Bu Kumru'nun hayata tutunmaya çalışırken tükenen umutlarına yeniden yön veren adamın aşkıyla başlayan bir ömür'ün hikayesidir.
Kerem:
Alarmın sesiyle gözlerimi açmıl tavanı izliyordum. Bugün görebilecekmiyim Kumru'yu diye düşünüyorum.
Seviyordum onu hiçkimseye böyle hissetmemiştim daha önce.Onu ilk gördüğüm andan belli çarpıyordu kalbim onun için. Ama bir türlü bunları söyleleyememiştim ona. Bir off çekip ayağa kalktım. Artık hazırlanmam gerekiyordu.
Hızla hazırlanıp bir kaç şey ağızıma atıp, kardeşime seslendim 'ECE'.
Bu kız ne zaman cevap verecekti bana, bir of daha çekip odasına bakmak için adım atarken.
Onun bugün erken çıkması gerektiği aklıma gelmişti. Okulda bir organizasyon vardı ve Ece o organizasyona yardım etmek için yazılmıştı.Bu kız nasıl benim kardeşim olabilir diye geçirdi Kerem içinden. Herşeyleri zıttı ama onu çok seviyordu.
Babasını 10 yıl önce bir hastalıktan kaybetmişti genç adam, annesi ise izmirdeydi.Kerem düşünmeyi bırakıp hızla arabasına binip, gazete binasına doğru yol almıştı.
Binaya giriş yaptıktan sonra koşar adımlarla odasına doğru ilerledi. Heskesle selamlaşmıştı yolda, ama Kumruyu görememişti aralarında.
Bugün ki görev onda demek diye geçirdi Kerem içinden.'Girebilirmiyim' diyen Esranın sesiyle kapıya döndü bakışları zaten girmişti ne diye soruyordu ki.
'Söyle Esra' dedi ters bir şekilde Kerem.
Bu kızdan hoşlanmıyordu gerçi ondam hoşlanmayan tek Kerem değildi.
Gazetede çalışan çoğu kişi sevmiyordu Esrayı giyinişinden, konuşma şeklinden tutun hareketlerine kadar gıcıktı bu kız.'Bugün az işin varmış, beraber takılabiliriz' dedi Esra çok istekli bir şekilde.
Bu kız neden her defasında aynı şeyleri soruyor diye düşündü Kerem.
Hiçbir zaman kabul etmemişti Esranın teklifini. Sonunun hiç güzel bitmeyeceğini biliyordu.Aklı hala bugün gelmeyecek olan Kumrudaydı.
İçinde kötü bir his vardı adamın.
Kardeşini aramış nasıl olduğunu sormuştu, içindeki hissi def etmek istiyordu.
Kardeşinden beklediği cevapları aldıktan sonra biraz rahatlamıştı.
Ama o his hala geçmemişti, aceba dedi adam kendi kendine. Aceba Kumru'ya mı birşey olmuştu.Azra, Keremin Kumru'ya karşı olan hislerini bilen tek kişiydi o yüzden ondan Kumruyu aramasını rica etti.
Azra arkadaşını kırmak istemediği ve Kumruyu merak ettiği içün arayıp ne yaptığını nasıl olduğunu sormuştu.
Ondanda olumlu bir cevap gelmişti.Kerem bu histen kurtulmak istiyordu, çok rahatsız etmişti bu his onu.
Bu his ona babasını kaybettiği günleri hatırlatıyordu.Düzenlenmesi gereken sayfalarla uğraşırken biraz daha rahatlamıştı Kerem.
İşiyle uğraşmak ona herzaman iyi gelmişti.Akşam olmaya başlamıştı artık saat 7 olmuştu ve Kerem hala gazete biansındaydı.
Bu akşam kardeşinin organizasyonuna yardım ettiği bir davet vardı okulda.
O yüzden hızla cıkıp eve doğru sürmeye başlamıştı. Evdende hemen kıyafetlerini değiştirip çıkmıştı.Ece'nin öğretmeni onun için ayırtılan yeri göstermiş, Keremde yerini almıştı hemen.
Ece sahneye çıkıp davetin nedenini anlatırken abisini arıyordu gözleriyle.
Sonunda abisini görünce gülümsemişti.
Abisini herşeyden çok seviyordu.Saat 10'a geliyordu artık kalkmaları gerekiyordu. 'Ece kalkalım, yoksa yarın bir işim olmayabilir' dedi Kerem gülerek
'Tamam abi, gel müdüre bir selam verip çıkalım'
Keremin kafa sallamasıyla ayaklanmışlardı müdürlede vedalaştıktan sonra evlerine gelmişlerdi.Kerem eve girer girmez yatağına atmıştı kendini attığı gibi de derin bir uykuya dalmıştı.
Bugün gerçekten çok yorulmuştu ve içindeki o kötü his onu dahada yıpratmıştı bugün.İlk kez alarmı çalmadan uyanmıştı Kerem, hayret etmişti kendine.
Bu fırsatı kaçırmadan saate bakıp biraz daha uyumak istiyordu.
Telefonu eline aldığında 2 tane cevapsız arama ve gazetedekikerin içinde olduğu chat grubunda bir sürü mesaj vardı.Boş mesajlardır diye gezdirdi gözlerini telefon ekranında, taki Kumru ismini görene kadar.
Okudukları gerçekmiydi, Kumru gerçekten yaralanmışmıydı.
Hemen rehberinde Azrayı bulup arama tuşuna basmıştı Kerem.Doğru olmaması için yalvarıyordu içinden Allaha. Azra hemen açmıştı telefonu sanki bu aramayı bekliyormuş gibi.
'Kerem, gördün mü?
'Yazanlar doğrumu Azra' diyebildi titrek sesle Kerem.
'Malesef doğru Kerem, biz şimdi çıkıyoruz yola. Sana hastahanenin adresini atmıştım orada görüşürüz' diyerek kapattı Azra telefonu. Karşı tarafta yıkılmış bir adam bırakırken.Kerem hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde yola çıkmıştı. Gözleri buğuluydu ağlamamak için kendini zor tutuyordu.
Daha ona açılmamıştı bile, bizi bırakma, bize onu bağışla Allahım diye dualar ederek geldi hastahaneye Kerem.Diğerleri gibi oda yerini almıştı yoğun bakım odasının önünde. İçeride yatan sevdiği kadınmıydı gerçekten.
Öfkeliydi hayata Kerem önce ailesini şimdide sevdiği kadınımı alacaktı hayat onun elinden.
Daha bilmiyordu bile kadın ona olan hayranlığını.'Sadece üç kişi içeri girebilir 2 dakikalığına' dedi hemşire kalabalığın arasından.
Kerem hemen ayağa kalkıp hemşireye girmek istediğini söylemişti onun ardındanda Ezgi gelmişti.Kerem hazırlanmış içeri girmeyi bekliyordu.
Hemşirenin hareketiyle içeri girmişti.
Sevdiği kadının yanına gidip elinden tutmuştu adam. Gözünde bir damla yaş düşmüştü kadının bileklerine 'Nolursun bizi, beni bırakma Kumru. Benim sana söyleyemediklerim için uyan ki söyleyebileyim. Seni seviyorum güzel kadın'
Dedikten sonra çıktı Kerem odadan.Bundan sonrası Kumru'ya aitti artık ya vazçecek yada yeni bir hayata imza atacaktı..
Kerem dualarıyla ve umutlarıyla gözlerini yumup sevdiği kadının uyanmasını, bu savaşı kazanmasını beylemeye başlamıştı.Arkadaşlar lütfen kitabım hakkında düşüncelerinizi bana söyleyiniz✨
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın İki Tarafı
RomansBizimkisi bir Aşk hikayesi değildi Aşktı bizimkisi gerisi hikayeydi.. Kumru ve Kerem Bu kitap bir aşk hikayesini anlatıyor arkadaşlar. Sade ve sevgi dolu bir aşkın hikayesine hoşgeldiniz❣️ Küçük bir not: Öyle mecaralı, birbirine sürekli zarar veren...