-19-

1.5K 80 1
                                    

Doğum günüm olmadığını öğrendiklerinde pastaya verdikleri paraya acımış fakat bir süre sonra mevzuyu kapatıp pastaya gömülmüş ve bir dahaki doğum günümde pasta almayacaklarını söylemişlerdi. Bunlar yaklaşık 8 saat önce gerçekleşmiş ve son derse kadar işkence çekerek gelmiştim. Neyseki sonunda okul bitmişti ve dondurma kutusuyla ve ağzımdaki kaşıkla bilgisayardan dizi izliyordum.

Yiğ-İT: 10 dakika sonra parkta ol

Yiğit'ten gelen mesajla gözlerim büyürken diziyi durdum ve hızla koktuktan kalktım. Tamamen unutmuştum buluşacağımızı.

"Anne!"

"Sonunda kalktın. Dizi izlemekten beynin çürüdü beynin!"

"Ben markete gidiyorum."

"Ne marketi bu saatte?"

"Anne saat daha..."

Telefonumun ekranından saate bakarak kısık sesle konuşmaya devam ettim.

"Onu elli geçiyor."

"Abur cubur alma çok. Dur dur tuzda al gitmişken."

"Tamam anne."

Hızlıca üstüme bir şeyler geçirerek para aldım. Yiğit'i kandırıp markete götürmeyi planlıyordum.

Evden olabildiğince hızlı çıktım ve parka gittim. Havanın soğu çok keskindi ve beni oldukça fazla üşütüyordu. Salıncakta oturmuş sallanan Yiğit'e gülümseyerek yanına koştum.

"Ben geldim!"

Yiğit gülümseyerek bana döndü. Ah, fazla güzel gülüyordu ya da ben gerçekten çok aşıktım.

"Geldiğine göre. İlk önce öpücükle başlayalım." Elini kaldırarak dudağını gösterdi. Sesli bir şekilde yutkundum ve "olmaz." Dedim.

"Kızım, iman mı geldi bir anda. Bilmiyoruz sanki dizilerdeki sevişme sahnelerini geçmediğini."

"Gidiyim istersen?"

"Tamam dur dur."

Bir şey demeden yüzüne baktım. Evet, hediyemi bekliyordum. Yarın doğum günümdü ve onun erken kutlayacağını düşünüyordum. Ancak pek öyle olmadı.

"Saat kaç Nehir?"

Şaşkınca telefon saatime baktım. "23.04"
Gülümsedi ve elimi tuttu. Bu soğukta bile elleri sımsıcaktı.

"Bu saati unutma olur mu? Bu saatten itibaren benimsin. Her bu saat geldiğin de daha çok benim olacaksın."

Fark etmeden gülmeye başlamıştım. Aşk insana neler yaptırıyorsun! Ne diyeceğimi bilmez halde sadece yüzüne baktım. Kelimeler tükenmişti bir anda.

"Bunu tamam olarak kabul ediyorum. Ee artık benim olduğuna göre damadı öpebilirsin."

Güldüm. "Öpeyim bari."

Yavaşça Yiğit'e yaklaşırken o da memnun bir şekilde sırıtıyordu. Fakat kısa sürdü. Anlına küçük bir öpücük kondurarak geri çekildim.

"Bu ne kızım!"

"Ee damadı öptüm işte."

"En iyisi boşver sen de ben gelini öpeyim."

"Siktir deli. Yemezler canısı!"

"Nehir uğraştırma beni gel şuraya."

"Yiğit deli etme beni git tuz al!"

"Tuz mu?"

"Hıı! Yarana basarız!"

Çalar Saat || Texting Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin