Zaman

838 88 45
                                    

Burası neresiydi? Nereye düşmüştüm ben...

Gözlerini açarak etrafa baktım. Bilmediğim bir odaydı sanki. Ama o evde böyle oda olduğunu sanmıyorum. Çünkü boyumu aşan kapılar gördüm. Iki kapı vardı.

Bir an önce buradan çıkmalıydım. Pencereye baktım. Biraz yüksekti. Atladığımda zarar gelmezdi galiba.
Hem en fazla ne olurdu ki?

Alt tarafı ayağım kırılırdı. pencereye çıkarak gözlerini kapattım. Kendimi ikinci kattan aşağı bıraktım. Ayağım bükülmüştü.

Acılı bir şekilde inledim. Ayağa kalkarak ayağımın üstüne basmaya çalıştım. Galiba yakınlarda hastaneye gitsem iyi olacaktı.

Evden uzaklaşarak yola çıktım. Yolun gittiği yeri topallayarak takip ediyordum. Yanımdan sadece bir insan geçmişti. Ve günlük hanboklardan giyinmişti.

Meydana geldiğimi düşününce derin bir nefes aldım. Fazla insan yoktu. Etrafta dükkanlar vardı ve ışıklı tabelalar yerine kapıda isimleri yazılıydı.

Hava bulutlu,yağmur yağacak havası vardı. Bir an önce kalacak yer bulmalıydım.

Neredeydim ben? Nereye düşmüştüm, bu insanlar kimdi, neden eski zamandaki gibi davranıyorlardı?

Çok soru vardı aklımda. Köşede birşeyler satmaya çalışan pazarının yanına gittim.

" Bayım,bakar mısınız? Bugün günlerden ne? Hangi tarih?"

"Sen bana bunak demeye mi geliyorsun? Hadi git işine! Yoksa seni döverim serseri!"

Fırlatmaya çalıştığı sebzeden kendimi kurtardım. Bir kez daha deneyecektim şansımı.

"Hayır Bayım. Bugün ayın kaçı? Hangi yıldayız?"

"Hala devam ediyor gitsene işine!"

"Özür dilerim efen-"

"Tamam chuna. Uzatma. Çocuk işte."

Adam kolumdan tutarak uzağa sürüklemeye çalışıyordu beni.

"Delirdin mi sen? Bu soruyu soracak başka ihtiyar bulamadın mı? Dalga geçecek başka birisini bul."

The miracle of god TAEJİN/VJİN  (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin