~1~'' GÜNEŞİN BİZE EŞLİĞİ''

1.1K 260 849
                                    

Bugün güneş bir farklı geliyordu sanki, hiç olmadığı kadar parlak,hoş ve sarıydı.
''Aslında güneş beyazdır ama bize sarı görünür.''
Dedim içimden kendi kendime bu artık bir alışkanlık olmuştu bana, neden bildiğimi bilmediğim bilimsel gerçekleri halk arasındaki geleneksel gerçekler ile sürekli düzeltiyordum. Bunu içimden yapardım daha çok aslında. Sonuçta dışımdan yaparsam insanlar beni egoist ve herkese tepeden bakan biri sanabilirdi.Bir anda gelen 'tak tak' sesi ile olduğum yerde sıçradım.

''Hadi artık Itır şu muhteşem günlük yazma işini bitirdiysen kaldır bir taraflarını bugün ben evleniyorum.'' diye bağırdı annem.

Saate baktım daha 07:03'tü. Doğru bugün evleniyorum. Hayatımda her kadının en mutlu günü olan günü yaşayacaktım; düğün günümü. Yerimden kalkıp odamın içinde bulunan küçük banyoya gidip kendime şöyle bir baktım sarı saçlarım bugün sanki bana yardımcı olmak ister gibi hiç kabarmamıştı. Dün gece heyecandan uyuyamamanın verdiği etki ile mavi gözlerimin altı çukur çukur olup içe çökmüştü ama neyse ki makyaj diye bir icat vardı.

Üstümdeki pijamalarımdan kurtulup kendimi soğuk duşun altına attım. Su tenime ilk çarptığında sanki kendimi buz dolu bir kovayı başımdan aşağıya kendi isteğimle döküyor gibiydim, bu düşünceme kendi kendime kıkırdadım.

Suyu biraz ılıklaştırmanın zararı olmadığını fark edip hafif sağa doğru çevirdim musluğu, biraz bekledim ısınsın diye ama hala buzdan bıçaklar bana saplanıyordu. Allahım! yine benim musluğu babamın ters bağladığını unuttum, bunu aylardır düzelteceğini söylüyordu ama nerde o günler. İşimi hemen bitirmem gerektiğini kendime hatırlatıp elime fındık büyüklüğünde hoş kokulu şampuandan saçlarıma döküp hırsla ovaladım, sonra da hızlıca çilekli duj jelim ile liflenip banyodan çıktım.

Odaya gittiğimde çekmecemi iç çamaşırları almak için açtığımda gözümün önüne çıkan muhteşem sütyen hiçte aile kitlesine uygun olmayan görüntüler getirdi gözümün önüne. Salak, sapık, hayvan Barlas ''Ay Barlas ben seni unuttum ya'' diyip telefona koşarken o an telefonum çalmaya başladı. ''kalp kalbe karşı aşkım benim.'' diye mırıldanıp telefona uzanınca suratımı buruşturdum Tuğçe arıyormuş meğer bu kızdan da hiç mi hiç haz etmiyorum sürekli bir dedikodu peşinde kesin benden dedikodu almaya arıyor yılan diye içimden geçirip telefonu ters çevirerek susmasını sağladıktan sonra oh çekip iç çamaşırlarımı giymeye devam ettim.

''Salak tuğçe beni sinir etmeyi başardın yine sabah sabah of'' diye bağırırken

''homurdanıp durma yarım saat oldu çık artık o odadan Barlas gelecek şimdi bekletme çocuğu valla evlenmekten vazgeçer seninle görürsün bekletmeyi'' dedi annem sinirli şekilde. Ona noluyor anlamıyordum ben evleniyorum ama sanki kendisi evleniyor gibiydi.

''Kızıma bağırıp durma Gül almazsa almasın Barlas ne var kızımda bana kalır.'' dedi babam. Ah canım babam benim ne çok seviyordum onu, her zaman bana karşı şefkatli olması onu benim gözümde annemden daha melek yapıyordu.

Hala iç çamaşırlarımla olduğumu fark edip dolabıma yöneldim geniş yakalı bir şey olmalıydı, sonuçta çıkarırken zorlanmamam gerekirdi. beyaz dantel bisiklet yaka dizlerimin tam üstünde biten açık mavi elbisemde karar kıldım, yüzüme bir şey sürmeyip tarağıma parfüm sıkıp saçlarımı taradım, tarağıma sıkmıştım çünkü böylece gün boyu koku benimle olup kaybolmuyordu. Parfüm kokusunu ellerimle biraz dağıttıktan sonra içeriden gelen kızartma kokusuyla mest olmuş, havada uçan çizgi film karakterleri gibi mutfağa gittim.

Annem kızartmaları altına peçete serdiği büyük beyaz tabağa çekerken babamsa televizyonda bulduğu benimse saçma bulduğum yemek programlarından birini izliyordu. Anneme değmeden arkasından geçerek babama sarıldım;

ANILARIN GELECEĞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin