Smart Is The New Sexy | Taekook ✅

ÖZEL BÖLÜM

Uzun zaman önce yazmaya başladığım özel bölümü sonunda bitirdim. Yazmayı özlediğimi fark ettim. Hala kütüphanenizde duruyordur umarım ve okuyup mutlu olabilirsiniz. Ben yazarken bir nebzede olsa dertlerimi unuttum. Sizleri seviyorum💜 Yorum yapıp beni mutlu ederseniz ayrıca sevinirim. Sizlerle konuşmayı dertleşmeyi özledim. Kendinize iyi bakın. Bu ficte bir daha ne zaman görüşürüz bilemiyorum. Özledikçe özel bölüm yazarım belki. Hoşça kalın🙋

cuyeoni 💜

Yorgun ve tükenmiş halde eve geldiğimde tek isteğim Jungkook'a sarılıp uyumak, uyumak ve uyumaktı. Ama odaya girdiğimde sevgilimin bu planı çoktan gerçekleştirdiğini görmüştüm. Yatakta kendi tarafında bacaklarını kendine çekmiş minicik bir alan kaplayarak uyuyordu. Son zamanlarda iyice abartıp yaptığı kaslara rağmen böylesine minik durması kalbimi ağrıtıyordu. Yanına gidip saçlarını okşadım. Fazla derin uyuyordu başına öpücük bıraksam da uyanmamıştı. Bugün finalleri bitmişti. İki haftayı ikimizde fazla stresli şekilde geçirmiştik. Ben okuldan mezun olalı 1 yıl oluyordu ama onun sayesinde kendimi hala okuyor gibi hissediyordum. Çünkü her anında yanında olmaya çalışıyordum. Sınavlara çalışırken, proje hazırlarken hatta arkadaşlarıyla buluşurken... Bazen arkadaşlarının bana asıldığını söyleyip beni yanında götürmek istemiyordu. Bende o kıskanç hallerine bayılıyordum.

Yanından ayrılıp üzerimi değiştirdim sonra elimi yüzümü yıkayıp tekrar döndüğümde hala ölü gibi uyuyordu. Üzerinden atlayıp arkasına geçtim ve sımsıkı sarıldım. Sarılmamla birlikte kıpırdanmıştı. Karnına sardığım ellerimi sıkılaştırıp boynuna dudaklarımı dayadım. Üçüncü sınıf dersleri çok ağır olduğu için zor bir sınav dönemi atlatmıştı. Birbirimize vakit ayıramadığımız için deli gibi özlemiştim onu. Öpücüklerim sayesinde gözlerini açtığında yorgunca gülümseyip arkasına döndü. Uykulu sesiyle "Hoş geldin." deyip göğsüme sokuldu. Uykulu bir Jungkook kedi gibiydi. Alıp içime sokmak istiyordum fazla sevgiden öldürmekten korkuyordum. Ellerimi beline dolayıp daha da yakınıma çektim. Sırt üstü uzanıp Jungkook'u da kendime yaslamıştım pozisyonumuzu bozmadan. Tekrar karman çorman olmuş saçlarına öpücük kondurdum. "Hadi uyan bakalım uykucu. Zaten yarın Busan'a gidiyorsun. İlgilenmen gereken bir sevgilin yok mu sence de?" Gözlerini açıp bana baktı. "Hiç gitmek istemiyorum. Burada kalıp tüm günümü seninle uyuyarak geçirmek istiyorum. Ama uzun zamandır gidemediğim için beni bekliyorlar of."

"Sadece 2 hafta bebeğim. Hem burada teselli edilmesi gereken benim bence. Yalnız kalacağım. Sen her Busan'a gittiğinde nasıl depresyona girdiğimi bilmiyormuşsun gibi. Sen oraya gidince keyifle annenin yemeklerini yiyeceksin. Bende ağlayarak ramen yiyeceğim. Geldiğinde şişko bir sevgili bulacaksın."

"Ben senin göbüşünü de seviyorum sorun değil."

"Çok kötüsün Jeon Jungkook. Neyse gitme meselesini kapatalım yoksa ağlayacağım." Deyip olmayan gözyaşlarımı sildiğimde ikimizde kahkaha atmıştık.

Yemek hazırlamaya uğraşmayıp kızarmış tavuk sipariş edip tavuk-bira akşamı yapmaya karar verdik. Birlikte içmeyeli de uzun zaman oluyordu. Gelen siparişi salondaki sehpanın üzerine sererken Jungkook'ta duş alıp gelmişti. Uzayan saçlarını arkadan bağlamıştı. Güzel yüzü alnının açılmasıyla parlamıştı resmen. Yanıma gelip hemen tavuktan ağzına bir parça atmıştı üzerine de biradan bir yudum alıp "ah çok güzel." dedi. Yemek yerken ki mutlu ifadesine gülmeden edemedim. Ben de fazlasıyla açtım o yüzden ikimizde yemeğe girişip konuşmayı unuttuk. Biranın etkisiyle hafif çakırkeyif olmuştuk. Jungkook beni kucağına alıp odamıza götürmüştü. Yatağa yatırdıktan sonrada üzerime yerleşip dudaklarıma yapışmıştı. Öperken aynı zamanda şortun açık bıraktığı bacağımı okşuyordu. Son kez öpüp yan tarafıma kendini bıraktı. Bana döndüğünde kollarının arasına girip başımı sert göğsüne yasladım. Sonrasında ise uyuyakalmıştık. Ve ertesi gün akşam Jungkook iki hafta sonra dönmek üzere Busan'a gitmişti.