Instagram: betllznn
KUMA
YAZAR: BETÜL
BÖLÜM: 2
" Ben doydum. Afiyet ola. " Naze odasına gidince bende onunla kalkıp anneme bir şey demeden odama çıktım ve üzerimi değiştirip uzun salaş bi elbise geçirdim üzerime.
Normalde kısa kollu giyiyordum İstanbul'da ama burada uzun kollu elbiseden başka bir şey giymeme bıre(ağabi) asla izin vermezdi. Ama Nazê kısa kollu giydiği zaman ağabim bir şey demiyordu. Ben 22 yaşında olduğum için renksiz uzun şalvar ve peçe takmam isteniyordu. Ve örtünmem. Ama ben sadece elbise giyiyordum. Uzun kollu elbise. Ama İstanbul'da bazen pantol giydiğim olurdu. Onun dışında ise kısa kollu veya uzun kollu elbise giyerdim. Ağabim bana haber vermeden birden geldiği için tekrar beni kıyafet konusunda dövmesini önlememin tek yolu da dediği gibi giyinmekti.
Aşağı inip babamların sofrasını kaldırdım ve içeriye geçtim.
"Daye ne bu telaş? " Naze annemin yanına gidip elindeki çerezle karşısındaydı. Annemde tülbentlerini seçiyordu. Alttaki sandığı açmıştı. Annem sadece düğünlerde o sandıktan tülbent çıkartırdı.
" Ablana görücü geliyor Keçamin(kızım) hazırlık yapılıyo. " Geçen yılda görücü gelmişti ama babam hayır demişti. Okuyordum çünkü. Şimdi de aynı şey olurdu. Çünkü istemiyordum. Ama ne bu telaş?
" Daye anladım da önce de geldi. Evdeki telaş bir başka. " Çok doğru söylemişti. Bende annemin yanına gittim beni görünce seçtiği tülbenti koltuğa bıraktı. Mor pullu tülbentiydi. En sevdiklerinden.
" Gêrmanlar keçamin. İyi ağırlamak düşer. " Gêrmanları biliyordum. Aşiretlerin, törelerin başında gelen adamlardı. Ama bizim onlarla husümetlerimiz vardı. Naısl oldu da babam kabul etmişti anlamamıştım.
" Daye babam olanlardan sonra nasıl izin verdi Sefran ağaların buraya gelmelerine? " Sefran ağa 70'ine gelmiş ağar ve geleneklerine çok bağlıdır. Aşiretlern başındaydı ve kime sorsan görmese de onu bilirdi. İki kızı beş oğlu vardı. Bildiğime göre en büyükleri öldü. Bunun da sebebi bizim aileyle aralarında olan şeylerden dolayıydı. Nasıl oldu da her şeyi unutup buraya beni istemeye gelirlerdi?
Sakince minderleri çıkip oturunca annem şaşkınca ve kızarak bana bakmaya başladı.
" Git Keçamin hazırlansana. " Gözlerimi devirdim. Sanki bugün geliyorlardı?
" Anne belli yni haber almışsınız. Yarın geliyorlardır. Niyr şimdi hazırlanayım? " Annem yanıma gelip etimi cimcikleyince çığlık atıp geri gittim.
" Onlar ne kadar zengin haberin var mı? Her kız Gêrmanların evine gitmek için bayılırken sen ne deyirsin? " Öfkeyle anneme baktım. Beni vereceklerdi ha?
" Ana bence sen hiç beni tanımamışsın. Şurada iki para gördünüz diye azınızın suyu akacak be. Ne kadar rezil olduğunuzun farkında değilsiniz. Birde arada husumet varken. Nasıl böyle bir şey yapabilirsiniz? Beni vereceksiniz değil mi? Bu yüzden bu hazırlıklar? " Annem sakinliğini korumaya çalışıyordu ama sinirlenmişti.
" Baban uygun görürse, verir. Bizde uygun görürüz. " Bitti.
Ou kadar.
Son sözü söylemişti ve bu evde babmın değil annemin sözü geçerdi aslında. Ben buradan kaçma, kurtulma hayalleri kurarken beni veriyorlardı aşiretin ağalarından birine. Gebertirlerdi beni. Vururlardı, Döverlerdi.
Geçmişte Teyzem onlara kuma gitmişti. Ve şimdi yatalak. Buranın en güzel kızıydı. Sefran ağa kendisine kuma getirmişti. Sonra dövmüştü. Hizmetçilik yaptırmıştı. Ama işin aslını sonradan öğrenmiştim. Babam annemi almak için dedemle anlaşma yapmıştı. Babamla Sefran ağa çok yakındılar o zamanlar. Babam annemi isteyince dedem vermemiş. Sefran ağa da teyzemi parayla satın almıştı. Sonra babamla Sefran ağa birlikte annemi istedikleri zaman dedem annemi vermiş. Aslında Sefran ağa babamla annem evlensinler diye teyzemi almış. Hükmü geçsin, annemi babama versin diye. Bu aileye giren en büyüğün sözü dinlenirdi çünkü. Teyzem en sonunda dayaklarla felç kalmıştı. Sefran ağa merdivenlerden düştü diye yalan atmıştı ama darp edildiği ortaya çıkmıştı. Ne polis, ne de hukuk. Bu adamlar istediğini yapsalar da hep haklıydılar.
Şimdi o iğrenç aileye beni göndermeye mi çalışıyorlardı? Teyzemin sonunu annem görmemiş miydi? Kendi öz kardeşini nasıl unuttu, nasıl bu kadar mutlu olup kızını da kardeşinin yolundan göndermeye çalışabilirdi?
" Sen nasıl bir, annesin nasıl bir kardeşsin, kadı- " Yüzüme yediğim tokatla sendelenince Masadan destek alıp ayakta durdum. Yüzümü kaldırıp başımı dik tuttum.
" Ben senin dayakla eğiteceğin kölen değilim Zelal hanım! " Özenle koltuğa koyduğu tülbentini alıp ikiye ayırdım ve dışarıya çıktım. Bi kaç adım sonra ayağıma bir şeyler battığını hiisedince ayağımda sadece ev terliği olduğunu fark ettim. Onlar da zaten buradaki taşlardan sökülmüştü.
İyice kötü olunca tepeden inip terlikleri ayağımdan çıkardım ve ayaklarımı deredeki suya soktum.Kendimi geriye attım ve kuma yattım. İçimden mırıldanarak melodi seslendiriyordum. Yanımda hareketlilik hissedince korkudan sıçrayarak çığlık attım. Bir el ağzımı kapatınca korkuyla elini ısırmaya çalıştım. Ama o kadar büyük eli vardı ki ağzıma göre, hareket bile ettiremiyordum yüzümü. Çırpınmaya çalışıyordum ama bu sefer daha da çok bastırıyordu elini. Sessizce çığlıklarım ancak inleme gibi çıkıyordu.
" Boynunu kırmamı istemiysan rahat dur. İnan bana boynunu kırmam iki saniyemi alır. " Nefesimi tutup ellerimi durdurdum. Elini gevşetip yavaşça ağzımı bırakınca derin nefes alarak gerilemeye başladım. Yüzünü görünce yutkunarak daha da geriledim. Onu tanımıyordum ama sima tanıdıktı. Sanırım görmüştüm bir kaç kere. Bir kaç adım daha gerileyince kendimi boşlığa düşüyo gibi hissettim.
" Aptal kız. " Kendimi derede bulunca çırpınmaya başladım. Bana küfür ediyordu. Dibe battığımı hissedince çırpınmaya daha çok başladım. Yüzme bilmiyordum. Birden suya bir şeyin atladığını kesik kesik görünce ellerimi o tarafa itmeye çalılştım. O adam bana doğru geliyordu.
Kaçsam mı ona doğru mu gitsem bilmiyordum. Hızlıca beni yakalayıp gücüyle itti ve kuma yuvarlanmaamı sağladı. Her tarafım çamur, toprak olmuştu. Öksürerek kuma yuttuğum suları kusarken oda dereden çıkıp yanıma geldi ve ceketini yerden aldı. Kafamı kaldırıp bakınca boyunun çok uzun olduğunu fark ettim. 1.90 var mıydı acaba?
" Bir dahakine geberirsen ölünü bile bulamazlar bu derede. " Ceketini giyip kumda yürümeye başladı. Onunsadece ayakları çamur olmuşken ben yuvarlandığım için her tarafım çamur olmuştu.
" Sanane be? Sana ne? Ölsem sana niye dert olsun. Geri zekalı. " Başımdaki arkadan saldığım tülbenti çıkartıp kuma attım.
" Sende kendine iyi bak " Birde benimle dalga geçerek konuşunca kalkıp gününü gösterecektim ama az kalsın yine dereye düşecektim. O yüzden kafamı geriye atıp biraz sakinleşmeye çalıştım.
"Sakin Ol. Sadece bir budala. " Ciddiye alma.
" Şapşal! " Arkamdan adam yine bağırınca sinirle çığlıka tıp ellerimle yüzümü kapattım.
" Defol! "
Evettt. Bölümü hemen yazıp yayınlayayım dedim. Bir kaç bölüm daha böyle hızlı bir şekilde gelecek. Daha sonra haftada bir-iki gün şeklinde yayınlayacağım. Beğendiyseniz yorumlarlarla belirtebilirsiniz. Ya da olmasını istediğiniz bir olay varsa falan yazın :)))) Kendinize iyi bakıınnn <3 <3 <3