogers

Natasha'nın elindeki alet çantalarına tuhaf tuhaf baktım. O kadar şeye 4 çanta nasıl yetmişti anlamıyordum. Gerçi kızlar 3 çantaya bile bir sürü şey sığdırıyorlar ama...

"Nat hepsinin gerekli olduğuna emin misin? Bazılarını bıraksaydık."

"Hayır gerekli. Çoğunu ben kullanacağım zaten." Başımı salladım ve yere iniş yapan jetten aşağı inip arabaya ilerledik.

《》《》《》♡♡

Bir süre sonra arabayı park edip mağaraya ilerledik. Neden mağara? Çünkü.. nedenini bende bilmiyorum Natasha ve tuhaf fikirleri...

Biraz daha ilerledikten sonra avengers kulesinin aksine eski püskü bir yerle karşılaştık. Mağara gibi  değil de tahta evler gibi döşenmişti içi. Orta kısımda sandalyede  hayatımızı 6 ayda mahveden adan oturmuş bize sırıtarak bakıyordu. Şeytan diyor atla üstüne.

Elimi yumruk yaptığımı Natasha'nın elimi tutup güven verir gibi konuşmasıyla anladım. Bu kızda birşey  vardı. Her sinirlendiğimde tek bir hareketiyle,sözüyle sakinleşiyordum.

"Sakin ol kaptan. Sinirini gösterirsen zaafın olarak kullanır." Gülümseyerek konuşmasıyla bende gülümsedim.

"Haklısın." Natasha adamın karşısına geçip bana baktı.

"Ee kaptan napıyoruz?" Omuz silktim.

"Herzaman ki gibi." Başını salladı. Çantalardan birini açıp kerpeteni çıkardı.

"Şimdi... konuşsan iyi olur şeref yoksunu. Yoksa tırnakların boş yere gidicek."

"Diline dikkat et."

"Steve yeter ama." Tip tip baksa da omuz silktim. Küfür etmeseydi.

"Banane küfür ettin." Elini alnına çarpıp birşeyler mırıldandı. Tahminimce yine küfür etti.

"Atışmanız çok güzel sonunda çıkmaya başladınız mı?" Adamın alayla çıkan sesiyle sertce baktım.

"Kapa çeneni."

"Kapa çeneni." Aynı anda konuşmamızla şaşkınlıkla Natasha'ya baktım. Adam bize bakıp kahkaha attı.

"Kesinlikle tam birbirinize göresiniz. Bay Ve Bayan Rogers." Dediği anda yüzüne inen yumrukla acıyla inledi.

"Şu iğrenç sesini kesmezsen gerçekten kötü olucak." Tehditkar sesi ile konuşurken bile güzeldi.

Ehem ben öyle birşey demedim. Unutun gitsin.

"Ama öyle. Kabul edin." Hâlâ alayla konuşmasına kaşlarımı çatıp soğukça konuştum.

"Biraz daha boş konuşmaya devam edersen sadece tırnağın gitmeyecek." Bir süre öylece durduktan sonra derin bir nefes aldı.

"Tamaam tamam konuşucam."

"Şükür"

"Ben aslında.." devam edecekken çalan telefonla sustu. Natasha gözlerini yumup küfür ettikten sonra telefonunu çıkardı.

"Diline dikkat et." Telefonla konuşurken ters ters suratıma baktı.

"Emin misiniz efendim?"

"Tamam." telefonu kapattıktan sonra iç çekerek saçlarının arasından elini geçirdi.

"Gitmemiz gerekiyor."

"Neden?"

"Fury çağırıyor." Kaşlarımı çatıp söylendim.

"Tam da zamanında yani." Natasha birşey demeden çantaları toplarken ona yardım edip birini ben aldım. Tabi adam yine çenesini tutmadı.

"Bir daha ki sefere yeniden beklerim. Özellikle seni ama kızıl." Içimde oluşan nedensiz kızgınlıkla hızla yürüyüp yüzüne yumruğu geçirdim.

"Bir daha ona kızıl dersen yaşadığına pişman  ederim." Adam sandalyeyle yere düşerken ben hızlı adımlarla ilerleyerek ordan çıktım ve arabaya bindim.

Arkadaşımdı sonuçta. Ve uzun süre ona ben kızıl dediğim için kıskanmıştım. Başkasının demesini istemiyordum. Tony bile olsa.

Ben ileriye bakarak düşünürken koluma vurulan elle yerimden sıçradım.

"Hey!"  Natasha  sırıtarak bakarken benim kaşlarım çatıktı.

"O kadar dalmışsın ki kapıyı çarpmamı bile duymadın."

Omuz silktim.  "Olabilir."

"Sen kıskandın mı?"

"Evet. Sonuçta uzun zamandır arkadaşız ve sana benden başka kızıl diyen olmadı. Şimdi de olmasın."

"Yemedim Rogers. Arkadaş bahane." Sırıtırken gözlerimi devirdim.

"Ister ye ister yeme.  Fury bizi niye çağırmış?" Arabayı çalıştırıp sürmeye başlarken göz ucuyla ona baktım. Sırıtışı solmuş kaşları çatık halde cama bakıyordu.

"Bu görevle biz ilgilenmeyecekmişiz."

"Ne? Ciddi olamazsın." Tip tip ona bakarken omuz silkti.

"Maalesef. Itiraz ettim ama işe yaramadı. "

"Ne demek yaramadı? Ya biz bunu 1 yıldır bekliyoruz nasıl böyle yapabilir aniden?" Öfkeyle elimi direksiyona vurdum. Hay içine!

"Üstelik izin verdi 1 hafta. Göreve falan çıkmayacağız." iç çekti.

"Hay içine!" Sırıtıp bana döndü ve sevinçle bağırdı.

"DİLİNE DİKKAT ET! Sonunda bunu edeme fırsatı yakaladım." Neşeli hali öfkemi silip süpürürken gülmeye başladım.

"Bir daha olmaz emin olabilirsin." Omuz silkti.

"Bu güzel günü unutmayacağım o zaman." Alayla konuşup başını omzuma yasladı.

"Yaa ne güzel ne güzel." Gözlerimi devirdim. Omuz silkti.

"Uyu istersen daha 4 saat yolumuz var."

"Zaten uyuyacaktım sarışın" sırıtıp gözlerini kapadı.  Bende birkaç saniye daha ona bakıp iç çektim ve yola geri dönüp düşüncelere daldım.

Hayır kesinlikle onu düşünmüyordum alakası yok.

BAY & BAYAN ROGERSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin