Onları arkamda bırakıp babamın çalışma odasına doğru ilerlemiştim.Kapısının önüne geldiğimde derin nefes alıp kapıyı tıklayıp içeriye girmiştim.
Babam masasında oturmuş önünde olan bir şeye bakıyordu.
"Baba?" Dedim sorarcasına.
"Gel otur" dedi önündeki koltuğu gösterirken.
Başımla onaylayıp gösterdiği kolyuğa geçip oturmuştum.
"Dün akşamki konuşma yarıda kalmıştı. Benim bilmediğim şey ne ?" Dedim sorarcasına.
"Al bakalım" dedi elindeki bir kağıdı bana uzatmıştı.
Kağıdı aldığımda bir fotoğraf karesi olduğunu görmüştüm.
"Bunlar kim?" Dedim.
"Doğan'ın babası Arslan abin, Doğukan'ın babası Alp, Öz baban Savaş. Ve ben" dedi.
"Nasıl yani? Siz daha öncelerde arkadaş mıydınız?" Dedim şaşkınca.
"Evet arkadaştık. Baban ve arslan bir kadına aşık olmuşlardı tabi bir de akrep üçüde aynı kadın'a aşık olmuştu. Tabi annen babanı seçmişti. Babanla evlenmişti. Sen dünyaya geldiğinde 4 yaşındayken akrep anneni ve seni kaçırmıştı. Orda ne oldu bilmiyorum ama sen sapasağlam geri geldin. Baban akrebin durmıyacağını biliyordu. Bu yüzdende benden bir iyilik istedi. Eyer ona bir şey olursa sana ben sahip çıkıcaktım. Öyle de oldu zaten. Hafıza kaybından sonrada beni baban, esillayıda annen olarak bildin. Abinin ölümü öyle normal bir araba kazası değildi" dedi.
"Abim'i kim öldürmek istedi?" Dedim.
"Bunu söylediğimde onu öldürmek istiyeceksin dimi?" Dedi.
"Niye sen misin?" Dedim.
"Hayır ben değilim. Üveyde olsa yeğenime neden böyle bir şey yapayım?" Dedi.
Gözlerim büyümüştü.
Üveyde olsa yeğenim?
Ne demekti bu ?
Soran gözlerle ona bakmıştım.
"Ne demek üvey de olsa yeğenim?" Dedim.
"Baban savaşla üvey kardeşiz. Annem babam öldükten sonra senin dedenle evlendi öylelikle üvey kardeş olduk. Ki zaten 8-9 yaşlarındaydık" dedi.
"Yani sen üveyde olsa benim amcamsın?" Dedim sorarcasına.
"Evet" dedi.
"Bu resim bende kalabilir mi?" Dedim.
"Tabi kalabilir" dedi.
"Konuşma bitti ise ben çıkıyorum izninle" dedim.
"Cesaretini ve korkusuzluğunu babandan almışsın" dedi.
"Onu tanıyacak kadar vakit geçirmedim ama söylenenlere göre evet öyle" dedim.
"Babanın tek korkusu vardı oda sizi kaybetmekti" dedi.
"Benimde tek korkum var oda yiğit'i kaybetmek. Ama beni az da olsa tanıyorsan yiğit'in kılına bile zarar verilmiyeceğini biliyorsundur?" Dedim sorarcasına.
"Evet cezasını fitil fitil burnundan getirirsin" dedi.
"Bir de güvendiğin kişilere fazla güvenme. Gün gelir sırtından bıçaklar" dedim.
"Çıkabilirsin" dedi.
Başımla onaylayıp odasından çıkmıştım.
Kolumdaki saate baktığımda saatin 7 olduğunu görmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH ATEŞ ÇETESİ
Roman d'amour"Abla! Abla uyan!" Diyerek yüzüne vurmaya başlamıştım. Yavaş yavaş gözlerini açmıştı. "Çok şükür" dedim. "Kay...kayra" nefes almıştı. "Yi...yiğit'e iy..iyi ba..bak. Se...seni se..seviyorum ka..kardeşim" yavaş yavaş gözleri kapanmaya başlamıştı. "Hay...