1.Bölüm

1.8K 101 4
                                    

    İkizim 2'ye hoşgeldiniz! İlk başta 1.kitabı okumadıysanız profilimdedir ilk başta ondan başlayabilir sonra buraya geri gelebilirsiniz sonuçta burası kaçmıyor değil mi?

       Öncelikle 2.sezon Beyaz papatyalara hoşgeldiniz ben sevgili yazarınız Mina (Gece, Almina) Kendimi eğitmek için çıktığım bu yolda çok güzel dostlar çok güzel tecrübeler kazandım. İlk yazdığım kitap ile bunu karşılaştırıyorum da çok fazla kalemim değişti. Bunların hepsi sizin sayenizde eğer bana destek çıkan bir okuyucum olmasaydı ben yazmicaktım ve yarı yolda bu serüveni bitirecektim. 1 buçuk yıldır yazıyorum 2018 yılının Nisan ayında başlamıştım sonra sildim başka kitaplar yazdım ve en güzel kitabım size göre İkizim bana göre Hepsinin ayrı bir yeri var. Ve unutmadan söyleyeyim yazmak bir yandan da içini bir yere dökme şeklimdi ve kişisel olarak o 1 buçuk - 2 sene önceki ben olmadığımı o kadar iyi anlıyorum ki çok değiştim hatalarım ve çevreye bakış açım değişti. Sorumluluk almayı öğrendim ve burada sizin payınız çok fazla. Fazla uzatmak istemiyorum ve geçiyorum Hepinizi çok seviyorum!

       Sınıfa girdiğimde tüm gözler bana dönmüştü. Olaylar olaylar. Eğer ben Kuzey'i Ateşten ayırmasaydım manşetler şimdiden gözümde canlandı

        Kıskançlık Cinayeti!
       Ünlü iş adamı Kuzey Güngör nişanlısı Nisan Yakmazı kıskandığı için sınıf arkadaşının boğazlayıp öldürdü A bilmem ne'nin ailesine baş sağlığı diliyoruz

       Gülümsedim ve sıramda ki çantamı aldım ve hocanın yanına gittim

        "Acaba başka bir yere gelebilir miyim?" Dedim etrafa bakındım. Hiç de boş yer yoktu

        "Hayır yanımda otursun" Diye itiraz etti Ateş.

        "Oğlum canına mı susadın az kalsın ölüyordun!" Diye atıldı Sinan ama bu Ateş'in pek umrunda değildi ve omuz silkip sırasından kalktı ve kolumdan tutup beni çekiştirmeye başladı.
 
         "Lan eşya değilim ben ne yapıyorsun?" Dedim o an Sinan da ayaklandı  ve çantasını alıp Ateş'in yanına koydu "Ben oturacağım yanına, şimdi bırak kardeşimi" Dedi sert bir sesle. Ve evet ekleyeyim Sinan sakin bir çocuktu hatta fazla işi dalgaya vururdu ama sinirlendirmemek de fayda var.

          "Ben senin oturmanı istemiyorum ben Kardeşinin oturmasını istiyorum.

           " Ama bende izin vermiyorum" Dedi ve sıraya oturdu "canım acıyor bırakır mısın?" Dediğimde bana baktı. Hocanın umrunda bile değildi bir şeyler anlatıyordu ama kimse dinliyor gibi değildi herkesin gözü bizim üstümüzdeydi.

           "Ne istiyorsun bırak beni kolum çok acıyor" Dedim sertçe ve ona kaşlarımı çatarak baktım. Dudağı kıvrıldı ve, "yanımda oturmanı istiyorum sadece" Dedi masumca "Sen delisin. Ha yok sen kıdemli delisin. Daha demin ben engelemesem ölüyordun hala nasıl istiyorsun yanında oturmamı?" Dediğimde güldü "merak etme bana bir şey olmaz" Dedi ve beni çekiştirerek yanına oturttu. Kalkmaya çalışıncada omzumdan baskı uyguladı ve kalkmamamı sağladı.

           "Derdin ne senin?" Dediğimde bütün sınıf bana döndü hep bir ağızdan "Elanur bela" Dediklerinde güldüm.

             "Derdimi sonra anlarsın" Dedi ve Sinan kalkmasını bekledi o zamana kadar eli omuzlarıma baskı yapıyordu

              "Sinan git bence bu vazgeçmeyecek gibi eninde sonunda sıkılır merak etme" Dediğimde başını onaylarca sallayıp çantasını alıp Nil'in yanına gitti. Sonra beni cam kenarına yavaşça sürükledi yanıma oturup defterini çıkardı ve üstüne bir şeyler yazmaya başladı ve bana verdi defteri

              "Maddenin hallerini ne yapayım ben" Dediğinde nefesini bıkkınca verdi ve sağ üst tarafı gösterdi

            "Çok beklersin" Yazıyordu. Sanırım sıkılmak konusundan bahsediyordu.

           "Ne istiyorsun benden?" Dediğimde güldü ve hiçbir şey demedi başımı sıraya koyup gökyüzüne baktım ve gözlerimi kapattım. Küçük bir ormanda buldum kendimi yemyeşil orman bana bir yerden tanıdık geliyordu. Sonra kocaman bir ev gördüm. Aaaa dedemin evi ve yağmur yağıyordu bahçeye girdiğimde soğuktan donan ve yağmurda ıslanan bir adet Kuzey gördüm. Bir yerden tanıdık geldi mi sizede. Sonra kapı şiddetle açıldı ve Kuzey oraya döndü ve ona koşan ben dudaklarına yapıştım. Utanmıştım sonra birden istemsiz benden uzaklaştılar ya da dur ben mi onlardan uzaklaşıyordum.

             Benim onlardan uzaklaşmamla gözden kayboldular ama bir tepeye çıktım. Onları çok uzaktan olsa da görüyordum ki tek olmadığımı anladım o tepede ve siyahlar içinde bir nişancı gördüm ve hiç gürültülü olmayan bir ses çıktı. Silah sesi. Hızla gözlerimi açtım ve etrafa bakındım. Kimse yoktu sınıfta tek ben vardım bir de yanı başımda biraz beyaz papatya.

           Dedim ki ilk bölüm gelsin çok beklemeyin ve karakterleri unutmayın 😁  

      İlk bölüm biraz kısa olsun dedim ne dersiniz zaten haftaya 2. Bölüm gelecek :)

                   Bu bölümü yazarken arkada Karpuz şarkısını açıp deliler gibi yazmayayı bırakıp dans etmedim

                    Karpuz koydum koynuma engel çıktı yoluma, ey! diyerbekir yoluna çok mu gitti zoruna

Beyaz Papatyalar {Bitti}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin