The miracle of god TAEJİN/VJİN (TAMAMLANDI)

Tanrı 'nın Misafiri

Arkadaşlar konuya direkt girmek istiyorum artık. Böyle sanki Türk dizisi çekiyor gibi hissettim.

1 Hafta sonra

Kim Taehyung şuan üstüne giydiği, Sungjinin almış olduğu mavi hanboku giymişti. Açıkçası bu pantolon veya sweatten daha rahat hissettiriyordu.
*Medya ya bak*

Taehyung ay sembolü olan kolyesini kıyafetin içine attı. Kısa kesilmiş saçları uzarken kıvrılıyordu ve permalı görüntüsü ortaya çıkıyordu. Bundan şikâyetçi değildi.

Ve gittikleri yer... Seokjinin evi olacaktı. Taehyung bunu duyduğu andan beri gerginliği hala üstümden atamamıştı. Fazla heyecanlanıyordu. Kendini hazır hissedince odadan çıktı. Sungjin ve eşi ona baktı.

"Taehyung sen geleceğin prensi olmalısın. Bu yakışıklılıkda ne?"

Bayan park onun omzunu yavaşça sıkınca Taehyung gülümsedi.

"Annemin prensiyim abla. Tek çocuğu olduğum için üstüne çok düşüyor. "

"Hadi bakalım! Onları daha ileride konuşuruz. Şimdi gitme vakti. Seokjini özledim."

Üçüde gülerek evden çıktılar. Hava kararmıştı. Güneş az evvel batmıştı.
Üçüde evden çıkmış yolda yürüyorlardı. Taehyung mutlu hissediyordu. Sanki hep buraya aitmiş gibi, sanki bu zamanın insanı gibi hissediyordu.

Yürürken yüzünde huzurlu bir gülümseme vardı. Soyluların sokağına geldiklerine etrafı süzdüler.

"Hangi ev Seokjinin evi Hyung?"

"Ah, şu ileride ki. Mavi kapılı."

Taehyung sol tarafında biraz uzak olan eve baktı. Çitleri kahverengi ve kapısı maviydi. Sıradan eski evler gibiydi. Tabii şuan en modern evlerden biriydi.

"Hadi gidelim. Bugün ziyaretçisi yoktur. Hem uzun yoldan gelmişti."

Bay Sungjin kapıyı açtı. Bahçeden içeri girince Taehyung hayranlıkla bahçeyi süzdü. Çünkü kendi evleri gibi değildi. -Sungjin hyungun evi gibi değildi. Artık orayı benimsemişti. - Iki katlı bir evdi, tıpkı çevredeki birkaç ev gibi. Etrafta ağaçlar vardı. Çitten görmüştü. Mesafeli aralıklar vardı. Aralarına asılmış rengarenk süsler, tahtadan yapılmış bir masa ve çevresinde dört sandalye vardı.