3. BÖLÜM

34 10 12
                                    


bu soğuk havaya inat hızla yürüyordu Lisra. Soğuktan her yeri buz kesilsede umursamadı. Daha hızlı yürümeye başladı. Nerdeydi oda bilmiyordu. Bildiği tek şey vardı. Yanlız olduğu. Yanlızlık ona koymuştu. Alışık değildi bu hallerine. Şuan sevgilisinin kolları altında olması gerekirken bu soğukta yürüyordu. Durmadı. Nefesı kesilinceye kadar koştu. İstanbulun bu soğuk sahiline adım attığında kimse yoktu. Hafif bir gülümseme sundu denize. Bu soğukta benden başka zaten kim dışarı çıkabilirdi die düşündü. Denize iyice yaklaşarak tam uc tarafta durdu. Bazen buraya gelir. Hep atlamayı düşlerdi. Ama bir türlü becerip atlayamazdı. Her zaman Bu suya atlayıp kaybolmayı dilerdi.
Okuldan çıkalı 2 saat olmuştu ve telefonu susmak bilmiyordu. Annesi arıyordu bunu anlayabiliyordu. Ama bu dalga sesinden açmak gelmiyordu içinden. Sadece huzuru dinlemek istedi. Öylede yaptı tam deniz kıyısına oturdu dalgalar kayalara çarptıkça daha çok ıslanıyordu.
Vucudu kat kası kesilmeye başlamıştı artık. Hareket edecek gücü bulamıyordu kendinde. Gözlerine karanlık bir perde çekilmişti sanki. Göremiyordu etrafı. Ne kadar öyle durdu bilmiyoruz. Ama ordan koşarak geçen Batu  Lisrayı fark etmişti. Hızla yanına giderek kollarından tuttu onu. Eğer tutmasaydı çokdan belkide denize düşmüştü.

" Lisra kendine gel.. Lisra, lanet olsun"

Batu üstündeki montu çıkarıp Lisraya giydirdi. Lisra kas katı kesilmiş öyle duruyordu. Hızla gelen taksiye durdurup Lisrayla birlikte arka koltuğa yerleşmişti.
Batu Lisrayı gögüsüne yatırıp kollarını vucuduna doladı daha çok üşümesin diye.lanet olsun dedi batu bu kız delimiydi. Ne işi vardı bu soğukta sahilde. Ölmekmi istiyordu diye düşündü. Aradan geçen 15 dakika sonra evin önüne gelmişlerdi. Batu taksiciye parayı ödeyip Lisrayı hızla kucağına alıp odasına çıkarmıştı. Sırılsıklamdı Lisra. Batu hemen Kendinden 2 yaş küçük kardeşini çağırdı ve Lisranın üstünü değişmesini istedi. Kardeşide zaten sorgulamadı. Zaten bu koca evde sadece ikisi yaşıyordu. Batu odadan çıkınca Buse yani Batunun kardeşi Lisranın üstünü değiştirmişti. Üstünü güzelce örtüp odadan çıkmıştı. Salonda abisinin yanına inip karşısındaki koltuğa oturdu.

" abi bu kız kim.. Neden onu eve getirdin"

" o okuldan bir arkadaşım sahilde görünce soğuktan buz kesilmişti.. Bende evini bilmediğim için buraya getirdim.. Buse sıcak bir çorba yaparmısın"

Buse hafif bir gülümseme bahşettikten sonra kalkıp mutfağa geçti. Batunun içi rahattı. Kardeşinin güzel bir çorba yapıp Lisraya iyi bakacağını biliyordu. Buse 16 yaşında olmasına rağmen elinden çoğu iş gelirdi. Yemek, temizlik ve daha bir çok şeyi yapardı. Hatta bazen Batuya annelik bile taslardı. Sanki evin Annesi oymuş gibi. Batu hazır olan çorbayı tepsiye koyduktan sonra sessizce odasına çıktı. Yatakta yatan kızı uzun bir süre inceledi.
Ne kadarda bana benziyor diye düşündü.
Sanki benim ikizimmiş gibiydi.

Kardeşi Buse olsada onla benzemezdi birbirlerine. Buse esmerdi. Kara kaşlı kara gözlüydü. Ama Batu öyle değildi.
O mavi gözlü turuncu bir insandı. Çoğu arkadaşları onunla dalga geçerdi bu yüzden. Ama insanları Lisra gibi oda takmazdı. Lisra sessizce inliyerek gözlerini araladı. İlk önce nerde olduğunu kavrıyamadı. Burası onun odası değildi.
En son nolmuştu. Kim getirmişti onu buraya hiç hatırlamıyordu.

" demek uyandın"

Kafasını kapıya doğru hızla döndüren Lisra Batuyu görmesiyle şok olmuştu. Onun burda ne işi vardı. Yoksa burası onların evimi.

" ne işim var burda. Noldu bana"

" hatırlamıyormusun... Seni sahilde buldum donmak üzereydin. Seni orda bırakamazdım. Bende seni kolundan tutarak evime getirdim.. Malum evini bilmiyorum. Hadi şu çorbayı iç ve aileni ara seni merak etmişlerdir"

YANIMDA KALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin