insan olmanın dayanılmaz ağırlığı

266 45 17
                                    

açıklayamamaktan nefret ediyorum. sistemden nefret ediyorum. insanlardan nefret ediyorum. ve bu öylesine saçma ki kendimden bile nefret etmeye başladım. sıkılıyorum. ders çalışmam gerek ama evde ders çalışamıyorum. uyumak istiyorum. dizi izlemek istiyorum. gezmek istiyorum. sıkıldım. sıkılıyorum. bu tatil beni bir yandan deli gibi mutlu ederken bir yandan sinirimi bozuyor. 

hiçbir yerde olmak istemiyorum aslında. evde  olmak istemiyorum, okulda olmak istemiyorum -zaten oradan nefret ediyorum- akrabalarıma gitmek istemiyorum, komşulara gitmek istemiyorum. lütfen beni bir kenara atın da istediğim hayata ulaşayım. kimseyi yanımda istemiyorum ve bu iğrenç bir bencillik gibi geliyor. insanlar beni son birkaç ay içinde öyle yordu ki yüzlerine kusmak istiyorum. tiksinç yaratıklarla beraber aynı oksijeni solumak mide bulandırıcı. aynı odayı paylaştığım pansiyon odamdan, pansiyondaki terliksi hayvanlardan, okuldaki diğer embesillerden ve sinirime dokunan tüm organizmalardan nefret ediyorum.

bunları buraya kusmak rahatlatıyor. yaşam belirtisi göstermiyorum artık. yurtta bezelye ve pırasa yemekten fotosentez yapmaya başladım. -gülebilirsiniz çünkü acınası- kaldığım odada bir yaratık var ve onu görmek bile katlanılmaz olmaya başladı. nedenini soruyorlar. çünkü lanet olası kafam gün geçtikçe zehirleniyor. kendi kendimi zehirliyorum ve bundan mutluyum. insanlık beni tiksindiriyor çünkü insan olan her canlı aptalca hareket ediyor. ve bin kat daha aptalı benim odamda kalıyor. 

yurt müdürü asalağın teki ve herkese kök söktürüyor. yurtta kalan nöbetçi öğretmenler zombi -çünkü beyinleri yok- sabahtan akşama kadar böğürüp duran öküzler hepsi. yurtta kalan kızların yarısı birer sürüngen ve varlıkları beni rahatsız ediyor. 

umarım tatilin neden beni mutlu ettiğini anlamışsınızdır.

şimdi gelelim tatilin kötü tarafına. sabah erken kalkamıyorum. bilgisayar elimde olunca adam akıllı ders çalışamıyorum. sürekli dikkatim dağınık. sürekli iş çıkıyor. bu durum beni sinir ediyor çünkü gerçekten çalışmak istiyorum ama bir türlü kendime gelemiyorum. 

bunca pisliğin içinde birde canım aşık olmak istiyor ve bu konuda ciddiyim. herkes bu düşüncemin aptalca olduğunu, aşk diye bir şeyin olmadığını söylüyor. umurumda değil. birini bulmak istiyorum. ona aşık olayım. her günümün bir önceki günümle aynı olan hayatımda siyah ve gri dışında başka bir renge ihtiyacım var. lütfen beni bul artık. çünkü gerçekten her şeyi bırakmak üzereyim. bu his belki iyi gelir. sıkılıyorum. bu isteğim de bencilce çünkü seni kullanacağım. bunu bile bile gel lütfen. çünkü ben de insanım ve diğerleri gibi pisliğin tekiyim. 

oh. rahatladım. 

psikolojik bir rahatlamayı buraya dökmek ne kadar doğru emin değilim. çıplak ve savunmasız deniz'i size açtığım için muhtemelen bir gün bedelini ödeyeceğim. çünkü bilirsiniz, insanlar birer pislik. suçsuz olduğunuz halde canınızı yakmak isterler.

n'aparsınız, bu yaratığın da mayasında kötülük var.

-deniz.

diyaloglarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin