Medyada: Sezen Aksu - Gidiyorum
-----
"Menekşe Gözlü Kadın,
Burası soğuk, üşüyorum...
Kırık dökük pencerelerden dolan rüzgâr, yer yer yırtılmış gömleğimden içeri girip tenime değiyor; içim üşüyor. Karanlığı yorgan yaptım örttüm üstüme ama hala titriyor ellerim. Tahtaları eskimiş çatıdan damlayan su sesi sinirlerimi bozuyor; bana kalan zamanımı hatırlatır gibi. Pıt, pıt, pıt...
Şu an elimde tuttuğum eski bir tahta kalemle uçları yanmış bu kağıtları biraz önce köşe başındaki çöpün yanında buldum. Sen geldin aklıma. Okumayı seven hallerin. Bir kitabın satırları arasında beni bile unuttuğun hallerin...
Üşüyorum ve sen yoksun. Yalnızlığımın sessizliği o kadar büyük ki, senin benim için atan kalp atışlarını buradan bile duyuyorum. Bakışlarının sıcaklığı süzülüyor zihnime ve beni bu rutubet kokan yerden alıp seni ilk kez gördüğüm o sıcak yaz gününe götürüyor.
Sıcak yaz günlerini sevdiğimi bilirsin. Masmavi gökyüzünün sonsuzluğuna hayranlıkla bakarken üzerinde pembe bir bluz, pembe sandaletleriyle görüş alanıma giren, saçlarının dalgalarıyla adeta gökyüzümde eksik olan bulutlardan biriydin. Öyle bir bulut ki; hayal mi gerçek mi olduğundan emin olamadığım. Görüş alanımdan çıkana kadar izledim seni. Ürkek ama zarif adımlarınla hayatıma; beni ben yapan, kurtulmak istediğim ama kurtulamadığım o yola, gireceğini nereden bilebilirdim? Üstelik orası için fazlasıyla masum görünürken!
İlk ne zaman odağımı yitirdim bilmiyorum. O kocaman menekşe gözlerinin nasıl bir çekimi var, farkında mısın? Unuttuğum, güzel olan ne varsa gözlerine hapsetmiş gibi bakarken nasıl karşı koyabilirdim? Benim karanlığımla kuşatılamayacak kadar parlaktın. Işığın dalga dalga yayılıyordu etrafına. Oysa ben alışmıştım karanlığımı bulaştırmaya, tozu dumana katıp çevremde güzel olan ne varsa değip parçalamaya.
Senden öncekiler gibi sen de tattın zehrimi. Ama diğerlerine avuçlarımla sunduğum zehri, sana dudaklarımla sunduğumu fark edememiştim. Kendi zehrimle vurulduğumu göremeyecek kadar zehirliydim. Ta ki içime yayılana kadar. Zaten güzel ve yasak olanlar da beni çekmiyor muydu? Onlara ulaşıp, yıkıp yok etmem için beklemiyorlar mıydı? Bu defa ben de yok olacağımı düşünemedim.
Seni sevdim...
Belki senin istediğin gibi sevemedim seni ama kendimce sevdim. İçimde güzel olan ne varsa birer birer feda ettim hayatın zorlu dönemeçlerine. Hep eksiktim, beni tamamla istedim ama senin ışığın bile yetmedi benim karanlığıma. Engel olamadım duygularıma, davranışlarıma. Parçalanmış ruhuma ulaşıp onar istedim. İçimdeki canavarı yok edemedim. Sonunda ona yenildim. Kendime yenildim, hayata yenildim be menekşe gözlü kadın.
Ben en çok da sana yenildim. Bütün ömrümü gözlerindeki o saf, tertemiz ışığa teslim etmek vardı. Yapamadım. Karabasanlarımdan kurtulamadım. Hayatımda eksikliğini hissettiğim her şey için teker teker kalkan yaptım duygularımı. Kavga ettim, isyan ettim, çaresizdim. Ben çok çaresizdim.
Kendimi her zaman güçlü göstermeye çalıştım. Arkadaşlarıma, sana, dünyaya... Oysa o kadar güçsüzdüm ki, bunu saklayabilmek için hep kırıp döktüm etrafımı. Karanlığımı daha koyu yapacak yollara saptım hep. Aslında ne kadar da korkardım karanlıktan, bir bilsen.
Senin sevgine layık olamadım. Gölgelerimden sıyrılamadım. Omuzlarımdaki yüklerden kurtulamadım. Ellerimdeki kirlerden arınamadım. Cesaretle sevginin karşısında duramadım. Kendim olmaktan hiç vazgeçemedim. Ben de kendimce sevdim; yaralayarak. Seni üzdüğüm her an için özür dilerim, menekşe gözlü kadın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bırakıp Gittiğin Yerde
Short StoryWattpadRomanceTR okuma listesinde. 8 bölüm aşkı anlamak için yetmez ama hissetmek için yeter. Sizi içine çekecek bir hikaye. . "Seni gördüğüme sevindim." cümlesi ağzımdan çıkan tek anlamlı cümleydi. Bütün o ıstıraplı seneleri ben yaşamamışım, o y...