Bölüm 2 = Zaman Hancı

7.5K 331 351
                                    

La Tahzen, Yani üzülme!
Der Mevlana!
Ve devam eder;
Kaybettiğin her şey gün olur
Başka bir suretle döner sana!

La Tahzen, Yani üzülme! Der Mevlana! Ve devam eder;Kaybettiğin her şey gün olurBaşka bir suretle döner sana!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Merhaba yine ben geldim 💕

Hala hayalet okuyucular tarafından ne oy nede yorum alamasak da devam ediyoruz. Oy ve yorumlarıyla bana destek olanları tenzih ediyorum tabi ki onlar sağolsun 😉

Bölüm Şarkıları :

Nahide Babaşlı = Ansızın

Nahide Babaşlı = Ay Yüzlüm

Yine Sürgün!

Geçmişim ve şimdi arasında çırpınırken buluyorum her daim kendimi. Acı çekiyorum, korkuyorum, kayboluyorum evet ama korkum ölümden değil. Bir insan kaç defa ölebilir ki? Ben öldüm annem gözlerim önünde sırf ben yaşayayım diye katledilirken ben öldüm. İlk o zaman öldüm. Babam bana her vurduğunda bana bir ucubeymişim gibi baktığında bir kez daha öldüm. Ben hep öldüm.

Havaalanına gittiğimizi sanırken bir binanın çatısında oturmuş helikopter bekliyorduk. Önce helikopter ile Ankara'ya gidecek oradan uçakla Almanya'ya geçecektik. Karşımda kırılan umutlarımı tıkıştırdığım iki bavul biri küçük biri büyük. Ruhum gibi siyah iki bavul. Yine bir bilinmeze doğru sürüklenirken bedenim donuktu içim.

Yağmur ;ah benim güzel yürekli kardeşim. Haldun amca Zahide teyze Yağmur onlar benim ailemdi. Tabi birde Yekta abi vardı ki bazen onun babamdan daha güçlü olduğunu düşünürdüm. Hep korurdu bizi. Ben bunun hep Yağmur için olduğunu bilir ama yine de onu sevmekten saygı duymaktan geri durmazdım. Tam 6 yıl kendi evimden çok onların evinde kalırdım. Cehennem zebanisi yanıma gelip elini çeneme koydu tiksindim bana dokunması bile acı veriyordu.

"Asma o güzel yüzünü kedicik yeni bir hayata başlayacağız seninle ve herşey çok güzel olacak."

Hemen ardından duyduğum helikopter sesi ile başımı o tarafa çevirdim. Yüzüne yayılan gülümseme bile o kadar eğreti duruyordu ki. Son bir umut beklemiştim aslında. Yağmur'u ararken babasına yada abisine söyler diye düşünmüştüm. Tam iki saat geçmişti aramam üzerine bizi bulabilecek kadar zaman vardı ama ne gelen olmuştu nede beni bu cehennemden alan. O an acaba dedim Yağmur değil de Harun amcayı yada Yekta abiyi mi aramalıydım. Korkmuştu belki de söyleyemedi kimseye. Keşkeler yine hükümsüz kaldı dilimde. Koluma yapışan bir mengene sürükledi beni büyük sürgüne. İstanbul'la bağım koptu bu gece.

Ah İstanbul acılarımı en önemlisi de anılarımı sende bırakıp gidiyorum bilinmeze. Artık hiçbişey eskisi gibi olmayacaktı. Artık bu savaşta yalnızdım her cephede tek savaşacaktım.

Aylarca konuştuğum ve gördüğüm tek insan oydu. Konuşmak mı dedim unutun gitsin bizimki hep kavgaydı. Beni oradan oraya sürüklüyor ancak söz verdiği şeyi bana vermiyordu. Annem sadece gidip toprağına sarılmak için bir mezar istemiştim. Bir kaç kez beni hastanelik ettiğinde gidip polise şikayet etmeyi denedim. Her defasında beni getirip yine ona teslim ettiler. Bağlantıları pis işleri ve onu destekleyenler bitmiyordu bir türlü.

GARDİYAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin