Three

468 33 81
                                    

Steve Rogers

*1 Hafta sonra*

Kostümümü çıkarıp üstüme birşeyler giydikten ve kalkanı da koyduktan sonra aceleyle Natasha'nın odasına gittim.

"Hey Nat!" Bana bakıpp gülümsediğinde içim tuhaf oldu. Bu kadar güzel gülümsemese keşke.

"Evet Steve?"

"Naber?" Suratıma tip tip bakıp gülerek koluma vurdu.

"Bunu sormak için mi hızlı hızlı yürüyerek geldin?" Omuz silktim.

"Evet. Canım sıkıldı." Yanına oturup etrafa baktım.

"Görevsizlik sana yaramamış anlaşıldı."

"Bence de." Gülerek birbirimize bakıp bir süre konuştuk. Onunla konuşmak cidden çok güzeldi. Dikkatle dinliyor ve güzel konuşuyordu. Dili kullanımı de güzeldi. Sesi de fazla güzeldi.

Hayır dikkat falan etmedim. Belli oluyor zaten.

O sırada telefonuma gelen mesajla telefonu zar zor açıp -hala öğrenememiştim şu cihazı kullanmayı- mesaj şeyine girdim.

Sharon Carter: Steve gelsene

-Neden? Bir şey mi oldu?

Sharon Carter: Hayır öylesine

- Üzgünüm şu an Nat ile beraberim. Belki sonra.

Telefonu bırakıp Nat'a dönecekken tekrar mesaj gelmesiyle kaşlarımı çatıp telefona baktım.

Gizli Numara:  Bay Rogers her gün daha da taş oluyorsunuz :)

Gizli Numara:  Yapacaklarım için üzgünüm

Kaslarımı çatıp Nat'a baktım. O da aynı şekilde bir mesaja bir bana bakıyordu.

"Cidden mi? Yavşak sürtük." Sinirle konuşurken tip tip ona baktım.

"Diline dikkat et Nat. Bu bize mesaj atan kim bilmiyorum ama sanırım ona açtığımız yaralar var ki uğraşıyor."

Başını salladı. "Haklısın."

"Bu arada..." telefonunu çıkarıp mesajları açtı.

"1 hafta önce de bunu  yazdı." Kaşlarımı çatarak mesaja baktım.

"Tamam cidden yara açmışız galiba." Omuz silkti.

"Olabilir. Neyse yine de bunu halledeceğiz." Başımı  salladım.

"Haklısın." Gülümseyip başını omzuma koydu. Sırıtarak elimi saçlarına koyup karıştırdım. En sevdiğim aktivite olabilirdi. Natasha'nın saçlarını bozmak.

"Hey! Ya yapma şunu." Elimi çekmeye çalışırken çocuk gibi konuşması gülmeme sebep oldu.

"Yo. Çok eğlenceli." Ellerimden kurtulup enseme yapıştırmasıyla acıyla inledim.

"Acıdı!" Gülerek  suratıma bakıp ayağa kalktı ve kapıya ilerledi.

"Iyi oldu sana." Gözlerimi kısıp ayağa kalkmamla koşarak kapıdan çıkması bir oldu. Bende gülerek arkasından koştum.

"Buraya gel kızıl!"

"Gelmek isteyeceğimi sanmıyorum  sarışın!" Üste birbirimizi kovalarken millet bize gülerek bakıyordu ama umurumuzda değildi. Zaten alışmışlardı bu halimize.

Birbirimizi kovalarken ayağımın takılmasıyla yere düştüm ve ayağımın acısıyla inledim. Sanırım burkmuştum ki baya acıyordu.

"Steve! Iyi misin?" Yanıma koşarak gelen Natasha ile ona baktım ve zorla da  olsa ayağa kalktım.

"Iyiyim merak etme." Endişeyle süzüp kolumun altına girdi ve ilerlemeye başladık.

"Iyiyim diyorum gerek yok."

"Değilsin. Acıyor biliyorum ayrıca yükünü bana ver." Tip tip suratına  baktım.

"Hayatta olmaz. Ve gerçekten iyiyim." Dediklerimi umursamadan yürümeye devam edince iç çektim. Inatçı kız.

Odama gelince kapıyı açıp içeri geçtik ve yatağa oturup ona baktım.

"Iyiyim dedim." Yine umursamayıp  odanın içinde ki lavaboya girdi ve elinde ki ilk yardım malzemeleriyle yanıma  gelip oturdu. Bileğimi biraz çevirince istemsizce dişlerimi sıktım. Tamam cidden acıyordu kabul.

"Neyse ki kırılmamış. Dikkat etsen ölür müydün be?" Hem azarlayıp hem de bileğime birşeyler sürüp sararken yüzünü inceledim. Gerçekten endişelenmiş ve korkmuş görünüyordu. Ve bu haliyle nasıl şirin göründüğünün farkında bile değildi.

"Seni kovalarken farkına varmadım üzgünüm." Sırıttım.

"Dikkat etmeliydin. Tam çocuksun." Gözlerini devirsede sırıtıyordu.

"Arkadaşlarımın yanında böyleyim." Omuz silktim. Nedenini anlamadığım şekilde suratı düşse de hemen toparladı ve sırıttı.  Neden suratı düştü ki?

"Kendimi özel hissettim."

"Zaten öylesin." Bir süre birbirimize baktıktan sonra içeri pat diye Clint'in girmesiyle kapıya döndük.

"Özel işinizi bölmek istemezdim ama gelmeniz lazım."

"Ne oldu?"

"Şu arayıp bulduğunuz adam var ya? Neydi adı?"

"Alex. Ne olmuş ona?" Kaşlarımı çatarak sorarken dikkatle Clint'e  baktım.

"Ölü bulunmuş. Hem de feci şekilde parçalanmış halde. Üzerinde de size not varmış."

BAY & BAYAN ROGERSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin