GİZEMLİ SIR

15. BÖLÜM (Kıskandın mı? )

Bölümü ZeynepKocatrk3 ithaf ediyorum. Canımın içi❤️

Bölüm müziği= Gökyüzüm sen

Beni kucağına alıp arabaya kadar götürmek istedi. Neden böyle bir şey yaptı bilmiyorum ama bilmek de istemiyorum. Gayet rahatım hatta kimse bozmasın şu rahatımı...

"Hanımefendi geldik inmeye niyetiniz yok sanırım da kollarım kırıldı. Çok kilolusun... " dedi. İşte o sonda ki sözü söylemeyecekti. Ahh, bir kız kilosundan vurulur mu? Depresyona girmenin en büyük nedenidir. O ne anlar ki, duygusuz... Hem annem bana zayıfsın diyor. Hep öyle oluyor zaten kilo almamızı istiyorlar o yüzden gözlerinde zayıfız. Bazı odunlar ise gerçeği patt diye yüzüne vuruyor. Çok acı verici...

"Ne kilosu be! Zayıflıktan öleceğim haberin yok. " dedim ve onun sırıtan suratına odaklandım.

"Belli belli... " dedi ve gülmeye devam etti.
"Eren! " diye çemkirdim.

"Ceren sakin ol. Sadece şaka yaptım." Dedi ve kapıyı açıp sürücü koltuğuna oturdu. Bende öyle bakakaldım. Belki benim de kapımı açar diye...

Camı açıp...

"Ceren binsene neyi bekliyorsun? Davetiye mi bastırayım? " deyip camı kapattı. Bende gözlerimi devirdim. Odunoğlu odun...

Kapıyı açıp bende girdim. Yolcu koltuğuna oturdum. Kapıyı hızla çektim.

"Yavaş ol biraz, kapıyı kıracaksın... " dedi ve sonra arabayı çalıştırdı.

"Kırılsın da bir yerine girsin. " dedim sadece benim duyabiliceğim şekilde.

"Ne dedin? " dedi. Ayy, yoksa duydu mu?

"Şeyy... Dedim kırılmasın yazık kim bilir ne kadara aldın? " İçim ayrı dışım ayrı... Allah'ım beni affet!

"Hımm... Kırılsın da bir yerine girsin diyen şu karşımızda ki ağacın üstünde olan karga o zaman, karganın da sesi hiç güzel değil. " dedi ve dudağının kenarı kıvrıldı.

"Sen benim sesime çirkin mi dedin? " diye atarlandım.

"Ben karga dedim sen üstüne alındın. " dedi ve iki elini de teslim olurmuş gibi kaldırdı.

"Heyy! Ne yapıyorsun? Araba kullanıyorsun öldürecek misin bizi? "
dedim ve yaslandım arkama.

"Korkma bir şey olmaz, kaç senelik usta şoförüm ben... " dedi ve daldı. Kaç senelik mi? Daha 18 yaşında  öncesinde ehliyet alamaz.

"Bir şey mi oldu? Eren daldın gittin. " " dedim ve koluna dokundum. Bir anda irkildi.

"12 yaşındaydım, çok fazla ısrarlarım sonucunda ailecek pikniğe gitmiştik. Babam ve annem mangal yakmakla uğraşırken arabanın anahtarını kaçırdım. Bir koşuda arabaya gittim ama hiç farketmediler. Arabaya anahtarını taktım. O zaman küçüktüm bilmiyordum araba nasıl kullanılır. Sadece anahtarla çalışıyor zannederdim. Sürekli zorladım. Araba bir türlü gitmedi. Sanırım çok fazla zorlamıştım arabanın kaputundan duman çıktı. Motoru yakmıştım galiba... Hemen anahtarı alıp kaçtım. Babamların yanına gittim. Babam ve annem anlamamıştı yokluğumu.
Sonra babam bana dedi ki 'oğlum gel gidelim sana araba kullanmayı öğreteyim' ben o an küçük dilimi yuttum. Ne diyecektim? Diye düşünmeye başladım. 'Eren hadi oğlum' dedi tekrar ' Baba ben öğrenmek istemiyorum. ' dedim. 'Neden? ' deyip güldü. Bende 'İşte ' dedim.  ' Çünkü zaten gidip arabayı sürmeye çalıştın ve kaputundan çıkan dumanı görünce kaçtın. ' dedi ve annem ve babam güldüler. ' S-sen nereden biliyorsun? Baba. ' dedim. Sonra gelip beni yatırdı ve gıdıkladı. Ben onlar anlamadılar sanmıştım ama çoktan anlamışlardı. " deyip güldü ama acı barındıran bir gülüştü.

"Araba sevdalısı... " deyip güldüm. Araba durdu artık gelmiştik.

"Can beni bekler. " dedim arabadan inerken.

"Başlarım lan Can' a da beklemesine de... " diye öfkeli söylendi.

Alış veriş merkezine girdik bir kafeye geçip oturduk. Telefonu çıkardım tam arayacakken Can görüş alanıma girdi. O da beni gördü ve sırıttı. Yanıma gelip...

"Ceren'im, nasılsın? " dedi ve sarılıp öptü. Eren' e baktım kaskatı kesilmişti.

"İyi... " Devamını getiremeden Eren hemen atladı.

"İyi. " dedi. Ben küçük bir öksürdüm.

"Sizi tanıştırmadım bu Eren... " diyerek Eren'i gösterdim.

"Eren bu da Can bırakıp gitmeden önce çok iyi dostumdu. " dedim. Can' ı göstererek...

Can, "memnun oldum. " dedi.

Sonra bana dönüp...

"Hadi ama Ceren hâlâ öyleyiz yani eskiyi unutsak artık, belki daha iyi olabiliriz. " dedi.

Eren, "Olamazsınız. " diye çıkıştı.

Eren' e dönüp kaşlarımı çattım.

Can, "Sen beni özlemedin mi? Ceren ben seni çok özledim. " dedi. Tam ben söylemek için ağzımı açmışken...

"Hayır özlemedi. " dedi, anında cevap verdi. Benim yerime niye cevap veriyor ki?

Can' ın telefonu çaldı.

"Pardon buna bakmam lazım. " deyip masadan uzaklaştı. Bende başımı onaylar anlamda salladım.

Eren' e dönüp...

"Eren ne yapıyorsun sen? Avukatım mısın? Bırak da ben konuşayım. " diye çemkirdim.

"İstemiyorum. " dedi.

"Neyi istemiyorsun? " dedim ve o sırada Can geldi.

"Ceren kusura bakma acil işim çıktı sonra yine görüşelim. " dedi sonra dönüp Eren' e baktı ve...

" Sadece sen ve ben ama"  diye devam etti.

"Öyle bir şey olmayacak. " diye bağırdı. Ayy, kavga çıkacak ya...

"Görüşürüz Can. " dedim ve Can gitti. Neyseki olay çıkmadan gitti.

"Eren derdin ne senin? "

"Görüşmeyeceksiniz. " dedi. Kızgın bir halde gözlerime bakarak...

"Neden Eren neden? " diye bağırdım.

"İşte Ceren işte... " dedi. Hiçbir şeyi anlayacağım şekilde söylemiyor. Kapalı kutu gibi...

"Yoksa kıskandın mı? " diye sırıtarak söyledim.

"Yok ebenin şeyi, ne kıskanacağım seni? " dedi.

Derin bir nefes alıp  offlayarak verdim.

"Biraz gezelim mi" dedim. Gergin olan ortamı sakinleştirmek için...

Kafasını olumlu anlamda salladı.

Sessizce gezdik alış veriş merkezinin içinde.

Çok güzel bir müzik sesi kulağımı doldurdu.

"Eren bu E-M-Bfour grubunun 'Sadece sen'  parçası." dedim heyecanlanarak.

Biraz dinledim. Sonra Eren'i kolundan tutup durdurdum.

"Çok seviyorum onları ve müziklerini, hep kendilerini gizliyorlar. Birgün onları görmenin hayalini kuruyorum. "  Eren hiçbir tepki vermedi.

"Sen de merak ediyor musun? Bence onlar çok tatlılar ama neden saklanıyorlar. Senin bir fikrin var mı?  " dedim ve yine bir tepki yok.

"Ereeenn! " diye bağırdım.

Eren irkildi.

Bana dönüp baktı.

"Eren iyi misin? Neden dondun kaldın? "

"Ceren aslında ben... "