4. BÖLÜM

23 8 15
                                    

Lisra heyecandan napacağını bilmiyordu. Eli ayağı birbirine dolanmıştı adeta. Onu görünce tekrar eskisi gibi heyecanlanıyordu. Kalbinin teklediğini dışarıdan bir insan rahatça duyabilirdi.
Lisra ve Eren kapıda durmuş öylece birbirlerine bakıyordu. Lisra şuan ağlayabilirdi. Erene sarılıp hiçbir şey olmamış gibi devam edebilirdi. Sevgilisini özlemişti.

" Lisra burda ne işin var"

" Asıl senin burda ne işin var Eren"

" kuzenimin evine gelirken sanamı sorcaktım sanki"

Eren Lisrayı iterek sevgilisiyle içeri girmişti. Lisra Erenin yanında getirdiği sevgilisini yeni fark etmişti. Kalbi korkuyla atıyordu. Kuzen demişti, Batu Erenin kuzenimiydi. Peki Lisra neden böyle bir kuzeni olduğunu bilmiyordu Erenin. Hiç söz etmemişti Erenin böyle bir kuzeni olduğunu. Aslında Eren ailesini anlatmayı pek sevmezdi. Bu yüzden sadece bir kaç kişiyi tanıyabilmişti Lisra.
Lisra önden giden çifti takip ederek salona girmişti. Eren kendini üçlü koltuğa atarken sevgili tam yanında yerini almıştı. Eren kızın omzuna elini atınca Lisranın çokdan gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. Bu acıyı daha fazla yaşamak istemedi. Görmek istemedi onların vıcık vıcık aşkını. Hızla ilk uyandığı odaya giderek ıslak okul formasını üstüne geçirmişti. Hem ağlarken hemde elleri titrerken giyinmek zor olmuştu ama başarmıştı. Sessizce aşağı indiğinde Herkesin salonda oturmuş olduğunu gördü. Sessizce bu evi terk etmeliydi dedi içinden. Hızlı adımlarla salonun kapısının önünden uçma koşarak karşıya geçti. Lütfen dedi kimse duymasın dedi. Sessizce kapı kolunu tuttu tam açıyorduki arkasından çıkan ses buna müsade etmedi.

" bir yeremi gidiyorsun Lisra"

" seni ilgilendirmez"

Lisra bir anda Batuya kin beslemeye başlamıştı. Neden bilmiyordu ama Erenin kuzeni olması onu çok sinirlendirdi. En azından diyebilirdi kuzen olduklarını dedi içinden. Kafasını hızla sağa sola hızla sallayıp kendine geldi. Burdan gitmek istiyordu evine odasına annesine kavuşmak istiyordu. Burda artık kalmak istemiyordu.

" neyin var Lisra neden gitmek istiyorsun noldu bir anda"

" Batunun kuzenin olduğunu söylemedin.. Söyleseydin buraya gelmek gibi bir aptallık yapmazdım"

Lisra hırsla kapıyı açıp çıktı evden ve olabildiğince uzağa doğru koşmaya başladı. Çokdan ağlamaya başlamıştı bile. Lisra Ereni unutmak istedikçe sanki inadına karşısına çıkıyordu. Kafasını kaldırıp geldiği yere baktı. Nerde olduğunu bilmiyordu sanki İstanbula ilk gelişiydi hiç bir yer ona tanıdık gelmiyordu. Taksi bulmalıyım diye düşündü. Ama bir türlü ara sokaklardan çıkamamıştı ve hafifden üşümeye başlamıştı. Havalar soğuk gidiyordu şu sıralar bide üstünde ıslak kıyafetler olunca daha çok üşümüştü. Ellerini birbirine sürterek ısıtmaya çalıştı ellerini. Elleri ısınsada bacakları çokdan buz tutmuştu. Biraz ısınmak amaçlı koşmaya başladı en azından kendime gelirim diye düşünüyordu. Uzun bir süre koştuktan sonra sonunda ana yola çıkabilmişti. Bugün şanslı günüydü taksi hemen gelivermişti ayağına. Hızla taksiye binip evinin adresini vermişti. Taksi yoluna devam ederken arabanın sıcaklığı onu mayıştırmıştı. Kafasını cama yaslayıp bu sıcak anın tadını çıkardı bir süre. Gözleri usul usul kapanırken bir anda kendini zıplatarak kalktı. Hayır dedi uyuyamassın kendine gel Lisra dedi defalarca. Aradan geçen 10 dakikanın sonunda taksi evinin önünde durmuştu. Cebinde son kalan 50 tl taksiye verip inmişti. Taksi son gazla evin önünden ayrılırken uzun bir süre eve baktı Lisra. Işıklar sönmüştü Annem yatmış olmalı dedi hafif kısılmış sesiyle.
Anahtarını çıkarıp sessiz bir şekilde kapıyı açıp içeri süzülmüştü. Etrafa kısa bir bakış atarak odasına sessiz adımlarla çıktı. Sabah dağınık bıraktığı oda temizlenmişti. Odaya savrulan tüm kıyafetler toplanmıştı. İçinden hafif bir titreme alınca daha fazla bu kıyafetlerle duramıycağını anlayıp direk banyoya girmişti. Sıcak suyu ayarlarken aynı zamanda üstünü çıkarıyordu. Tamamen çıplak kalınca kendini haşlı suyun altına atmıştı. Bu sıcak su vucudunun hızla gevşemesine yardımcı olmuştu. Daha iyi hissediyordu. Eline biraz şampuan döküp saçını köpürtmeye başlamıştı. Mis gibi kokan portakal kokusu banyoyu çokdan sarmıştı. Oldu olası portakalı çok severdi.
Bir anda aklına Batunun sınıfta söylediği cümle geldi. Portakal çiçeği demişti ona.
Nedense orda çok heyecanlanmıştı. Ama artık önemi yoktu. Nasıl olsa Eren kuzeniydi Batuya sevgili olduklarını anlatırdı diyen içinde çıkan sese engel olamadı. Lisrada biliyordu ona her şeyi anlatacağını ve Batu Lisranın yüzüne bakmıyacağını. Bu Lisrayı biraz üzsede fazla takmamaya çalışmıştı. Suyu kapatık bornozunu eline alıp güzelce sarmıştı vucuduna. Küçük bir havluylada saçlarını sarıp aynanın önüne geçmişti. Hızla dişlerini fırçaladıktan sonra odasına girmişti. Tam dolabına gidecekken telefonun yanıp sönen ışığını fark etmişti Lisra. Telefonu açtığında tanımadığı numaradan bir mesaj vardı.

" Lisra ben Batu numaranı sen uyurken  telefonundan almıştım. Seni çok merak ettim nerdesin"

Lisra kısa bir şaşkınlık geçirdikten sonra evdeyim die kısa bir mesaj atarak göndermişti. Lisra artık beni arayıp sormaz diye tahmin ediyordu. Ama yanılmıştı. Neden mesaj atmıştıki. Bir insan tanımadığı bir insanı neden merak ederdiki. Lisra üstüne geçirdiği tavşanlı pijamasıyla hızla yatağa geçti. Eline şekeri alıp her zamanki gibi onunla konuşmaya başladı.

" ah be şeker Eren bir bilse hala onu sevdiğimi. Ama o göremiyor noldu bize şeker.. Haklısın belkide aşkımız bitti eskisi gibi değildik belkide.. Hayır tabikide ben ona deliler gibi aşığım Batu sadece benim hayatıma daha bugün girmiş biri"

Batu nerden geldi aklıma dedi bir anda. Şu sıralar aklına çok fazla geliyordu. Ve artık rahatsız olmaya başlamıştı. Ereni yeteri kadar düşünüyorken bide Batuyu düşünemezdim dedi. Şekere sarılıp güzel bir uyku çekmeyi diledi.
Sabah gözlerini inanılmaz bir baş ağrısıyla açmıştı. Her zamanki gibi gece kabusları peşini bırakmamıştı. Aynı rüyaları görmekten sıkılmaya başlamıştı.
Yataktan kalkıp dolabından yedek formasını çıkarıp giyindi. Aşağı indiğinde kahvaltı daha hazır bile değildi. Kaşları istemsizce çatılmıştı. Şu ana kadar annemin çokdan kalkması gerekiyordu dedi. Masanın üstündeki nota gözü irişince hemen açıp okumaya başladı.

" kızım ben bu sabah biraz erken çıkmak zorundayım işe gitmem gerek. Kahvaltı hazırlayamadım sana kuzum ama merak etme telafisini yapacağın"

Lisranın yüzünde çokdan güller açmaya başlamıştı. Bir notla sevinmişti Lisra şu 1 hafta içinde ilk defa gülmüştü. Çantasını alarak evden çıkmıştı. Her zamanki gibi kulaklığı kulağında şarkıya eşlik ederek yürüyordu. Bazı insanlar Lisranın sesini çok beğeniyordu. Bazılarıysa pehh güzelmiş falan diyorlardı. Lisrada şarkı söylemeyi çok severdi Erene sürekli şarkı söylerdi. Ama ayrıldıklarından sonra şarkı söylemekten nefret eder oldu. Kısa bir yürüyüşün ardından okula varmıştı bile. Kulaklığını kulağından çıkarırak cebine sokuşturmuştu. Okula girerken düne göre daha az kişi Lisraya bakıyordu. Sınıfın önüne geldiğinde derin bir nefes alarak içeri girdi. İçeride Ece  Batu Eren sevgilisi ve bir kaç öğrenci daha vardı. Lisra Batuların olduğu tarafa bakmadan hızla ecenin yanına oturmuştu.

" hoşgeldin Lisra"

Lisra usulca kafasını sallıyarak Eceyi onaylamıştı. Lisra ders kitaplarını çantasından çıkarmak için arkasını döndüğünde Batuyla göz göze gelmişti. Batuya fazla bakmadan hızla Edebiyat  kitaplarını çıkararak önüne dönmüştü Lisra. Zilin çalmasıyla herkes sınıfına dönerken Lisra bir kere bile arkasını dönmemişti. Herkes hocayı beklerken sınıfta bayağı bir gürültüde çıkıyordu. Herkes bir ağızdan konuşuyordu. Ama arkada konuşan Eren ve sevgilisini duyabiliyordu.

" ceyda bu akşam bize geleceksin konu kapanmıştır"

Lisra o ara donup kaldı. Eren bir kere bile Lisrayı  evine çağırmamıştı. Çünkü evine hiçkimseyi çağırmayı sevmezdi Eren. Adını dahi yeni öğrendiği sevgilisi ceyda olumlu şekilde ağzında bir şeyler gevelemişti. Ama Lisra bunu duyamamıştı. Sadece son söylediği cümle aklına kazındı işte.

" gelirim sevgilim sanki daha önce hiç gelmediğim bir ev"

YANIMDA KALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin