26

1.9K 131 30
                                    

"Baran?" Gözlerini ekrandan ayırmadan kaşlarını soru sorarcasına kaldırdı. "Ya benim hiç kız kankam yok ki ona sorayım, sen de bir şeyden anlamıyorsun!"

"Lan ben ne dedim şimdi?" Haklı bir serzenişte bulunmasıyla devam ettim. "Ekin ile alakalı."

"Eee?"

"Hâlâ Buğra ile görüşüyor. Sence görüşmemesini istemekte haklı değil miyim? Ama bunu ona söylersem bozulur mu?"

"Buğra ex maniti miydi?"

"Birkaç kez bir şeyler yaşamışlar. Ama Buğra şerefsizin teki."

Kaşlarını ve ellerini eş zamanlı olarak kaldırdı. "Valla bilemiyorum. Karışmandan hoşlanmayabilir ama tabii onu en iyi sen tanırsın."

"Tamam bir şey söylemeyeyim o zaman şimdilik." Telefonumu elime geri alıp Ekin ile olan sohbete tıkladım.

Yazmamam gerekiyordu.

Tartışabilirdik, sonuçta onu benden daha eski tanıyordu be onu savunabilirdi bile.

Pekâlâ, tabii ki de yazmayacaktım. Huysuz ve kıskanç bir sevgili gibi davranmamın kimseye bir faydası olmazdı.

Uzun düşünceler sonucunda yazmamamın ilişkimiz için daha iyi olacağına karar verdim.

Ama yazdım.

Göksel: naber şekerim

Hemen çevrimiçi oldu.

Ekin: şekerim mi şwğsşslsşld

iyidir balım senden

Göksel: iyi ben de

napıyorsun

Ekin: arkadaşlarlayım pes atıyoruz

sen

Göksel: Baranla oturuyoruz

o cennet mahallesi izliyor ben twitterdayım falan

Ekin: bana gelin isterseniz

Göksel: kimler var ki evde

Ekin: Deniz Buğra bir de Berke var

Göksel: aa Buğra da mı var :DDD

Ekin: evet ne oldu ki

Göksel: hiiiiççççç ne olsun

iyi eğlenceler size

Buğraya  da selam söyle :DDDDD

Ekin: tamamdır hayatım söylerim 😚

"Ya Baran!" Kumandayı televizyona doğrultup bölümü durdurdu. "Ne var?"

"Al şu konuşmayı bir oku. Kıskanç davranmamışım dimi?" Uzattığım telefonu aldı ve yaklaşık 15 saniye sonra kafasını geriye atıp kahkahalarla gülmeye başladı. Hızlıca uzandım ve telefonumu elinden çekip aldım.

"Ne gülüyorsun be şerefsiz?"

"Kanka ben özel olarak uğraşsam kıskandığımı bu kadar belli edemezdim. Seni tebrik etmek istiyorum." Elini bana uzattığıda somurtarak ittirdim.

"Anladı mı sence?"

Gülmeye devam etti. "Az önce söylediğimi duymadın mı?"

"Niye belli etmedi o zaman anladığını?"

"Senin aksine mal olmadığı için olabilir." Sinirle ayağa kalkıp odama yürümeye başladım. Aslında anlaması iyi olmuştu ama gerçekten anlamamazlıktan gelmesi düşüncesi biraz sinirimi bozmuştu. Eninde sonunda bu konuşma yapılacaktı, bunu en az hasarla atlatmamız gerekiyordu.

Telefonumun zil sesinin açık olduğundan emin olduktan sonra onu komodinin üzerine bıraktım ve çalışma masama yöneldim. Eğer aklımı toparlayabilmeyi başarabilirsem biraz ders çalışmam gerekiyordu. 

yine olur olmaz bir yerde bitirdiğim kısacık bir bölümle geldim şwlclsşdldşl neyse artık kabul edelim ki evelyn 500 kelimeden uzun bölüm yazamıyor...

bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yazmak isterseniz buralardayim bebitolarım

bir deee oy verin ki motive olayım hadi görüşürüzzz 

catastrophic // bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin