Sirius, Molly görmeden Harry'e "tehlikeli" olan hediyesini verdiği için sakin bir biçimde Today'in yanına döndü. Çocukların Hogwarts'a dönmesiyle, Grimmauld Meydanı sessizleşmeye başlamıştı.
Sirius bunun verdiği can sıkıntısını içinden atmaya çalışarak sarışın cadının ne yaptığını görmek için salona girdi. Today, kalın perdeyi hafifçe çekmiş, dışarıyı, gitmekte olan Harry'i izliyordu. Sirius'un geldiğini fark edince küçük hüzünlü bir tebessümle ona döndü. "Gittiler."
"Evet, gittiler." dedi Sirius onu onaylarcasına. Evdeki kalabalığa fazlasıyla alışmıştı. Bu kadar insanın olması, bir süre için Black malikanesini hapis kategorisinden çıkarmıştı.
Today başını hafifçe salladı. "Üzücü oldu bu. Kalabalığa alışmıştım sanırım." Pencereye yakın olan bir sandalyeye oturduktan sonra "Harry'e ne verdin?" diye sordu Sirius'a.
Sirius şaşırarak "Ne?" dedi.
"Aşağıya elinde bir paketle indin." diye açıkladı Today sorusunu. "Harry'nin doğum günü müydü? Ben yazın doğdu diye hatırlıyordum."
Sirius, Today'in hafızasınından şüphe duyduğunu anlayarak "Doğru hatırlıyorsun. Temmuzda doğdu." dedi. "Ben ona hediyeden ziyade hatıra gibi bir şey verdim."
Today sessiz kalıp, devamını bekledi. Sirius da "James'in aynasını verdim, böylece Harry bana istediği an ulaşabilecek." diye bitirdi konuşmasını.
Today elini çenesine dayadı. Onun için böcürt niteliğindeki kelimeye hiç takılmadan sordu. "Ayna ile sana nasıl ulaşabilir ki?"
Sirius, sarışın cadıya daha önce defalarca gördüğü aynayı kısa bir şekilde anlattı. "Çift yönlü bir ayna. Yansımanı değil, diğer sahibini gösteriyor."
Today "Anladım." diyerek onayladı ve dışarıyı izlemek için tekrar pencereye döndü.
Sirius, Today'in bu büyülü aynayı hatırlamamasına şaşırmadı. Sarışın cadının seneler önce darmadağın edilmiş hafızasına alışmak zor olsa da, Sirius bunu yavaş yavaş başardığını hissediyordu. Today'in gözlerinden, yüzündeki ifadesinden zihninin nasıl olduğunu kavramayı öğreniyordu. Bu yüzden yıllar önce şahit olduğu bu ayna macerasını kafasından atmış olmasının artık onun için normal olduğunu biliyordu.
*******
Bahar gelmişti ve o gün hava oldukça güzeldi. Bunu fırsat bilen Hogwarts öğrencileri bahçeye doluşmuşlardı. Dallarında bir sürü renkli kuşun zıpladığı bir ağacın dibinde oturmakta olan iki genç de o öğrenciler arasındaydı. Sirius Black kafasını Today Poison'ın dizlerine yaslamış, gökyüzüne ve genç cadının yüzüne bakarak bir şeyler anlatıyordu. "Daha sonra birden patladı. Ki bu oldukça tuhaf çünkü bunu planlamamıştık." diye sonlandırdı Sirius anlatmakta olduğu şakalardan birini.
Today güldü ve ardından Sınıf Başkanı kimliğini hatırlayarak küçük onaylamaz bir tavırla sevgilisine baktı. "Yani diyorsun ki siz efsane şakacıları biri kandırdı."
Sirius ani bir hareketle kızın dizlerinden kalkıp doğruldu. "Bu imkansız, güzelim." diyerek itiraz etti.
"Pastanın patladığını sen söyledin." dedi Today.
"Büyüyü yanlış yapmış olabiliriz." dedi Sirius.
Today eğlenen bir tavırla "Yaşlandınız bence Sirius. Baksana, şakalarınız yolunda gitmiyor artık." dedi.
Sirius dudaklarını büktü. "Seninle neden birlikteyim ki?" diye sordu Today'in hep yaptığı gibi.
"Bana aşıksın ve bensiz yaşamak senin için uzun soluklu bir işkence olur."diye cevap verdi Today, Sirius'dan aşağı kalmayacak bir egoistlikle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLACK POISON //Sirius Black// AU
FanfictionSirius Black ve Today Poison İki safkan, İki asi, İki arkadaş, İki aşık. Bu onların hikayesi... Tüm hakları Sirius Black'in asaletinde saklıdır.