Önüme koyduğu pankeklere baktım. Sabahın köründe bununla uğraşmış olmasına inanasım gelmemişti. Elindeki çorapları birbirinden çıkarıp oturduğu yerde dizine vurdu. ''Uzat bakalım ayağını küçük bebek.'' dediğinde bacağımı nazikçe tuttu ve sakince çorapları ayağıma geçirdi. ''Annemler yarın iş gezisine gidecek yine, bugün okula gitmek istiyor gibi gözükmüyorsun. Bugünü onlarla geçirebiliriz diye düşündüm. Hem senin sevdiğin tatlıdan ve çörekten yaparız beraber.'' Söylediklerini boş bakışlarla onayladım. ''Olur yaparız.'' Eliyle yüzümü okşadı. ''Solgun görünüyorsun.'' Evet çünkü ölü ikizimle konuşuyorum ondandır. ''Uyuyamadım düzgün.''
''Sanki bir şeye canın sıkılmış gibi. Konuşmak ister misin? Dün gece de gariptin biraz.''
''Kafam karışıktı.''
''Neye kafan karıştı, çözelim.''
''Dün gece garip bir şey yaşadım. Çok anlamsız bir histi.'' Güldü. ''Aşık mı oldun?'' Kaşlarımı çattım. ''O nereden çıktı?''
''Şaka yapıyorum, sarhoş olmuşsundur.''
''İçmedim ki,''
''Bir gün sarhoş olmanı görmek isterdim.'' dediğinde kaşlarımı çattım. ''Ben sarhoş olmam. Psikolojik oyunlara gelmem.''
''Bunu senin söylüyor olman...'' Sesiyle irkildim. Böyle ani girişleri-bir de onunla konuşuyor olmam tabi- beni çok ürkütüyordu. Kapıda durmuş bizi izlerken güldü. Marina iddialı bir şekilde kaşlarını kaldırdı.''O zaman içelim annemler gittiğinde, bu gece. Bakalım psikolojik oyunlara geliyor musun?''
Eva güldü. ''Birbirinize yavşamak için romantik anı mı kolluyorsunuz?'' Kaşlarımı çattım. ''Saçmalama artık.'' dediğimde Marina kaşlarını çattı. ''Ne?''
''Saçmalama diyorum gelir miyim ben bu oyunlara... Şimdiden bana bir ferrero rocher borçlusun.'' Eva başını iki yanında salladı. ''Tam bir aptalsın Estelle,''
Ben Eva ve Marina -teknik olarak ben ve Marina- üçlüsü -ikilisi- olarak saatler geçirdikten sonra annem gözlerini ovuşturarak mutfağa girdiğinde Marina tatlı malzemelerini karıştırıyor bense tezgahta oturmuş onu izleyerek yardım ediyordum. ''Günaydın erkenciler, okulunuz yok mu bugün?'' dediğinde Marina gülümsedi. ''Ektik, beraber vakit geçirmek istedik.''
''Bunu neye borçluyuz, yine hanginiz ne istiyor?'' Marina güldü. ''Özledik sadece, bayadır beraber olamıyoruz. Bu evin neşesi benim sanki. Ben bir şey yapmadan kimse kıpırdamıyor.''
''Bu suratsızla hayat mı geçiyor?'' diyerek beni işaret etti. Marina gülüp yanağımdan makas aldı. ''Öyle deme o ergen daha,'' dediğinde kaşlarımı çattım. ''Sen de ergensin o zaman.'' Burnuma dokundu. ''Unuttun herhalde yaş farkımızı akıllı bıdık.'' Güldüm. ''Aptal,''
''Ne güzel bir aile tablosu, özlüyorum bazen.'' dediğinde hafifçe ona baktım. ''Sen hep suratsızdın ama ben öldükten sonra iyice soyutlandın sanki.'' Babam mutfağa girdiğinde hafifçe gözleri açıldı. ''Kızlarım mutfağa girmiş bir şeyler yapıyor, hasta mıyım yoksa..'' Anneme uzanıp bir öpücük kondurduğunda ikisinin birlikteliğine yine hayran kaldım. Annemin kalbi delik olduğu için ben ve Eva'yı doğururken çok büyük risk almıştı ve çok büyük sorunlar yaşamışlardı. Doktorlar bir daha çocuk yapamayacaklarını söylediğinde kahrolmuşlardı ve her şeyi tek başlarına aşmışlardı. Sonrada hayatımıza Marina'yı getirmişlerdi. Meğersem bizim ailemizin eksik parçası oymuş. Hepimizi tamamlayan parça. Marina'ya baktım. Gülümseyerek tatlıyı kaba döküyordu ve bu tatlıda benim çok payım olduğundan bahsediyodu.
Farkettim ki ailemizin eksik parçası olduğu gibi benim mutluluğumu tamamlayan parça da oymuş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
forgot love u gxg
Nouvellesbiliyorum, cennettesin çünkü oraya sen ve senin gibiler gidecek sevgilim. kavramların yanıltıcı sıcağında kavrulacaksın. ve ben burada, sana güleceğim.