Kaç puan? -Lamia-

806 47 2
                                    

Sıralandık ve ismimizin okunmasını bekledik. En sonda ben vardım. Liroy girdi. Liroy çıktıktan sonrası ben gireceltim. Ardından sıra bana geldi.

İçeri girince oyun kurucular beni şöyle bir süzdü, sonra da yemek yemeye devam ettiler. Düşük bir puan almalıydım.

Önce bir ip alıp düğüm yaptım, sonra ona ipten yapılma bir kement bağladım. Bunu kullanarak birkaç hedefi yakalayıp, sonra bıraktım. Ardından bıçak fırlatmaya çalıştım ancak sandığımdan daha kötüydüm.

Ancak pes etmedim. Bu yüzden de biraz  bocakadım. Sanki özellikle  kötüydüm.

+++++++

Eğitimden kaç puan mı almıştım? Beş! Tam ihtiyacım olan puan! Ardından Liroy... On almıştı. Bu kadar yüksek nasıl almıştı ki? Ancak onun ve birkaç haracın puanının yanında kırmızı bir daire vardı. Ardından Johanna Mason sahneye çıktı. Televizyona onun suratını görünce rahatsızlanmadan edemedim.

"Puanının yanında kırmızı kod olanların yetenekleri işlevsel mi, yani bu yeteneği kullanabilir mi ona tekrar bakacağız," dedi. Sonra program bitti.

Liroy'a baktım. Televzyonun simsiyah ekranına odaklanmıştı. Acaba o ne yapmıştı? Yok soramazdım çünkü hiçbir haracın başka bir haracın orada ne yaptığını bilmemesi gerekiyordu. Sadece orada dururken kendimi tuhaf hissettim. Yanımıza bir hizmetçi (Capitol yıkılınca tüm avoxlar özgür bırakıldığından artık dilleri olan ve çalıştıkları için para alan hizmetçilerimiz vardı) geldi ve birşey isteyip istemediğimizi sordu. Bunu derken direk Liroy' a bakıyordu. Ardından odaların temizlendiğini söyledi. Benim odamda sorun yoktu. Acaba Liroy... O ne yapmıştı?

Odalarımıza geçtik. Katniss harika iş çıkardığımı söyledi. İkİ gün sonra arenaya çıkacaktık ve karnım adeta yanıyordu. Hep, yıllarca eylenerek izlediğim arenaya... Tabiki aynı arena değildi ancak ne fark eder?

"Lamia. Zaman dolduğunda direk arkanı dön ve koş."

"Ne?" dedim. Önce ne dediğini anlamadım. Ne zamanı?

"Oyunların ilk bir dakikası. Cornucopia'dan birşey alma. Belki gözüne bir çanta veya çadır kestirirsen.... Ya da yok sen direk arkanı dön ve koş."

"Tamam," dedim. Tabiki bunu yapmıyacaktım. Ancak ona böyle demeliydim. Sonra kapı çaldı. İçeri bir adam daldı ve "nerede?" dedi. Kim nerde? Kimden bahsediyordu bilmiyorum ama sonra biri çatıdan paldır küldür indi ve "onu buldum!" dedi. Tek eliyle Liroy'un gömleğini tutuyordu.

"Habersiz bir deneme olacak. Tıpkı oyunlar gibi." dedi. Liroy'u sürüklerlerken Katniss odadan hızlı bir şekilde çıktı. İçimde bir burukluk hissettim.

"Liroy!" diye bağırdım. Ne yapıyordum ben? Onun arkasından bağırmıştım! Hem de oyunlardan iki gün önce! Dur. İçimdeki burukluk hissini çöpe atmaya çalıştım. İçimden çıkmadı. Ben ne yapıcaktım?

Bunları düşünürken odama oturdum ve sakinleşmeye çalıştım. Televizyonu açtım. Bir yarışma programına takıldım. Bir adam, sonunda gözümü arıtıcak kadar bol sıfırlı bir para kazanmıştı. En başından beri adamı sevmemiştim ama neyse işte sunucu "Son soru. İki katı ya da hiç" dedi. Adam düşünmeden soruyu kabul etti ve bilemeyince tüm parasın kaybetti. Yarışma bitti. Kanalları zaplaken tam bir film bulmuştum ki ekran karardı ve marşın sesi duyuldu. Notlar açıklandı. Bir kızın ilk önce aldığı puanı gösterdiler. Sekiz. Sonra şimdiki puanını gösterdiler. Yedi. Sadece düşenler yoktu. Yükselenler de vardı ve Liroy... On bir almıştı! Ancak bir çocuk sekiz puandan on ikiye çıkmıştı. Bu bir kariyerdi. Öylece oturdum ve televizyonu kapadım. Ben ne yapacaktım? Çok ciddi rakiplerim vardı. Ardından kapım çalındı ve içeri bir hzmetçi girdi.

"Akıl hocanız birazdan burada olur. Size televizyonu açmanızı söyledi," dedi ve gitti. Televizyonda başkan Paylor vardı. Önce "Karanlık Günler" videosunu izledik. Capitol'un yıkılışı. Sonra sahneye Johanna çıkmadan önce, sıkıcı bir konuşma yaptı. Ancak Johanna beni daha çok ilgilendiriyordu.

"Arenaya çıkmadan önce iki gününüz vardı biliyorum ancak bir aksilik oldu ve bu gün yarıya indirildi. Bir gününüz var. Bugün rahat uyuyun. Öğlen arenada olacaksınız," dedi ve yüzüne sinsi bir gülümseme yerleştirdi. Evet harika! Sonra Katniss geldi.

"İzledin mi?"

"Evet"

"Şey, çok da birşey değişmedi ha? Lamia?"

"Hıhı. Şey evet."

"Tamam sen biraz dinlen. Yarın öğlene kadar ancak vaktmiz var. Unutma. Cornucopia'dan uzak dur," dedi ve odamdan çıktı. 

Uyuyamadım.

Tüm gece yarını düşündüm... Arenayı. Ve olacakları. Belki de... Ölümümü.

76. Açlık OyunlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin