~Gizem~

319 38 11
                                    

1 Gün sonra

Sanem'den
"abla, canın taşı bu, gördüm onu anlıyormusun can ölmedi abla hala biryerlerde bizi izliyor ölm-"
"SANEM! can öldü, can öldü, can öldü..."

Ablamın bu sözleri üzerine ağlayarak evden çıktım, belki de kabullenmek istemiyorum, bilemiyorum, ama biryerler de, derinlerde hâlâ onu hissedebiliyorum...

Elisa baba diye ağlayıp duruyordu, oda hissediyordu eminimki, eğer bir dilek hakkım olsaydı, geçmişe gitmek isterdim, o kaza gününe, ya hepbirlikte ölseydik, yada hiçbirimiz ölmeseydi, böylesi çok daha acı verici...

_

Eve gelmiştim ve tam yarım saattir ne yapabilirim diye düşünüyordum, evet belki benim kabullenememeyişimdir ama bu kadar çabuk kabullenmek de asla bana göre değil, diğerleri gibi bu kadar çabuk geçmiş gibi davranamam.
Ben düşüncelerime dalmış, kara kara düşünürken elisa seslendi,

"Anni?"
"kızımm" dedim ve yüzümdeki yaşları silerek kucağıma aldım,
"Anni, babim ne zaman gelcicek?"
"ımm, kızım işleri yoğunlaşmış beklemek zorundayız"
"yoğunşaşmak mı?"elisa nın meraklı suratını öperek güldüm
"yani işleri artmış çok olmuş"
"ama ben babimi öjledim"
"bende..."

elisa kucağımdan kalktı ve odasına gitti, ağlamaktan bıkmıştım, ilaç kullanmayı kaldıramıyordum artık,
kalkıp mutfağa gittim ve kendime kahve yapıyordum, o sırada camın oradan birşey geçtiğini gördüm, yavaşca ilerledim ve kolaçan ettim, birşey göremeyince köpekdir diye düşünüp kahvemi aldım ve salona geçip müzik dinlemeye başladım.
_
Aradan 1 saat geçmişti ki kapı çaldı, gidip kapıyı açtım ve ufak çaplı bir şok yaşadım, ceren hanım ve doruk bey ile demir bey karşımdaydı.
"sanem hanım, iyimisiniz?"dedi ceren hanım
"aa, iyiyim, geçin lütfen" dedim ve içeri aldım, doruk bey aklıma gelince bile kötü olurken şimdi can yok ve doruk evimde...

"sanem hanım başınız sağolsun"
"sağolun demir bey"
"başınız sağolsun"dedi doruk bey
"sağolun" dedim, ve önüme döndüm
"sanem hanım biliyorsunuz can bey ile işe girmiştik, şimdi onun yerine devam edebileceğimiz biri varmı?"
"maalesef, kardeşi emre yapabilirdi ama burada değil ve ne zaman geleceği bile belli değil, üzgünüm"
"peki, kalkalım biz, tekrardan başınız sağolsun"
"dostlar sağolsun" dedim ve kapıya yöneldik, herkes çıktı ama doruk bey hala duruyordu,
"ne duruyosun gitsene" dedim sertçe
"uu, kızma ama bunu yapmak zorundayım" dedi ve gerisi yoktu...
_
Gözlerimi açtığımda depo gibi biryerde elim kolum bağlı oturuyordum, aniden sağ tarafımdan kahkaha sesi geldi ve başımı çevirdiğimde doruk olduğunu gördüm

"prenses uyandın demek" dedi ve yanıma geldi,
"NE İSTİYOSUN BENDEN ŞEREFSİZ!"
"hiçbirşey, sadece çok güzelsin, e artık canda yok, önümüze bakalım diyorum"
"ne diyosun sen, kafayı sıyırmışsın can hala yaşıyor, ve sen bu dediklerine çok pişman olacaksın"
"onada o zaman bakarız" dedi ve bana yaklaşmaya başladı, avazım çıktığı kadar bağırıyordum, sonra bir elin kapıdan uzandığını gördüm, ve elindeki silahla doruğu vurup gitti, daha sonra başka tanımadığım bir adam gelip beni çözdü ve oda gitti, koşarak çıktîğımda bir araba hızla kayboldu, peki elini uzatan adam kimdi, orayı nereden biliyordu, bilmiyordum...

Evett, bu bölümde böyle oldu biraz kısa, geç oldu ama kusura bakmayın wattpad de bir sorun yaşadım, neyse umarım beğenmişsinizdir ve beklediğinize değmiştir😂🌈

sınır= 30 vote

Artemis Ve Albartos⚡Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin