missed you today.

3.8K 338 78
                                    

taehazretleri: aç kapıyı geldim.

Heyecanlı bir şekilde kapının açılmasını bekliyordum. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi, midem kasılmaya başladı.

j.exe: tamam.

Heyecanımı içime atarak normal bir şekilde, açılan kapıya baktım. Jimin, saçı dağılmış bir şekilde karşımda duruyordu. Kısık gözlerle onu elimde olmadan süzmeye başladım.

"O kadar kötügörünüyorum ya?"

O da, benim gibi kendi üstüne baktı ve beni içeri çekip cevap bile vermeme izin vermeden kapıyı kapattı. Kolumda ki eli yüzünden gereksiz afalladım.

"Taehyung iyi misin? Hey."

Transtan çıktığım zaman gülümsedim ve kolumu, elinden kurtarıp montumu çıkardım.

"Evet iyiyim, açım sadece. Hazırladın mı birşeyler ?"

Salona geçmiştik, burnuma mükemmel yemek kokuları geliyordu, patates kızartması ve kızarmış ekmek. Bu ikiliye bayıldığımı bildiği için yapmış olmalı.

"Tabii ki, masada herşey hazır. Sen kahvaltını yap, ben üst kattayım."

Başımı, onu onaylarcasına salladım ve masaya oturup ne varsa yemeye başladım.

Yaklaşık on dakika sonra bitirmiştim, banyoya gidip ellerimi yıkadım ve üst kata çıkıp Jimin'in olduğu odaya girdim.

Alnından boğazına kadar terli bir Jimin beklemiyordum, midem kasılmaya başlamıştı yine. Sağ elim ile kapının kolunu tuttum ve arkasından baka kaldım.

İşine odaklandığı için benim, onu izlediğimi fark etmemişti, bu da benim işime gelirdi açıkçası.

Arka cebimde ki çalmaya başlayan telefonuma içimden söverken arkasına dönüp bana bakan Jimin'e gerildiğimden bakamıyordum bile. Telefonu elime aldığım gibi odadan çıktım ve sevdiğimin odasına girip kapıyı kapattım.

Arayan salak Jungkook'tan başkası değildi.

"Ne var gerizekalı?"

"Birileri çok sinirli ha?"

"Sayende. Neyse sen ne diyorsun?"

"Bu gece sende kalacağım hayatım, Namjoom hyung beni evden kovdu."

"Ne yaptın da kovdu adam, tanrım.."

"Hey neden herşeyi benden biliyorsun?
Kalbimi kırıyorsun ama."

"Elimde olsa tır ile geçerdim üstünden.
Bu arada neden benim evimde kalıyorsun? Sevgili biriciğin Yoongi ne yapıyor ?"

"Of sorma ya, onunla şey oldu. Biz tartıştık ufacık. Konusu o kadar saçma ki sakın sorayım derme."

"Neden tartışınız?"

"Şerefsizin tekisin. Sana ne ya? Git sen Jimin ile ilgilen."

"Salak arkadaşım benim, sen aramadan önce onu yapıyordum zaten."

Başım ağrımaya başlamıştı, bu kadarı bana fazla geliyordu.

"Aa böldüm desene, neyse ben kapatayım o zaman. Fazla kanatma ortalığı."

"Anlamadım?"

"Hani keseceksin ya çocuğu. Kapatmam lazım bb."

"Beyin seviyem düştü gerizekalı!"

'dıt dıt dıt dıt'

Yüzüme kapatmıştı, başımı iki elimin arasına aldım ve öylece karşımda ki duvara bakmaya başladım.

Jimin ile ne yapacağım hakkında hiçbir fikrim yoktu, aramızı nasıl düzeltecektim? Benden hoşlanacak mıydı? En önemlisi, benimle konuşmaya devam edecek miydi hala?

Odayı süzerken bunları düşünüyordum, kapı bir kaç kez tıklatıldı ve içeri Jimin girdi. İkimizden başka kimse yoktu zaten evde.

"İşimi bitirdim istersen oturma odasına gidip konuşa-"

Aniden ayağa kalkıp sözünü yarıda kestim.

"Baksana benim bir işim çıktı, Jungkook ile ilgili. Müsait olmayabilirim, telefondan konuşuruz bu konuyu."

Kaçarcasına odayı terk ettim ve alt kata inip montumu aldım. Arkamdan seslenen Jimin'e bakmayarak evden ayrıldım.

Bu yüz yüze konuşma işi sandığımdan daha zor gelmişti.

sasaeng¹ vminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin