Bölüm 3 = Hoşgeldin

5.6K 282 251
                                    


Neden hep sustun dediniz?
Sessizliğim çığlıktı hepiniz mi sağırdınız!

Uzun bir ara oldu değil mi özleştik 🙈 Araf kitabıma final verir vermez buraya koştum hemen yeni bölüm ile karşınızdayım ♥️

Bölüm şarkısı ; Mustafa Ceceli =Bedel

Hayat bazen çok acımasız olabilir bazen dayanılmaz zor yada aklınıza gelebilecek daha bir çok olumsuz şey hayat olarak adlandırılabilir. Ben bunların hiçbirini demiyorum,çünkü bunlar bir hayata sahip olanların serzenişleri. Benim kendime ait bir hayatım bile yok!

Kocaman bir hafta geçti ve ben hapis gibi bir evde Kumru Abla ve adının Demir olduğunu ilk geldiğim gün öğrendiğim adam dışında bir de sayısını bile bilmediğim siyahlı ve silahlı adamlar dışında bir allahın kulunu göremedim. Bir beladan kurtuldum derken daha büyük bir belanın içine atılıyormuşum gibi hissetmem normal mi? Sinirliyim ama bağıracak kimse yok karşımda. Birileri ile kavga etmek istesem karşılık görecek kimsem yok. 'İnsanın en aciz olanı kendi ile bile kavga edemeyendir' diyor Nietche. Ne kadar doğru değil mi?

Tam bir hafta boyunca boş duvarlara bakıp onun karşıma gelmesini bekledim. Gelmedi. Ben hesap sormak istedim gelsin bana bir çıkar yol göstersin istedim. Karşıma geçip eski günlerin hatırına beni bıraksın istedim. Yeri geldiğinde omuzunda ağladığım abi yerine koyduğum adamın karşıma geçip beni azad etmesini bekledim.

Gelmedi!

Ben beklemekten yoruldum ancak o gelmemekten vazgeçmedi.

Haldun amca buraya geldiğim ilk gün babam olacak adamı da alıp gitmiş bir daha ne gelmiş ne de aramıştı. İşin asıl garip yanı ise onunda gelmemesi olmuştu.
Nasıl bir baba ki kızını hiç bilmediği bir yerde bir başına bırakırdı. Nasıl bir baba ki hiç fikrini dahi sormadan onu oradan oraya sürükler gönlü olmadan tanımadığı bir adam ile bir evde bırakırdı. Bir an kendi düşündüklerim bile bana saçma geldi.

Güldüm!

Yüzümdeki gülüş bile benim değildi. Yüzümdeki eğretiliği bakanın iğrenmesine sebepti. Hoş yüzüme bakan da yoktu ya. Olduğum odadan çıkmadan tam 7 gün geçirdim ne gündüzün ne de gecenin bir anlamı yoktu benim için. Sadece uykum geliyordu ve uyuyacaktım. Tam uzanmıştım ki kapı iki kere tıklandı. Kaşlarımı çatıp bakışlarımı kapıya çevirdiğimde kimin geldiğini tahmin etmek çok da zor değildi. Yatakta oturur pozisyona geçip seslendim.

"Gel!"

İçeri giren Kumru Abla ile kalktığım yatağa tekrar uzandım ve arkamı döndüm yüzüne bakmadan konuştum.

"Aç değilim istediğim bir şey de yok çıkar mısın lütfen?"

"Şimal hanım sabah erkenden gidiyoruz ben haber vermek için geldim."

Nereye gidecektim yine ne oluyordu bilmiyordum ancak herşey benim dışımda gerçekleşiyordu. Diğer tarafa dönüp yüzüne baktım. Uzun zaman olmuştu. Gülen gözlerine hüzün çökmüştü onunda, ben kilometrelerce uzakta yıkılmışken o çok yakından yaşamıştı acısını.

"Nereye gideceğiz?"

"Bir bilgim yok efendim. Sabah Demir bey bizi götürecekmiş."

Bana bu kadar mesafeli konuşması canımı yakıyordu ama bunun sebebi bir haftadır yüzüne bakmamam ve onu terslemem olmuştu sanırım.

GARDİYAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin