9

1K 71 37
                                    

Eklediğim şarkıyla dinlemeyi unutmayınız. Öpüyorum...

''Aradığınız kişiye şuanda ulaşılamıyor, lütfen daha sonra tekrar aramayınız.'' Kendi sesini koyduğu kaydı bininci kez dinlerken Sylvia telefonu elimden çekti. ''Yeter açmıyor işte.''

Okulun bahçesinde çardakta oturmuş dakikalardır onu arıyordum. Meave gözlerini devirdi. ''Her zamanki Marina, birileriyle yatıp kalkmakla meşguldür.''

''Marina'yla derdin ne?'' dediğimde sustu ve bir süre yüzüme baktı. ''Bunu hep söyleyen sendin, ben diyince neden problem oldu?''

''Çünkü değişmeye çalıştığını görüyorum.'' dediğimde burun kıvırdı. ''Herkes değişir, o değişmez.''

''Onu ne kadar tanıyorsun ki?'' dediğimde Sylvia aramıza girdi. ''Şuan sorun bu mu sizce, sonuçta iki güne yakındır ortada yok. Cumartesiden beri birileriyle yatıp kalkacak hali yok ya!''

''Sylvia haklı,'' dediğimde kaşlarını kaldırdı. ''İki gün öncesine kadar kızı istemiyordun.'' dediğinde Sylvia hafifçe bizden uzağa doğru baktı. Eline dokundum. ''Üzgünüm, Meave işte.'' dediğimde gülümsedi. ''Önemi yok, gerçekler sonuçta.''

''Şuanda öyle değil ama önemli olan bu değil mi?'' dediğimde sessizce başını salladı. Yanıma iki kez vurup oturmasını işaret ettim. Yanıma sakince oturdu. Başını elimle omzuma yatırdım ve saçını hafifçe sevdim. ''Hemen de üzülürmüş minnak kız.'' Güldü. Diğer yanımada iki kez vurup Meave'e baktım. ''Gel sende hadi affettim.'' Yanıma yanaşıp sırnaştığında güldüm. ''İkinizde çok salaksınız, ama Marina ayrı salak. Neden böyle yaptığını anlayamıyorum.''

Sylvia elini elimin üstüne koyup okşadı ve;''Merak etme, çıkar gelir bugün elbet.'' dedi.

''Orospu diyorum inanmıyorsunuz.''

''Terbiyesiz.''

''Annenlerin yurt dışında olduğu zamanları çok iyi değerlendiriyor.'' Kafasına vurdum. ''En yakın arkadaşım olmasan onunla aranda bir şey olduğunu sanacağım.''

***

Eve girdiğimde tanıdık koku burnuma gelmediğinde huzursuzca kapıyı kapattım. Evde tek kalıyor olmak korkutucu olduğu gibi onun yokluğu her şeyden berbat hissettiriyordu. Sanki onun aptallıkları, kahkahası, derin mavileri, yerli yersiz öpücükleri ve sevgisi olmadan ben, ben değildim. Onsuzken kendimi derin bir boşlukta hissediyordum. Kavga etmeyi bile özlüyordum. Kalbimi kırmasını bile her an her saniye özlüyordum sanki.

Tabii, alışık olmadığım bir şey değildi bu. Marina kafasına estiğinde kaçar giderdi. Uzaklaşırdı herkesten, en çokta benden. Oldum olası birbirimizden kaçtığımızı hissederdim bu evde. Çünkü mutsuzkende mutluykende hislerimizi söylemeden anlayacak tek insanlardık. Morali bozulduğunda benim bunu anlamamdan kaçardı. İlk aşık olduğu zamanki gibi.

Günlerce, aylarca benden olabildiğine kaçmıştı. Aylar sonra aşık olduğunu itiraf ettiğinde anlamıştım. Ne zaman bir şeyler yolundan çıksa kaçıp gidecekti benden. Bir tek benden korkuyordu. Hiçbir şeyden kaçmayan korkmayan Marina, benden ölümüne kaçıyordu. Bazense sanki inadına bana doğru koşuyordu. Aniden en yakınım olurken aniden en uzağım oluyordu. Aniden en sevdiğim olurken aniden en uzağım oluyordu. Bir gün beni dünyanın en mutlu insanı yaparken bir gün beni ölesiye kırıyordu. Bana cenneti tattırdığı gibi, cehennemi de tattırıyordu sanki.

Marina üzerine bile saatlerce edebiyat yaptığım için şaşırıyor olmalısınız. Aşık olsaydım kim bilir ne kadar edebiyat yapar dururdum. O zaman benden sıkılırdınız eminim. Hatta şuan bile sıkıldınız belki. Ama Marina sıkılmadı. Marina ne olursa olsun benimle benim bu aksi, inatçı kişiliğimle savaşırken bile benden hiç sıkılmadı. Bu yüzden onun hakkında saatlerce edebiyat yapabilsem de ona karşı hiçbir zaman bu kadar açık konuşmadım. Ona adam akıllı hiç seni seviyorum dedim mi onu bile bilmiyorum. Bu yüzden hep unuturdu zaten onu sevdiğimi.

İşte o an o saniye ona elimdekinin en fazlasını verebilmek istedim. Olayların böyle gelişeceğini yemin ediyorum düşünemedim.

Bu yüzden özür dilerim.

forgot love u gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin