sasaeng¹ vmin

story of my life.

taehazretleri: Geldim kapıyı açın.

"Taehazretleri sonunda gelebildiniz."

Gözlerimi devirip açılan dış kapıdan içeri girdim ve ezbere bildiğim odaya küçük adımlarla yürümeye başladım. Kapıyı açan Jungkook'ta arkamdan geliyordu.

Ben ne oldu demeden kolundan tutup tuvalete çekti.

"Taehyung fake hesap işini bitirmelisin, Jimin seni bulursa utancından bakamazsın çocuğa. Bir de arkadaşınım demişsin pes yani."

Haklıydı, her ne kadar umursamaz bir şekilde yazsam da utanıyordum bir bakıma,

"O yüzden bizi buraya çağırdı ya, bizi test edecek bence."

Kolumu ondan kurtardığım gibi tuvaletin kapısını açtım.

"Bitireceğim bu işi ama ne zaman bilmiyorum."

Jungkook'u da zora sokuyordum ama elimden başka bir şey gelmiyordu.
Jimin'in yatak odasına girdiğimiz gibi yere seriler koca yastıkların üzerine oturduk.

"Sonunda geldin Tae-ah, Jungkook'u zor tuttum şimdiye iki bardak devirmişti."

"Tutmana gerek yoktu benim pek içesim yok zaten, öyle oturmaya geldim."

Jimin kaşlarını aynı orantıda kaldırdı ve yapmacık bir şaşkınlık ile cevap verdi.

"Siz mi? Yüce Taehyung, beni şaşırttınız."

Gözlerimi devirdim, "Sanki ayyaşım Jimin, herneyse şişeleri getir."

Ayağa kalktı ve mini dolabından bir kaç şişe getirdi,

"Bugün bilinmezlikler için içeceğiz, sizi tutmuyorum istediğiniz kadar içebilirsiniz."

Yanıma oturdu ve açtığı şişeyi bana uzattı, Jungkook çoktan kendi şişesini dikmişti kafasına.

Bana uzattığı şişeyi aldığım gibi bir kaç yudum içtim, her seferinde boğazımı yakıyordu ve bu bana hoş bir tat veriyordu. Jimin'de Jungkook gibi kafasına dikti.

Ona bakmamak için direniyordum, nasılsa akıyordur şimdi dudaklarından çene hattına içecek.
Vücudum benden izinsiz onun tarafına döndü ve gözgöze geldik.

"Neden öyle bakıyorsun yüzümde birşey mi var?"

Jimin'in bakışları beni rahatsız etmişti, benden şüpheleniyordu sanırım. Hiçbir şekilde belli de etmemiştim ki..

"Hayır" gülümsedi. "Sadece yüzün fazla güzel."

"Tamam gözlerimi kapattım hadi öpüşün."

Solumda oturan Jungkook'un bacağına bir tane geçirdim.

"Birşey dedim sanki AA sizde."

"Jungkook tanrı beyin yerine ceviz kavuğu vermiş sanırım sana, başka bir açıklaması olamaz çünkü. Biz arkadaşız bunu biliyorsun değil mi?"

O da gözlerini devirdi,

"Kanka kink yaparsınız sizde canım."

Bu söylediğine karşı gözlerimi Jimin'in olduğu tarafa çevirdim. Tam da aklımdan geçirdiğim gibi Jungkook'a bakıyordu.

Bu salak Jungkook yüzünden Jimin vante'yi kook sanıyordu. Bu biraz rahatlamama sebep olmuştu çünkü az da olsa bana olan şüphesi kaybolmuştu.

"Ee Jimin anlat bakalım şu sapığını."

Bu ortam beni germeye başlamıştı, sessizliği bozmak için ağzımı açtığımda istemsizce bu sözler çıkmıştı.

Kendi mallığıma söverken Jimin odağını içeceğine verdi ve birşeyler söyleyeme başladı.

"Bana sürekli aşkım, hayatım gibi kelimeler kullanıyor, rahatsız olduğumu söylemiştim ama artık rahatsız olmuyorum çünkü ona yakın olduğumu hissediyorum."

Cümlenin sonlarına doğru Jungkook'a bakmıştı, ben işleri düzene sokmaya çalışırken salak Jimin, beni Kook sanıyordu.

"Bir tahminin mi var yoksa?"

Her ne kadar rahatlasam da odağı olmak istiyordum, o da tahmin ettiğim gibi bana verdi odağını.

"Hayır yok." gülümsedi.

"Fakat bir şey daha var," devam etmesi için kafamı salladım.

"Benim erkeklerden de hoşlandığımı bilmiyormuş, bunu sadece Kook biliyordu."

Şüpheli tarafı yine bana döndü, tanrım..

"Sen bi'sin yani? Ve bunu sadece Kook mu biliyordu? Yazıklar olsuuunn."

Sahte sinirli bir şekilde ona bunları söylemiştim. Söylemeseydim diyordum çünkü bana garip bakıyordu.

"Erkeklerden hoşlanmama kızmadın mı? Ya da ne bileyim garip bulmadın mı?"

Böyle bir soru beklemediğim için afallamıştım,

"Hayır, hayır ne alakası var? Biz arkadaşız ve arkadaşlarda birbirini destekler değil mi?" gülümsedim.

Arkadaş kelimesini ona karşı söylemem her ne kadar üzse de beni belli etmemeliydim.

"Doğru, ve nasıl öğrendim biliyor musun? Yakın bir arkadaşımdan hoşlanmaya başladığımda."

Bu sefer ciddi anlamda şaşırmıştım ve gizleme ihtiyacı bile duymamıştım.

"Kim diye sormak istiyorum fakat söylemek istediğini sanmıyorum Jiminie."

Elime şişeyi aldım ve havaya kaldırdım,

"Bilinmezliklere içelim o zaman."

Diğerleri de benim gibi bardaklarını havaya kaldırdı ve hafif vurarak içtik.

Jimin bana Jungkook kadar olmasa da güveniyordu ve gerektiği zamanlar da birbirimizin sırdaşlarıydık. Jungkook'un bildiğine emindim fakat her ne kadar benim arkadaşımda olsa Jimin'in de arkadaşıydı.

Yani bana söyleyemezdi, öğrenmek istediğimden de emin değildim.

Gece boyu içerek sohbet ettik ve iki kişilik yatakta üçlü bir şekilde yattık, en yakın iki arkadaşım ile yatmak bana iyi gelmişti.

Kontrol etmeden attım yanlışlarım varsa af ola :'(