SİZ ÇOK GÜZELSİNİZ AMAA🤧🤧😍😍😍
Natasha Romanoff
"Steve! O elbiseyi derhal bırak." Suç üstü yakalanmış çocuk gibi bakarak elindekini bırakıp başını eğdi.
"Ama çok kısa..."
"Ama ben onu seviyorum sarışın."
"Peki şu?" Mavi göğüs dekolteli olan elbisemi gösterip sırıttı.
"Tamam o olabilir." Elbiseyi alıp makasla kesti.
"Bunu yapabilecek kadar kıskanç olduğunu bilmiyordum." Gülerek konuşup yanına oturdum.
"Eh öyleyim. Kimsenin seni şunlarla görüp hayran olmasını istemiyorum." Gülümseyip elimi tuttu. Yok canım ne kalbimin depara kalkması.
"Natasha.. sana birşey söylemeliyim."
"Söyle bebeğim." Sırıtıp elimi tutan elini okşadım. Şu anı yaşadığıma hala inanamıyorum.
"Ben..."
"Sen?"
"Seni seviyorum sanırım. Y-yani sanırım değil kesin. Kıskandığımızı itiraf ettiğimizden beri 1 hafta geçti ve ben düşündüm. Senin yanında huzurlu olmam ve kalbimin atışının koşmuşum gibi hızlanması bunu gösteriyor."
Yüzüne bön bön baktım. Ne?
Gerçekten beni mi seviyor?
Nasıl ya?
STEVE ROGERS BENİ Mİ SEVIYOR?
Depara kalkan kalbimin üstüne elini koydum. Sakin olmalıydım.
"Kızıl? Iyi misin?" Steve'in endişeli sesiyle ona döndüm. Endişeli bir şekilde bana bakıyordu.
"Fazla mı hızlı söyledim acaba? Ya da zamanında mı olmadı?" Sırıtıp üstüne atladım ve kucağına oturdum.
"Tam da zamanında söyledin babacık. Bende seni seviyorum bu arada." Eğilip dudaklarına yapışacağım sırada kapının aniden açılmasıyla sıçrayıp tip tip kapıya baktım. Thor sırıtarak bize bakıyordu.
"Sevişirken bastığım için üzgünüm ama sizi çağırıyorlar."
"Ağzına sıçayım Thor. Tam zamanında geldin." Ters ters bakıp söylenerek kalktım ve kapıya ilerledim.
"Diline dikkat et kızıl." Steve'e dönüp gözlerimi kısarak baktım.
"Tamam sustum bakma öyle."
"Aferin." Odadan çıkıp salona indik. Tony ve Clint masada bilek güreşi yapıyordu.
"Işsiz misiniz siz?" Koltuğa oturup kaşlarımı kaldırarak baktım.
"Belki." Clint'e göz devirip yanıma oturan Steve'in omzuna başımı koydum.
"Ben kazandım!" Clint'in neşeli sesiyle sırıttım.
"Aferin sana Barton. Çok önemli birşey başardın."
"Sen sus kızıl."
"Ona sadece ben kızıl diyebilirim Clint." Steve'in sert sesiyle ona dönüp gülümsedim. Çok tatlıydı bu hali.
"Tamam abi sakin."
"Çok tatlısın sarışın." Nefesimi vererek kulağına fısıldadım. Gelen yutkunma sesiyle sırıtıp geri çekildim ve göz kırptım.
"Nat? Steve?" Wanda'nın sesiyle ona döndüm. Kaşlarını çatmış bir şekilde masanın ortasında ne zaman geldigini anlamadığım kutuya bakıyordu.
"Bu da ne? Ne ara geldi?" Steve'in şaşkın sesiyle Tony ona dönüp sırıttı.
"Siz orda cilveleşirken geldi yüzbaşı." Gözlerimi devirip iç çektim.
"Açalım şunu."
"Ama yavaş bomba falan çıkar şimdi." Clint'e tip tip baktım.
"Bomba olsa hediye kutusuna mı koyarlar?"
"Belki koyarlar canım." Wanda'nın kurdeleyi çözüp kutuyu açmasıyla içinden çıkan silaha şaşkınlıkla baktık.
Silah mı?
"Bide not var."
" 'Birleştiğinize göre sıra geldi ödeyeceğiniz bedellere. Hazır olun Bay Ve Bayan Rogers. R.S' Bu da ne demek?"
"Bilmiyorum Wanda. Ama sıçtık gibime geliyor." Iç çektim. Bu R.S Kimdi bilmiyordum ama basımıza iş açacağı kesindi.
"Diline dikkat et Clint."
"STEVE!"
"Bağırmayın ya. Sustum tamam."
"Aferin yakışıklı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAY & BAYAN ROGERS
Fanfiction"Emin misin Natasha?" Steve tereddütle bir Natasha'ya birde önündeki adama baktı. "Eminim. Ölmesi gerekiyor." (Kapak için @xspidercaptain'e teşekkür ederim :) )