Arena -Liroy-

625 42 3
                                    

Hemen silahlara koşup elime gelen ilk şeyi aldım: Bir bıçak.

Gözümün ucuyla Jason'un bir çantaya birşeyler teptiğini gördüm. Onun önüne geçtim ve bıçağımla Ona (ve bana!) saldırmaya çalışan her kezi savuşturdum. Gözümün ucuyla Jason'ın bir çantaya birşeyler teptiği gördüm. Jason'ın bir balta kaptığını görünce, koşmaya başladım. Sonra bana yetişti ve önüme geçti. Benden daha hızlıydı.

Kayalıklara ulaşınca ilk iş bir sığnak aradık. Sonunda bir mağra bulduk. Oraya girer girmez girişi kapamak için yosunlardan ve kayalardan bir duvar ördük. Mağra oldukça iyiydi. Tek kusuru tavanda bulunan bir delikti. Sonra bunun bir kusur değil, bir kapı olabileceğine karar verdik. Bu delik küçük sayılırdı. Ancak ben ve Jason gibi zayıflar geçebiliyordu. İri bir kariyer buraya sıkışır kalırdı. Bu nedenle tahtadan bir merdiven yaptık. Özellikle bir kapak yapmadık.

Ayrıca mağranın içine dışarıdan bir kaynaktan, su geliyordu. Tatlı su (denedik). Sonra eşyalarımıza baktık: İçinde bir sürü silah olan bir çanta, tepeleme yiyecek olan bir çanta ve sağlık malzemeleri bulunan bir çanta (kesin Jason bunları birbirine doldurdu. Yoksa kimse epeleme aynı şeyle dolu bir çanta yapmazdı). Çantaların dışında üç uyku tulumu (biri yedek), bir çadır ve biraz da çantaya Jason'ın tepemediği fazladan kıyafetimiz vardı. Yemeğimizi yiyip, rahat uyku tulumlarımızın içinde kestirdik. Gece, ölen haraçların resimlerini delikten izledik. Jason ve ben, tanıdığımız bir kızın yasını tuttuk. Jason onu buzullara kaçarken görmüş. Onunla müttefik olabilirdik...

Tam uyuyuyacakken bir kamera fark ettim. Ona dönüm:

"Lily. Beni merak etme. Bu oyunu kazanıp, geliyorum. Seni ve ailemi çok seviyorum," diyip uyudum.

Toplam on kişi ölmüştü. Geriye alt etmemiz gereken on bir haraç kalmıştı. Ve Lamia...

+++++++++

Sabahleyin ava çıktık. Biraz yemek bulunca bunları mağramıza götürdük. Sonra Jason'la mağradan çıktık ve tam meyve toplarken bir çığlık duyduk. Bu bizim mağramıza geri dönmemiz gerektiğini işaret ediyordu ancak biz tam tersini yaptık. O yöne koşarken bir el Jason'ı aldı... Sonra da beni...

+++++++++

Uyandığımda çayırdaydım ve yerde yatıyordum. Ardından beni ağaç dallarından bir hücreye attı kariyerler. Ama pes edemezdim... Etmemeliydim. Ve etmedim.

Hemen birkaç dal, taş, sarmaşık ve yeteneğimi kullanarak işe koyuldum. Sonra bir kariyer:

"Sen orada ne yapıyorsun? Oyuncak istiyorsan niye söylemedin? Şurlarda bir yerlerde oyuncak bir ayı vardı..." dedi kız. Onu umursamadım. Sonra işimi bitirip, kafesi KIRDIM. Bunu yeni bızrağımla yapmıştım elbette. Benim yeteneğim buydu işte. Az şeyden mükemmel bir silah yapmak. 

Önümdeki kariyer bana pek zorluk çıkartmadı. Onu bayılttım. Üzerindeki kılıcı aldım ve mızrağımı sırtımdaki kayışa taktım. Evet mağrada sadece miskin miskin yatmadım! Ardından Jason'ı aramaya başladım.

Onu bulmak da zor olmadı. Ancak onun muhafızını haklamak zordu. Bir süre kılıcı kullandım, sonra beceremediğimi anlayıp onu Jason'a fırlatıp mızrağımı kullandım. Kafesi bir türlü kıramadı arkadaş! Kariyeri oyalamak için ona sert bir hamle yaptım ve Jason'a koştum. Sonunda onu ordan ben çıkardım ancak hala haklamamız gereken bir kariyer vardı. Jason'la iki yanddan davranıp, onu hallettik. Bana muhafızıma ne olduğunu sordu. Onu kafesimim olması gereken yere götürdüm:

"Öldürmeme zaman yoktu. Hemen seni bulmalıydım," dedim. Yalan söylüyürdum. Biliyordu. Gözcülük yaptım. O da kızı öldürdü. İşte biz böyle bir takımdık. Ben haklardım. O bensiz bir sincabı bile yakalıyamazdı. Ama o öldürürdü. Ben öldüremezdim. Sonra mağramıza gitmek için yola koyulduk ve iki top patladı. O an için, kamplarında eylenen kariyerler bizim öldüğümüzü zannedip, erken davrandıkları için arkadaşlarına kızdılar. Onlara kızmak için giden bir haraç, cesedlerini dahi bulamadı: Ne bizim, ne onların.

Mağramıza gittiğimize, delikten bir paraşüt indi. İçinde silah bilemek için kullanılan türden özle bir taş vardı. Bunun anlamını hemen anladım: Savaş yakındı ve biz, sadece bir çatışma kazanmıştık. 

Adım Lioy. Eskiden Capitol evimdi. Babam bir sponsordu. Bazen paraşütle silah gönderirdi. Bu silahları ben yapardım çünkü kendimi önemsiz hissediyordum. Sonra onların çalışıp çalışmadıklarını kontrol etmeye başladım. Bir süre sonra hangi haraca yardım edileceğine karar vermeye başladım. Sonra Capitol yıkıldı. Ve ben yıllardır izlediğim ve parçası olduğum oyunlarda sıkışıp kaldım. Ancak yanlız değilim. Aralarında müttefikim Jason olmak üzere dostlarım var. Lamia bunlardan biri mi, bilmiyorum. Ama iyi bir müttefik olur. Çünkü o kafası karışmış değil. Ben insanları anlayabilirim.

MERHABA! Bu bölüm biraz kısa oldu ancak bunu diğer bölümlerle telafi edicem. Deminki gibi geçmişe dönüşlü olacak diğer bölümler. Beni bırakmayın! Okumaya ve voteye devam!

76. Açlık OyunlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin