"Saçlarını yine kurutmamışsın Baran ya." Bıkkınlıkla iç geçirdim. "Her seferinde ben mi hatırlatacağım?"
En az benim kadar bıkkın bir şekilde geri dönüp banyoya girdi. Spor ayakkabılarımı dolaptan çıkarıp kapının önüne koyup giydiğimde Baran da gelmişti yanıma.
Bera abilerin evine gidiyorduk. Çağan abinin doğum günüydü ve Bera abi de aklı sıra sürpriz yapmıştı ama doğum günü çocuğunun bu sürprizi anladığına aşırı emindim. Yine de gidiyorduk işte. Aslında gidesim de pek yoktu ancak gitmesek de ayıp olurdu muhtemelen.
"Aldın mı hediyeni?" Ayakkabılarını giymiş, kapıyı kilitlemekte olan Baran'a sormuştum soruyu. "Off." Alnını kapıya yaslayıp sinirle inledikten sonra kapıyı geri açtı.
Bağcıklarını çözmek üzere olduğunu fark edince kaşlarımı çattım. "Dizlerinle girsene oğlum işte."
Gözlerini kocaman açtı. "Sen öyle mi yapıyorsun yoksa lan?" Gayet olağan bir şekilde kafamı salladım. "Evet? Çok normal değil mi?"
"Öyle yapınca ayakkabının altındaki tozlar yere dökülüyor." Tehditkar bir şekilde gözlerini kıstı. "Sakın bir kez daha yapma." Gözlerimi devirdim ve odasına girip geri gelmesini bekledim. Hazır olunca ikimiz de çıktık.
Yarım saat içinde varmıştık. Bir an geç kalmış olma hissi beni korkuttu ancak geç kalsaydık Bera abinin arayıp ağzımıza sıçacağı gerçeğini fark etmemle rahatladım. Dairenin önüne gelip kapıyı tıklattık ve Bera abi kapıyı açtı. Hızlı hızlı bizi içeri geçirmeye çalışırken "Hadi girin Çağan yolda." diyerek de ekledi.
İçeri geçtik ama bence bu çabası yersizdi çünkü Çağan abinin bu sürprizi tahmin etmeme ihtimali yoktu. Tabi bunu ona söylemedim çünkü keyifsiz halimin üstüne bir de azar yemek istememiştim.
"Nerede kaldı ya?" Baran elindeki balonla oynarken mızmızca konuştu.
"Gelir şimdi." Bera abinin saatine bakarak konuşmasıyla eş zamanlı olarak zil çaldı.
Kapıya açmak için yürürken biz de onu takip ettik. Bera abinin kapıyı açarken "Sürpriz!" diye bağırmasına eşlik ettiğimizde Çağan abi büyükçe sırıttı ve Bera abiyi öptü. Ama pek şaşırmış gibi durmuyordu. Eh, anlamıştım zaten.
Bir an içim burkuldu ama belli etmedim. Onlar adına sevinçliydim. Pekâlâ, %95 sevinç ve %5 kıskançlık diyebiliriz.
İçeri girip ikimize de sarıldı ve doğum gününü kutladıktan sonra birlikte pastayı kestiler, biz de fotoğraflarını çektik. Birlikte bıçağı tutarken o kadar muhteşem görünüyorlardı ki %5 kıskançlığım %0,07'ye düştü o an.
Aradan iki ya da üç saat kadar geçmişti sanırım. Hediyelerimizi çoktan vermiştik. Baran dijital bir saat almıştı. Ben ise gömlek almıştım. Eh, henüz günlük hayatında gömlek giymiyor olabilirdi ama meslek hayatına başlayınca giyecekti sonuçta.
Şu andaysa onlar sohbet falan ediyorlardı ya da öyle bir şey. Ben ise boş bakıyordum duvara doğru. Boş baktığımı ise Çağan abi elini önümde sallayınca fark ettim. "Mesaj geldi dedim Göksel, duymıyor musun?"
Ânın dalgınlığından ayılmaya çalıştım. "Ne mesajı?"
"Ne bileyim lan ben ne mesajı? Al bak."
Elinde tuttup bana uzatmakta olduğu telefonuma bakınca anladım ne demek istediğini. Whatsapp'tan mesaj gelmişti, kaydetmediğim bir numaradan. Ama kimden geldiğini anlamam için kaydetmiş olmama gerek yoktu.
Ekin: neredesin sen Göksel
böyle söyleyince de hesap sorar gibi oldu
ama öyle değil
yani merak ettim ondan
Göksel: seni neden ilgilendiriyor
Ekin: ah emin ol şu durumda ilgilendiriyor
Göksel: seni ilgilendiriyor mu diye sormadım ki
neden ilgilendiriyor diye sordum
Ekin: vay canına istediğinde buz dağı gibi olabiliyormuşsun gerçekten
Göksel: ee yani
Ona böyle yanıt vermek onu ne derece üzüyordu bilmiyordum ancak benim kalbimi ondan daha fazla kırdığına emindim.
Ekin: evde değilsin dimi
onu söyle bari
Göksel: değilim
Ekin: anlamıştım ya
hay benim şansıma
Göksel: numaramı nereden buldun sen onu söyle
Ekin: Baran'dan aldım
Göksel: vay hain
Ekin: ne zaman gelirsin peki tahminen
veya gelir misin¿?
Göksel: geleceğim de neden aq
cevap versene bi
Ekin: 1 buçuk saattir falan kapındayım...
pencereye taş attım ama ışıklar falan yanmıyordu
anladım evde olmadığını
vee bekliyorum
elimde gitarımla
Göksel: ŞAKA
Ekin: yok valla çok ciddiyim
Göksel: yok inanmıyorum ben
Ekin: *fotoğraf*
Göksel: şakaaa
baktın gelmiyorum gitseydin ya lan ne diye bekledin o kadar zaman
Ekin: ne bileyim aq ha geldin ha geleceksin diye kaldırımda bekliyorum
zatürre olacağım sanırım
Yelkenleri suya indirmeme ramak kalmıştı. Deli gibi sırıtıyordum. Sonunda moralim azıcık da olsa düzelmişti. Yanımdakilerin "Bu niye sırıtıyor lan mal gibi?" demelerini takmadım bile.
~~~
küs bırakamadım ya çocuklarımı işte ana yüreği...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
catastrophic // bxb
Teen FictionGöksel: abilerim yardım edin ben galiba dün gece taciz edildim -boyxboy ufak bi not: çok yüksek beklentiyle başlamayın rica ediyorum 15.12.19