2.Bölüm

1.3K 101 23
                                    


       Elime papatyaları aldığım anda çok güzel göründüklerini farkettim daha yeni gelip koyulmuştu buraya ve çok tatlı duruyordu.

        "Kim bıraktı bunları acaba" Diye düşünmeden edemedim ve etrafa baktım ama kimse yoktu. Yavaşça sıraya tekrar koydum ve telefonumu elime aldım.

  Sinan: aşağıdayız uyanınca gel yanında oturan beyfendi uyandırtmadı seni

        Yazıyordu. Ateş'i sevmediği açıktı ve bende sevmemiştim çok dikine gidiyordu.

         Sıradan kalktım ve sınıftan çıktığım anda buraya doğru gelen Ateşle karşılaştım

         "Ah! Uyandın mı? Ben de tuvalete gitmiştim" Dedi ve yanıma gelip omzumdan tuttu ve sınıfa ilerletti

         "Bırakırsan eğer yemek yiyeceğim açım ve öğlen arasında değil miyiz beni bırakır mısın? " Dedim dediğimde derin bir nefes aldı ve verdi.

        Gelecek:

         "belki de biraz gecikmiş olabilirim ama dışardaki adamlar beni biraz zorladı" Dedi ve kapıyı arkasından kapattı.

         Tişörtü siyahta olsa kanlar belli oluyordu ve bana yaklaştı "Biliyorum senin yanında sönük ama bunlar sana. " Diyip elindeki bir demet papatyayı bana uzattı.

        Şimdi ki zaman:

         Sınıfta oturmuş onu bekliyordum

         "Neden kaçmıyorsun Nisan?" Dedi iç sesim. "Ben bilmiyorum ama haklısın iç ses gitmeliyim" Dedim ve hızla ayağa kalkıp sınıftan koşarak çıktım "bu sensin kızım burnunun dikine git eninde sonunda kazanacaksın" Diyen iç sesime hak verdim. Burnumun dikine gidecektim ve ben kazanacaktım.

         Bahçeye hızla çıktığımda bütün gözler bana döndü "ops! Yanlış bir şey mi yaptık acaba?" Dedi iç sesim

         "Yok ya ne yapmış olabiliriz ki" Dedim ve bizimkilerin yanına gittim

          "Sonunda gelebildin görüldüden sonra neden bu kadar geciktin?" Dedi Sinan ve kollarını açtı "kardeşimi doğru düzgün göremiyorum gel buraya" Dedi ve yanına oturup ona sarıldım

            "Kuzey'e bir şey demedin değil mi? Çünkü kavgalıyız daha da aramız bozulmasın" Dediğimde başını  "Demedim" Anlamında salladı. Rahalarmıştım. Kuzeyle aramı bozmak istemiyordum. Onu seviyordum "Seviyor musun? " Dedi iç sesim "tabi ki seviyorum" Dedim. Ve aklıma gelen şeyle devam ettim "Sen benim iç sesimsin sevdiğimi bilmiyor musun?" Dediğimde konuştu "seviyorsun tabi ki" Dedi ve sustu

            "Çıkışta onun yanına gitsem iyi olur" Dediğimde izin vermişti ve gülümsedim.

            Sınıfın camına baktığımda Ateş'in beni izlediğini gördüm. Göz göze gelince gülümsedi bende göz devirip başka tarafa baktım.  Zil çaldığında önce tuvalete sonra ise sınıfa gidiyordum ki birine çarptım

           "Şey ben... Özür dilerim" Dedim ve tam gidecekken tekrar çarptım çocuğa ve yere düştüm "sıçtım sıvamaya çalışırken her yeri berbat ettim" Dedim çocuk bana elini uzattı "Merak etme hala ben ayaktayım" Dediğinde elini tuttum ve ayağa kalktım

           "Tekrar özür dilerim" Dedim ve arkamı dönüp oradan uzaklaştım ve sınıfa gittim. Sırama oturdum ve başımı duvara yasladım.

           "Çıkışta ne yapıyorsun?" Dediğinde ona döndüm

          "İşlerim var" Diyip onu geçiştirdim

          "Onun yanına mı gideceksin?" Dediğinde başımı aşağı-yukarı sallayıp önüme döndüm

          "Seni vazgeçirecek değilim sonuçta nişanlın hatta sözlün" Dedi ve önüne döndü çıkışta ve daha sonrasında da hiç konuşmamıştı.

            Çıkışta Kuzey beni almaya geldi ve birlikte onun evine gittik evet uyuyacaktık çünkü beyfendi uyumuyormuş. "Hadi bakalım koca bebek uyku vakti" dedim ve montumu astım

          "Bu bebek oyun istiyor" Dediğinde göz devirdim "tamam hayatım masal okurum ben sana" Dediğimde baygın bir şekilde bana baktı ve beni kucağına alıp odasına götürdü ve yatağa yatırıp yanıma yattı.

         "Hadi hikayeni bekliyorum" Dedi ve yorganı boynuna kadar çekip küçük çocuk gibi bana baktı

        "Bir varmış bir yokmuş bir köyde çok güzel bir kız yaşamış kızın bütün erkekler ona aşıkmış ama olay bu ya bin erkek ister bir erkek alır. Bir gün bir adam köyde kaybolmuş ve bizim köylü kızla karşılaşmış. Kız salakmış ki oğlana aşık olmuş-" Dediğimde lafımı kesti

         "Neden aşk salaklık mıdır?"  dedi ve bana sarıldı

         "Evet ve susda dinle" Dedim ve sesimi düzeltip devam ettim. "Kısa sürede köylü kız ve Oğlan sevgili olmuşlar. Birkaç ay sonra 40 gün 40 gece bir düğün yapmışlar. Evlilikleri şahane gideken bizim kız oğlanı başka bir kadınla basmış ve duruma bakar mısın ki bizim kız da hamileymiş" Dediğimde Kuzey'in küfürlerini duyuyordum ama ben devam ettim "Kız ağlaya ağlaya Baba evine gitmiş ve kısa süre sonra kız ve oğlan ayrılmış ve çocukları doğmuş. Kız mutluymuş. Çocukları çok severmiş ama babasına hiç göstermemiş günlerden bir gün çocuk ağır bir hastalığa yakalanmış tabi bununda tedavisi yokmuş çocuk yavaş yavaş annesinin gözlerinin önünde eriyormuş" Dedim ve buradan sonrasını ağlayarak anlattım "annesi çocuğunun acı çekmesine dayanamıyormuş çocuğu her acı çekişinde o da çekiyormuş o acıyı. Götürmediği doktor kalmamış ama hepsi aynı şeyi diyormuş 'bir şey yapamayız' Çocuk bir gece uyurken sessiz sedasız kimse duymadan ölmüş ve annesi uyuyormuş-" Lafımı kesen şey Kuzey'in dudakları oldu ayrıldığında hala ağlıyordum.

       "İyiki bir hikaye anlat dedim ağlama gel buraya" Dedi ve beni kendisine çekip sarıldı ve göğsüne yatırdı. "Çok dram filmi izliyorsun" Dediğinde daha çok ağlamaya başladım. boğazım yanıyordu ve zor nefes alıyordum "Güzelim lütfen ağlama"

         "Kuzey sonra kız çocuğunun acısına dayanamayıp kendini öldürmüş biliyor musun?" Dediğim de daha çok ağlamaya başladım

         "Aaa yeter yazarda ağladı" Dedi iç sesim ona kulak asmayıp ağlamaya devam ettim

          Kısa süre sonra ağlamamnın verdiği yorgunlukla uykuya daldım. Rüyamda bu sefer farklı bir yerdeydim etraf masmaviydi. Kuzey ve ben sarılmış balıkları izliyorduk sonra tekrar geriye çekildim ve yine aynı adamı gördüm siyahlarla kaplı ama bu sefer silah yoktu sadece fotoğraf makinesi vardı ve flaş patlamasıyla hızla uyandım.

         Hey bu iki oldu! Yeter be!

         Kuzey bana baktı ve kaşlarını çattı "neyin var?" Dedi. Sesi boğuk çıkıyordu. Yatakta ona döndüm ve oturdum. "Kuzey senin abin bizim peşimize takılmış bir düşmanın var mı? Ya da var mıydı? Durmadan bizi izleyen gözetleyen?" Dediğimde kaşlarını daha fazla çattı

        "Ne oldu?" Dediğinde üstüne çıktım ve üstüne yattım "hiç.Hiçbir şey olmadı kabus işte korktum" Dediğimde bana sıkıca sarıldı

         "Hissettin mi Bir bokluk olduğunu?" Dedi iç sesim ona hak verdim bir bokluk vardı "Sence de fazla şüpheli değil mi?" Dediğimde onunda bana hak verdiğini sessizliğinden anladım sonra sessizliği bozdu "Yakınlarımızda hissediyorum götünü kolla" Dedi iç sesim sonra aklıma bir şey geldi "madem Kuzeyden öğrenemiyoruz" Dedim ve devam ettim "maceraya ne dersin iç ses" Dediğimde bıkkınca sesini duydum "yokum desem de bu işe girişiceksin değil mi?" Dedi ve onu onayladım "minik bir macera sadece"

          
      Minik bir macera sadece. Sizce ne olucak? böyle biri var mı? Yoksa Nisan'ın hayal ürünü mü? Kuzey yalan mı söylüyor? Gelecekte ki kişi kim?

Beyaz Papatyalar {Bitti}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin