5

1.2K 145 37
                                    

Tom okula başlayana kadar geçen sürede bir yandan çalışıp para biriktirirken bir yandan da okul kitaplarını okuyarak yeni büyüler öğreniyor ve büyücü dünyası hakkında fikir ediniyordu. Kitaplardaki okuduğu büyülü sözlerle ve asayla büyü yapmanın kat ve kat daha kolay olduğunu keşfetmesi uzun sürmedi. Bir kez yaptıktan sonra büyünün özünü anlayabiliyordu ve asasız büyü yapmak eskisinden bile daha kolay olmuştu çünkü asasız büyü yapmanın temeli yüzde bir büyüyü yapmayı istemek ve yüzde doksan dokuz yapabileceğine inanmaktı. Aslında tüm büyüler bu prensiple işliyordu. Eh, bir kez büyüyü yaptığında ikinci kez yapabileceğine inanmak o kadar da zor olmuyordu. Tom zaten önceden de asasız büyü yapabiliyordu. Onun için bu büyük bir olay değildi.

Tek sorun büyü çalışırken dikkatli olmak zorunda olmasıydı çünkü büyücü dünyası mugglelardan sır olarak saklanıyordu ve Tom'un büyü yaparken yakalanmaması gerekiyordu. Dumbledore onu özellikle bu konuda uyarmıştı. Önceden olan olaylar henüz o da bir büyücü olduğunu bilmediği için affedilmişti ama bir kez daha büyü dünyasını açığa çıkaracak bir hata yaparsa okuldan atılırdı ve Tom Hogwarts Bir Tarih Kitabı'nda hakkında o kadar şey okuduğu okulu mutlaka görmek istiyordu. Üstelik Hogwarts bu yetimhaneden bir süre bile olsa kurtulması için tek umuduydu.

En sonunda sabırla beklediği 1 Eylül günü gelmişti. Müdüre ondan bir sürede olsa kurtulacağı için memnuniyetle onu King Cross İstasyonuna bıraktı. Tom tamda Dumbledore'un dediği gibi dokuzuncu ve onuncu peronların arasından geçti. Önünde kocaman Hogwarts Ekspresi yazan kırmızı bir tren ve aileleriyle perona cisimlenen öğrenciler onu karşıladı. Büyük sınıfların hepsi birbirini görünce selamlaşıyor ve sohbet ediyordu. Bir süre onları izledikten sonra öğrenciler aileleriyle vedalaşırken trene bindi. Boş bir kompartımana yerleşti.

Üst sınıf olduğu belli olan üç tane öğrenci yanına geldi. Üstündeki armalara bakılırsa Revanclaw öğrencileriydi. Tom Hogwarts Bir Tarih Kitabı'ndan okul hakkında bir çok şey öğrenmişti. Kuruculardan Revanclaw zekaya önem verirdi. Bu nedenle Revanclaw öğrencileri zeki ve bilge olurdu. Gelen öğrencilerin her biri bir kitap açarak okumaya başladı. Kompartımanda huzurlu bir sessizlik hakimdi. Revanclaw olmak fena olmazdı diye düşündü Tom ama onun favori binası başkaydı. Oraya yerleşmeyi umuyordu ama nereye yerleştiği pek mühim değildi, nereye düşerse düşsün en iyisi olacağından emindi. Yolculuğun bir kısmı geride kaldıktan sonra tren görevlisi kompartımanlarının kapısını açtı.

"Bir isteğiniz var mı canlarım?" diye sordu kadın.

Çeşit çeşit tatlılar ve şekerlemeler satıyordu. Tom'un yanında tatilin geri kalanında çalıştığı işinden aldığı muggle parasından başka para yoktu. Diagon Yolu'na tekrar gitmediği için parasını değiştirememişti. Değiştirse bile şekerleme ve tatlı gibi şeyler için parasını boşa harcayamazdı. Önümüzdeki yılın okul ihtiyaçları için parasını biriktirmeliydi.

"Sen canım?" diye sordu kadın diğerlerinin siparişlerini aldıktan sonra.

"Hayır ben almayayım."

Kadın bir sonraki kompartımana geçerken Tom da pencereden dışarıyı izlemeye başladı.

"Bin bir çeşit fasulyelerden ister misin?" diye sordu karşısındaki koltukta oturan öğrenci. Tom torbaya baktı. İçinde fasulye büyüklüğünde ve şeklinde renk renk şekerlemeler vardı.

"Hayır, teşekkürler." dedi, kimseye borçlu kalmak istemezdi. Yetimhanede kimsenin kimseye karşılıksız yardım etmeyeceğini çok iyi öğrenmişti. Böylece aralarındaki tek sohbeti olgunlaşamadan bitirdi.

Tom yolculuğun sonuna doğru okul üniformasını yani Hogwarts büyücü cüppesini giymişti. Tren durduğunda diğer herkesle birlikte trenden indi.

Karanlığın Yükselişi [LORD VOLDEMORT]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin