2. BÖLÜM

29 9 14
                                    

Lisra gözünü açtığında daha iyi hissediyordu. En azından düne göre. Zaten dün gece fazla uyuyamadı hep rüya gördü. Ama şu rüyalı uykuda bile dinlenmeyi başarmıştı. 1 haftafır zaten uyuyamıyordu. Telefonunu yastığın altından alıp saate baktı 06.25 Lisra zaten erken hep kalkmayı severdi. Erken kalkıp spor yapmak eve gelince duş kahvaltı ve arkadaşlarla gezip eğlenmek. Bu 1 hafta içinde bunları yapmıyordu. Zaten arkadaşlarıda fazla arayıp sormazdı onu iyimisin die. Fazla arkadaşıda yokdu zaten bi Ece vardı samimi olduğu. Yan tarafındaki takvime baktığında 13 ocak pazartesi gününü gösteriyordu. Demek oluyorki 1 ay sonra Lisranın doğum günüydü. 18 olucaktı. Heyecanlımıydı kesinlikle hayır. Eren olsaydı belki heyecanlanabilirdi. Aşağıdan bağıran annesiyle derin bir off çekerek kalktı yataktan. Belkide bugün okula gitmeliyim diye düşündü. Kaç zamandır boşladığı çok ders vardı. Ama Ereni görmeye hazırmıydı onu bilmiyordu. Ama gidecekti güçlü durduğunu ona göstermek zorundaydı. Yataktan kalkıp lavaboya girdi kısa sürede işini halledip çıktı banyodan. Hemen okul üniformasını üstüne geçirdi. Bu formadan hep nefret etmiştir. Kısacık bir etek ve gömlek üstünede bir hırka. Bu formayı üretenin dedi Lisra sesli şekilde. Çantasını hazırlayıp aşağı annesinin yanına indi. Annesi onu formayla görmesiyle içini bir huzur kapladı.

" güzel kızım benim sonunda toparlanıp okula başlamana çok sevindim"

Annesine kısa bir gülümseme sunarak kahvaltı masasına oturarak bir kaç bişe atıştırmaya başladı. Sabah zaten kahvaltı yapmayı pek sevmezdi. Saate baktığında nerdeyse geç kaldığını görüp annesinin yanağına masum bir öpücük koyarak evden çıkmıştı. Kulaklığını kulağına takarak şarkı listesindeki ilk şarkıyı açtı.

GÖKHAN TÜRKMEN = YANIMDA KAL

Lisra bu şarkıyı ne zaman dinlese içini bir huzur kaplardı hep. Bu şarkıyla sanki uyum içindeydiler. Şarkıya eşlik ederek okulun çokdan önüne gelmişti. Ama nedense ayakları içeri girmiyordu. Sanki Lisradan bağımsız ayakları kopmuştu. Hadi cesaret diyerek içeri girdi. Yavaş adımlarla bahçenin tam ortasına geldiğinde tüm gözler ona dönmüştü. Herkes Erenle olan aşklarını biliyordu ve ayrıldığını duyunca çoğu kişi şaşkınlık içinde kalmıştı. Herkes Lisraya acıyan gözlerle bakınca Lisra umursamadı bunca zaman kimin ne dediğini zaten umursamazdı. Yanağına konan öpücükle kafasını sağ tarafa döndüren Lisra, Eceyle yüz yüze gelmişti.

" Lisra bebeğim hoşgeldin seni çok özledim"

" bende özledim Ece"

" hadi gel sana anlatacaklarım var"

Ece Lisrayı kolundan tuttuğu gibi sınıflarına çekmişti. Lisra boş sırasına oturacakken Ece buna izin vermeyip kendi sırasına oturtturmuştu.

" Lisra artık o sıra dolu sen yanımda oturacaksın"

" ne demek dolu Ece kim geldi. Hem senin yanında akif oturmuyormuydu"

" bak anlatıcam Lisra ama sakin ol.. 4 gün önce okula yeni 2 öğrenci geldi. Bir görsen çok yakışıklılar.. Neyse öğretmende senin sıranı görünce oraya oturtturdular.. Akife gelirsek o okul değiştirdi anlıyacağın yan yana oturacağız"

Lisra duyduklarından hiçde memnun kalmamıştı. Resmen gitmemi bekliyorlardı die düşündü. Lisra Eceyle muhabbete dalmışken içeriye pat die Eren ve yeni sevgilisinin girmesiyle olduğu yerde kaldı Lisra. Doğru ya aynı sınıftaydılar. Eren sevgilisini elinden tutarak tam lisranın arkasındaki sıraya oturdular. Lisra gözlerini kapatıp bu kokunun hiç bitmemesini diledi ama olmadı. Bir kaç saniye sonra koku yok olmuştu. Onu özlemişti. Ama daha 1 hafta öncesine kadar tuttuğu o eli başkası tutuyordu. Ağlamamak için direndi Lisra. Ece yanındayım dercesine sıktı omzunu ve güzel bir gülümseme bahşetti Lisraya. Zil çalmaya başlayınca herkes yerine çokdan kurulmuştu. Ama eski sırasının sahibi hala neden gelmedi die düşündü. Tam o ara sınıfın kapısı sesli bir şekilde açıldı ve herkes oraya bakmaya başladı. Lisrada dahil. İçeri önce esmer yakışıklı denebilcek bir çocuk peşindende saçları sarıdan turuncuya kaçan 18 yaşlarında biri girdi.
Lisranın gözlerini direk o turumcumsu çocuğa dikti. Çocukta bunu hissetmiş gibi Lisraya baktı. 5 saniyelik bir bakışmadan sonra gözlerini ilk kaçıran Lisra oldu. Çocuk sırasına gidene kadar sadece Lisraya bakıp yerine geçti. Lisra o ara yanındaki Eceyle ilgileniyormuş gibi yapmaya çalıştı ama ne kadar başarılı olduysa. Çaktırmadan gözleri o masaya gidiyordu. Ne kadarda bana benziyor dedi içinden Lisra. Sanki ikizimmiş gibi. Sınıfa matematik öğretmeni girmesiyle tüm gözler öğretmene döndü.

" merhaba arkadaşlar oturun... Aaa lisra hoşgeldin evladım.. Neyse arkadaşlar konuyu uzatmayacağım.. Biliyorsunuz bu sene üniversite sınavınız var ve siz çokdan çalışmaya başlamıssınızdır diye tahmin ediyorum.. Bu yüzden sizi sözlü yapıcam"

Demesiyle sınıfta uğultular yükselmişti.
Lisra için sorun değildi o her zaman çalışkan bir kız olmuştu bu zamana kadar. Derslerinde hep başarılı olmuştu bu zamana kadar. Öğretmen listeden bir kaç kişiyi çokdan tahtaya kaldırıp soru sormaya başlamıştı bile.

" hmm Batu sen gel ve bu soruyu çöz"

Batu kim die baktığında o turunçgil çocuk olduğunu anlamıştı. Batu dedi içinden defalarca. Tahtadaki soruya baktığında evet zor bir soru olduğunu gördü Lisra. Bu soruyu çözmek için saatlerini bile harcayabilirdi belkide. Batu eline tebeşiri aldı ve soruyu çözmeye başladı. Lisra ağzı açık bir şekilde Batuyu izliyordu. Bu kadar iyi bir matematiğe sahip birini ilk defa görüyordu. Eren matematikte hep kalırdı. O yüzden ona hep Lisra yardım ederdi.
Ama şimdi bunu görünce bir heyecanlandı. Lisrada sebebini bilmiyordu ama içini bir heyecan kaplamıştı. Batu yerine oturunca bu sefer öğretmen Lisrayı çağırmıştı. Tahtadaki soruya baktığında kolay olduğunu fark edip çözmeye başladı. Zaten matematiği çok seviyordu. Eğlenerek çözerdi.

"aferim sana Lisra hiçbir şey unutmamıssın.. Eren sen gel"

Ben yerime oturunca Eren kalkmıştı tahtaya özlemle süzmeye başladı Lisra Ereni. Kaşları her zamanki gibi çatıktı. Soruya her zaman olduğu gibi dudağını büzerek bakıyordu.

" hocam ben bu sorudan anlamadım bence başka biri yapsın. Soruda hata var hocam"

" geç yerine terbiyesiz herif.. Lisra Eren sana emanet ona matematiği çalıştıracaksın öğrenmedende buraya gelmeyecek"

"HAYIR"

Erenle aynı anda bağırmışlardı. Lisra bunu istiyordu onunla yanlız kalıp konuşmak hasret gidermek ama olmaz onun sevgilisi vardı. Bu yüzden istememişti. Unutmak istedikçe yanında bitmesini istemiyordu. Artık onu gerçekten unutmak istiyordu.

" itiraz kabul etmiyorum gençler"

" ama hocam olmaz lütfen bu kızın bana bir şey öğretmesini istemiyorum"

Lisranın bir anda kalbi durduğunu hissetti. Bu kadarmı nefret ediyordu ondan. Bu kadarmı görmek istemiyordu onu. Ne yapmıştı ona Lisra bu kadar istememiş olabilir onu. Lisra o cümleyi tekrar tekrar aklında defalarca söyledi. Yaşlar gözlerinden çokdan akmaya başlamıştı bile. Lisranın ağladığını gören  Ece çokdan sinirlenmişti bile.

" senin derdin ne söylesene ne istiyorsun bu kızdan gördünmü ağlattın işte kızı."

Eceyle Eren birbirlerine sinirli sinirli bakarken bir anda önüne uzatılan peçeteyle kafasını kaldırdı Lisra. Batu peçete uzatıyordu Lisraya. hafif bir gülümseme göndererek toparlandı Lisra. Batu Erenin yanına giderek kolunu omzuna attı.

" merak etmeyin hocam ben Eren arkadaşımıza yardımcı olurum.. Bu sayede kimseninde kalbi kırılmaz"

Diyen Batuya baktı Lisra neden yapıyordu bunu. Daha tanımadığı bir kıza yardımcı oluyordu. Batu Lisranın yanına gelerek tekrardan akan göz yaşlarını eliyle sildi.

" ağlama, bu dünyadaki hiç kimse için ağlamaya değmez.. Güçlü ol portakal çiçeği.. Bir dahaki sefere sana peçete vermem"

YANIMDA KALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin