Sirius'un evden çıkması yasaktı. Bu aylardır kabul ettiği bir gerçekti. İstemese de bu rutine alışmıştı. Genellikle yaşlı ev cini dışında boş olan bu kasvetli ev hala sinirlerini bozuyordu fakat yapabileceği hiçbir şey yoktu. Yıllar önce James'in nasıl hissettiği artık daha iyi anlıyordu.
Şanslıydı ki Yoldaşlık toplantıları sıklaşmaya başlamıştı. Aslında düşününce bu iyi bir şey sayılmazdı. Voldemort bir şeyler çevirdiği için Yoldaşlık devamlı toplanma gereği duyuyordu. Fakat eve hapis olmuş olan Sirius Black kendisi dışında insan görebildiği bu zaman dilimlerinin artmasına sevindiğini inkar edemezdi. Şimdi ise yanında Remus ile birlikte, dirsekleri masaya dayalı, çenesi avuçlarının içinde toplantı için gelecekleri bekliyordu. "Harry'den mektup aldın mı hiç?" diye sordu Remus'a.
Remus zayıf bir gülümsemeyle kafasını iki yana salladı. "Sen?"
"Hayır, Umbridge olayından sonra yazmadı." dedi Sirius vaftiz oğlunu düşünerek. "Zaten mektupları okunuyordur o kurbağa tarafından."
Remus hafif sinirli bir tınıyla "Tabi ki okuyordur." dedi. Sirius Azkaban'dayken büyü dünyasında bazı değişiklikler olmuştu. Bu değişikliklerden Sirius için en rahatsız edicisi kurtadamlar hakkındaki düzenleme olmuştu. Remus'tan öğrendiği kadarıyla Umbridge denilen kadının hazırladığı bu düzenleme ile her ne kadar büyücü olsa da, Remus küçük tüylü sorunu yüzünden epey çıkmaza girmişti. Sirius insanların arkadaşını sadece kurtadam olarak görmesine kızıyordu. Ve tabi ki yıllar önce kendisi de öyle gördüğü için kendisini boğmak istediği de oluyordu. "O kadının da bir yılı var." dedi havayı yumuşatmak için.
Remus sorarcasına baktı. Sirius onun bakışlarına ithafen "Hagrid'in dediğine göre o iş lanetli."diye açıkladı.
Remus gülerek "Doğru, bunu ilk elden tecrübe ettim!"dedi.
"Sümüküs ile aynı yerde çalışmak... Azkaban'ı tercih ederim sanırım." dedi Sirius abartılı bir tavırla.
Remus ona eskiden şaka yapacakları zaman baktığı gibi onaylamayan bir havayla baktı. "O kadar da kötü değil Sirius."
"Beni Snape'i sevmeye ikna edemezsin Aylak."
"Kendim yapamadığım bir şeyi sana yaptırmaya çalışmam Pati." dedi Remus ve Sirius sırıtmasına engel olamadı.
"Bazı insanlar birbirlerinden nefret etmek için doğmuşlardır." dedi Sirius ellerini yapacak bir şey yok dermişcesine havaya kaldırarak.
Kapının çalmasıyla konuşmaları kesildi. Sirius "Acaba kim geldi?" diye sordu.
Remus "Açmadan bilemeyiz." dedi gülerek. Sirius muzip bir gülümseme ile arkadaşına baktı. "Sen aç."
"Neden?"
Sirius dudak büzerek "Ben açmak istemiyorum çünkü." dedi tatlı tatlı. Remus Kaşlarını çatarak ona baktı. "Pati bu yavru köpek numaran sadece Today'de işe yarıyor."
Sirius suratını normal haline getirerek "Güzellikten anladığın yok Aylak." dedi ve kapının sesi tekrar konuşmasını kesince "Belki gelen Tonks'tur. O yüzden sen aç." dedi uslu bir tavırla.
"Pati!" dedi Remus itiraz ederek.
"Benim." dedi Sirius dalga geçerek.
"Nymphadora ile aramda öyle bir şey yok." dedi Remus sakince ama kızarmakta olan yanakları Sirius'un dikkatinden kaçmadı.
"Nymphadora?" dedi gülümseyerek. Remus pes ederek "Kapıya bakmaya gidiyorum." diyerek salondan çıktı. Sirius arkasından havlarcasına gülmeye başladığında "Pati, kes sesini!" diye bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BLACK POISON //Sirius Black// AU
FanfictionSirius Black ve Today Poison İki safkan, İki asi, İki arkadaş, İki aşık. Bu onların hikayesi... Tüm hakları Sirius Black'in asaletinde saklıdır.