28.bölüm

5K 430 133
                                    

Selamlaaar. Oldukça uzun bir bölüm ile geldim. Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Bir oy vermek çok basit. Okunup beğenildiğini görmek beni mutlu ediyor. Ayırdığım zamanın hatrına lütfen oy verin.

İyi okumalar cuyeoni 💜

Taehyung çoktan Jungkook'un evine gelmişti. Jungkook'un yaşadığı sitenin karşı yoluna arabayı park etmiş ne yapacağını düşünüyordu. Gelmeye karar vermişti vermesine ama ne demesi gerektiğini bilmiyordu sadece artık buna bir son vermek istiyordu. Ayrıca kalbi oldukça kırılmıştı yine Jungkook tarafından. Yüz yüze geldiklerinde Jungkook'a asla kıyamayacağını bilse de bu konuşmayı yüz yüze yapması gerektiğini düşünüp gelmişti sevgilisinin kapısına.

Cebinden telefonu çıkardı arayıp aşağıya gelmesini söyleyecekti. Hala arabadan inmemişti. Belki yakınlarda bir kahve içip konuşurlardı. Jungkook'u arayıp telefonu kulağına götürdü. Heyecanla açmasını bekliyordu. Belki de evde değildir boşuna geldim diyordu içinden ki telefon açılmıştı.

"Alo" Taehyung henüz cevap vermemişti. "Taehyung orda mısın?"

"Jungkook... ben evinin önündeyim aşağı gelebilir misin müsaitsen?" sesi oldukça kırılmıştı.

"Taehyung bir şey mi oldu? Beni korkutuyorsun. İyi misin?" bir cevap alamadı Jungkook.

"Bekle ben evdeyim, hemen iniyorum aşağıya." Dedi ve aceleyle kapattı telefonu Jungkook. Taehyung'un ses tonundan ve haber vermeden gelmesinden dolayı fazlasıyla telaşlanmıştı. Pijamalarının üzerine bol siyah kapüşonlusunu geçirip hemen aşağı indi. Kapıdan dışarı çıktığında karşı yolda tanıdık arabayı görünce hızlandı. Taehyung'ta hemen görmüştü onun gelişini arabanın içinden. Dışarı çıktı ve gelmesini bekledi. Jungkook'un ev kıyafetleriyle alelacele gelişi hoşuna gitmişti. Bunu oldukça sevimli buldu. Jungkook'un yaklaşmasıyla birlikte yüzünde oluşan gülümsemeyi sakladı. Düz bir şekilde arabanın yanında bekliyordu. Jungkook nefes nefese geldi yanına ve direkt sarıldı.

Jungkook'un sarılışıyla afalladı Taehyung. Sonra o da ellerini aşık olduğu bedene sardı. Jungkook'un boynuna zaafı vardı bu yüzden kırgınlığı bir kenara bırakıp, ellerini ince beline dolamışken boynuna da kokulu bir öpücük bıraktı. Taehyung'un öpüşünden huylanan jungkook kıkırdayarak geri çekildi. Taehyung gördüğü manzarayla kırgınlığını filan unuttu aslında. Jungkook çok güzeldi, her şeyi unutturacak kadar hem de.

"Taehyung neden bu saatte haber vermeden geldin? İyi misin? Sesin iyi gelmiyordu."

"Seninle konuşmak istediğim bir şey var. Sence de artık konuşmamız gerekmiyor mu?" Taehyung ciddi ve biraz da sinirli bir tonda konuşunca Jungkook'un yüzü düştü. Taehyung bunu fark edince kendine kızdı ama elinden bir şey gelmiyordu Jungkook bunu haketmişti.

"Konuşalım. Yakınlarda bir cafe var seni oraya götüreyim. Burada üşürüz." Taehyung kafasını salladı.

Cafeye geldiklerinde Taehyung bir masaya geçti. Saat gece 11'e geldiği için ortam sakindi. Jungkook'ta masaya oturmadan kahveleri almaya gitmişti. Taehyung arkasından onu izliyordu. Her şeyi boş verip bebeği ile mutlu olmak istiyordu ama kendini Taehyung'tan uzaklaştıran Jungkook'tu zaten. Taehyung uzaktan kahvelerin hazırlanmasını bekleyen Jungkook'u keserken, iç çekti ben bu tavşanla ne yapacağım diye düşünerek.

Jungkook düşük suratıyla kahveleri alıp masaya gelmişti. Dudaklarını mı büzüyordu birde? Taehyung göz ucuyla onu izlerken tekrardan sinirlendi. Jungkook'a kırgınken bile onun sevimli hareketleri ile yumuşadığı için kendine kızdı. Jungkook sanki suçlu bir çocuk gibi kafası önüne eğik oturuyordu karşısında. Böyle olduğu için Jungkook'a kızdı. Saçma sapan bir şey yüzünden bu hale geldikleri için.

Smart Is The New Sexy | Taekook ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin