18.bölüm

7.4K 640 122
                                    

Söz verdiğim gibi yine geldim. Teşekkürler oylarınız için💜

cuyeoni süprüüüz💜

Taehyung'un paylaştığı fotoğraflar ile içinde gittikçe artan kıskançlıkla baş edemeyen Jungkook çoktan Jongin'den aldığı adres ile onun evinin yolunu tuttu. Ne yapacağı konusunda ise en ufak fikri yoktu. Bunu neden yaptığının bile farkında değildi. Sadece o adamlar yerine onun yanında olmayı dilemişti. Ve Jungkook ilk kez kendisini durdurmaya çalışmadan ona gitmişti.

Lüks apartman dairesinin girişine geldiğinde heyecandan eli ayağına dolandı Jungkook'un, hatta geri bile dönmeyi bile düşündü ama yapmadı. Tüm cesaretiyle sadece iki gündür görmemesine rağmen delicesine özlediği adamın kapısından gitmedi. Zili çaldı ve beklemeye başladı.

Kapıyı açan aşık olduğu beden ile düzene giren kalp atışları hızlanmıştı. Taehyung ise deli olduğu adamı karşısında beklemeyi asla ve asla beklemiyordu. Acaba artık hayal mi görmeye başladım aşkımdan diye düşünmeye başladı.

"Jungkook sen? Ah çok şaşırdım. Şey evimin adresini... Ah boş ver pardon. İçeri gelmek ister misin?"

"Ben seni görmek istedim. Konuşmamız gerek. "

Duyduğu cümleyle ağzı kulaklarına varan Taehyung içinden küfretti. Çünkü içerdeki misafirleri unutmuştu.

Taehyung'un planı gerçekten işe yaramıştı ama biraz fazla olmuştu sanki. Çünkü sadece iki fotoğraf ile Jungkook'un kapısına dayanacağını,  ayrıca Seojoon hyunglarının ve aynı zamanda Park Bogum'un evine geleceğini düşünmemişti. Dün paylaştığı posttan dolayı Taehyung'u merak eden hyunglar evine gelmişti. Park Bogum ise sabah şirketten beri yanındaydı. Uzun zamandır görmediği hyungları ile vakit geçirirken birazda olsa Jungkook'u unutmuş kafasını dağıtmıştı üstelik.

Ama Jungkook asla kendisini unutmasını istemiyordu... Jungkook içeri alınmış gergin ortamla birlikte hyungları ile tanıştırılmıştı. Dışarıdan kızarmış tavuk sipariş edip yanında da soju içip keyifli bir akşam geçirmeyi düşünüyorlardı. Jungkook ise tam tersi bırakın keyfi heyecanından eser kalmamıştı. Taehyung'un arkadaşlarını görmesi ile yüzü düşmüş ama belli etmemeye çalışmıştı.

Geniş salonun ortasına sehpaya serilmiş yiyecekler ve sojular eşliğinde sohbet etmeye başlamışlardı. Seojoon lafa atılıp konuşmaya başladı;

" Taehyung her arkadaşını tanıyorum. Jungkook'u ilk kez görüyorum. Nereden tanışıyorsunuz?"

"Jungkook benim..." derken Jungkook'un gözlerinin içine baktı sanki "Ben senin neyinim?" demek ister gibi. Sehpanın etrafında karşılıklı oturuyorlardı.

"Jungkook benim alt dönemim hyung. Bir ödevinde ona yardım ediyorum. Daha doğrusu birlikte yapıyoruz ortak dersimiz. "

" Ah demek öyle bizim Taehyung'umuz büyümüşte alt sınıflarına yardım eder olmuş. " dedi Wooshik gülerek.

Jungkook ise etrafa delici bakışlar atmak dışında sohbet katılmamıştı. Orada durdukça yüzü iyice düşmüştü. Kendini dış kapının dış mandalı gibi hissetti. Bir ara buraya neden geldiğini sorguladı. Taehyung hakkında hiçbir şeyi bilmiyordu. Onu mutlu edemiyordu. Halbuki Taehyung Seojoon ve Bogum'un esprilerine muhteşem kare gülümsemesini göstererek gülüyordu. Gülümsemelerinin arasında Jungkook'a kaçamak bakışlar atmayı ihmal etmiyordu. Küçüğünün ruh halini yüzünden anlamıştı. Onu kırmış olmaktan çekiniyordu. Çünkü Jungkook muhabbete katılmadığı için iki lokma alıp köşeye çekilmişti.

Smart Is The New Sexy | Taekook ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin