Four

461 31 118
                                    

Heyoo selam millet. Nasılsınız?  Karneler nasıl? Takdir? Teşekkür? Onur?

Natasha Romanoff

Steve düşünceli bir şekilde odada volta atarken biz de oturmuş onu izliyorduk.

"Bizimle ne dertleri var bunların?" Iç çektim.

"Ve neden senin soyadınla sesleniyorlar?" Tony sırıtarak yüzüme baktı.

"Kesin aranızda ki o aşkın kıvılcımını hissettiler." Steve'in yüzü kızarırken bakışlarını kaçırıp etrafa baktı.

Sinirle masada ki kalemi alıp Tony'e fırlattım.

"Kapa çeneni Tony! Öyle birşey yok."

"Kesin yoktur." Gözlerimi devirip ofladım. Clint gözlerini kısarak Steve'e baktı.

"Dün olan bakışmalar neydi o zaman Steve?"

"Bakışma mı?" Wanda sırıtarak bana bakarken gözlerimi devirdim. Anlaşıldı dillerine düştük bunların...

"Birşey yok uydurmayın bir yerlerinizden." Sert sesimle konuşup kalktım ve toplantı odasından çıktım.

Sinir olmuştum. Arkadaşıma neden aşık olayım ki? Hem olsam bile ne değişirdi? Iç çekerek terasa çıktım.

Esen rüzgarda saçlarım havalanırken etrafı izleyip olanları düşündüm.

Clint'in dün aniden odaya dalıp söyledikleriyle hızlıca Alex'in bulunduğu yere gitmiştik. Cesedi görmesek de üzerinde yazılan notu ajanlardan biri bize vermişti. Notta:

Sevgili Bay Ve Bayan Rogers elbet intikamımız alınacak. Bekleyin.

Yazıyordu. Bunu okuduktan sonra biraz korksam da kimseye göstermedim. Göstermemeliydim de. Steve'e herhangi bir zarar gelmesi ihtimalini bile düşünmek istemiyorum.

Çünkü.. arkadaşımdı işte. Tam tersi hissetsem de kabul etmekte zorlanıyordum.

Düşüncelerimden omzuma bir el konmasıyla ayrılıp eli tuttuğum gibi çevirip arkasına sabitledim.

"Ah! Acıyor lan." Clint'in sesiyle tuttuğum elini bırakıp tip tip ona baktım.

"Gizli gizli niye  geliyorsun sen?" Elini ovuşturup bana baktı.

"Gizli gizli gelmedim ki. 4-5 defa sana seslendim ama duymadın. Artık kimi düşünüyorsan." İmayla konuşup gülerken kolunu cimcikledim.

"Steve'i düşündüğüm falan yok benim. Kapa çeneni." Önüme dönüp etrafa bakındım.

"Iyice ben Steve dememiştim ki." Kahkaha atmasıyla ona dönmeden sert bir sesle konuştum.

"Neden geldin Clint?"

"Nasıl olduğunu merak ettim. Iyi gözükmüyordun."

"Gayet iyiyim gördüğün gibi." Iç çekip elini koluma koyup sıvazladı.

"Korktuğunu biliyorum. Seni iyi tanıyorum. Ama birşey olmayacak. Bir halt yapabileceklerini sanmıyorum. Steve konusunda da.. o da senden farksız değil." Göz kırpmasıyla tip tip ona baktım.

"Nasıl yani? Senden farksız derken?" Gözlerini devirdi.

"Cidden salaksınız." Kafasına sertce geçirdim.

"Mal." Kafasını ovuşturup koluma vurdu.

"Gerizekalı." Kolunu cimcikledim.

"Aptal."   Bir süre birbirimize tip tip bakıp gülmeye başladık.

"Ben ciddiyim. Steve'den hoşlandığını görebiliyoruz." Tek kaşımı kaldırdım.

"Ne?"

"Diyorum ki ikinizin birbirinden hoşlandığını herkes görüyor. Siz de kabullenin artık."  Dediklerini umursamadan arkamı dönüp terastan çıktım ve odama doğru ilerledim.

Ikimizin de birbirimizden hoşlanma ihtimali yoktu. Çünkü biz arkadaştık ve arkadaşlar birbirinden hoşlanmaz,sadece onun olmasını istemez,kıskanmaz ve gözlerinin içinde boğulmak istemezdi. Kesinlikle ondan hoşlandığım falan yok. Yani galiba.

Odama geldiğimde yatağa uzanıp bir süre daha düşündüm. Kızarması aklıma gelince yüzümde bir gülümseme oluştu. Çok tatlıydı. Gözüme küçük bir çocuk gibi gelmiş ve yanaklarını sıkasım gelmişti. Ayrıca gözlerini kaçırıp bizim dışımızda her yere bakması da ayrı bir sevimliydi. Gelecekte ki karısı çok şanslı olacaktı o kesin.

Steve'i düşünürken gözlerim ağırlaşmış ve uyumak üzereydim ki aniden odama Wanda girene kadar.

"Ne oluyor ya?" Tip tip yüzüme baktı.

"Natasha! Steve nerde?"

"Bilmiyorum odasında falandır. Neden?" Beti benzi atıp yutkunmasıyla kaşlarımı çattım.

"Wanda. Neler oluyor?"

"Steve... Steve yok. Ulaşamıyoruz."

BAY & BAYAN ROGERSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin