13

1.1K 134 20
                                    

Yıl: 1953

Orion ve Abraxas, kollarında hareket eden kuru kafa ve yılan dövmesine baktı.

"Peki bizden istekleriniz neler?" diye sordu Abraxas.

"Sizden isteklerim, safkan büyü dünyasını yeni geleceğe alıştırmanız. Önce güvenebileceğiniz yakın dostlarınızla başlayın. Sonra da yavaş yavaş herkesi kendi tarafınıza çekin."

"Lordum tüm bunlar bir anda olacak şeyler değil. Uzun bir süreç gerekli bunun için." dedi Abraxas.

"Biliyorum Abraxas. Merak etme. Zaman benim açımdan bir sıkıntı değil. İlmek, ilmek ve yavaş yavaş fethedeceğiz büyü dünyasını. Tüm bunların gizlice olacağını söylememe gerek yok sanırım. Dumbledore fark edip önlem almak istediğinde her şey için çok geç olmalı. Büyük yıkım çoktan başlamış olmalı. Orion sen benim sol kolumken, Abraxas sende sağ kolum olacaksın."

"Bundan sonra toplantılarımızı ayda bir yapacağız. Siz büyücüleri ikna ederken bende karanlık yaratıkların arasına karışıp onları ikna edeceğim."

Üç adam hararetli bir şekilde kurulacak olan yeni dünyanın ilk adımlarını tartışırken evde bir ağlama sesi yankılandı.

Ev cini Kreacher, kucağında ağlayan bebekle içeri girdi.

"Lordum, rahatsız ettiğim için özür dilerim. Hanımefendi Eleanor uyandı ve yemek saati geldi. Bilgilendirilmek istemiştiniz."

"Evet. Biliyorum. Bu seferlik onu sen yedir Kreacher. Su anda önemli bir toplantıdayım."

"Peki Lordum." Kreacher her zamanki gibi saygıyla odayı terk etti.

"Bir çocuğun mu var Orion?"

"Evet Lordum. Üç ay önce doğdu." dedi Orion sevgiyle. Kızından bahsederken bile yüzünü bir şefkat kaplıyordu.

Voldemort bu görüntü karşısında derinlerde bir yerde sızlayan yarayı daha da içeri gömdü. O lanet adamın onun hakkında hiç böyle bir yüz ifadesiyle konuşmadığına emindi. Onun hakkında hiç konuşmuş muydu ki?

"Onu sen mi yediriyorsun Black?" diye sordu Malfoy.

"Fırsatım olunca bazen. Safkan aileleri bilirsin Malfoy. Biz adeta mükemmel olmak için yetiştiriliyoruz. Eleanor da bu yarışa katılacak bir gün ama ben mümkün olduğunca ona sevgimi göstermek istiyorum. Babam gibi olmak istemiyorum. O adam yüzüme bile bakmazdı."

"Bilmez miyim? Benim babam aynı sofrada oturmamıza rağmen yüzüme bakmazdı. Onunla konuşmak için izin almak ve her zaman resmi bir dille konuşmak zorundaydım. Bir kez olsun beni kucağına aldığını hatırlamıyorum."

"Safkan ailelerin böyle olduğunu bilmiyordum." dedi Voldemort geldiğinden beri ilk defa sesinde bir şaşkınlık ifadesi vardı.

"Bir an için şikayet ettiğimize bakmayın Lordum. Bu safkanlığın doğasında var. Her zaman asil bir şekilde yetişmeliyiz. Doğru çatal bıçak sırasıyla yemek yemeliyiz. Aksi takdirde büyük rezalet. Bizde çocuklarımızı böyle yetiştirmek zorundayız. Onlar Malfoy ve Black ailesini temsil edecekler. İsimlerine yakışır davranmaları gerek."

Voldemort iç çekti. Bunun onun yetimhanede büyümesinden ne farkı vardı? Onlarda her zaman kurallara uymak zorundaydı. Onlarda doğru çatal bıçak sırasıyla yemek yemek zorundaydı. Onlarda kıyafetlerini temiz tutmak zorundaydı ve onlarda hiç sevgi görmeden büyümüştü.

"Eğer benim bir çocuğum olsaydı, ona istediği her şeyi vermezdim ama onu sevdiğimi bilmesinden de emin olurdum. Sonuçta bir gün kızıp beni öldüren lanetle tanıştırabilir."

Malfoy ve Orion hafifçe güldü. "Haklısınız Lordum. Birkaç kez babamı crociolamayı çok istemiştim."

"Ben espiri yapmıyordum." dediğinde Orion ve Malfoy'un yüzündeki gülümsemeler söndü. "Çocukların intikam almak için korkunç yolları vardır. Sevgisiz büyüyen çocukların kaybedecek bir şeyleri yoktur. Onlar her şeyi yapabilirler."

Koca Sam'in onu uçurumdan aşağı itmesi hala dün gibi aklındaydı. Neyse ki o sevgi nedir bilmeden büyümemişti. Patranusu Nagini bunun en büyük kanıtıydı. O büyüyü Alexi ile olan anıları sayesinde yapabilmişti. Hastalığına rağmen onun için Güneş'in altında saatlerce bekleyen Alexi ona sevginin ne demek olduğunu öğretmişti. Yedi sene önce basit bir yaşlı adamın anılarında annesini gördüğünde sevgiyle nasıl karnını okşadığını görmüştü. O Alexi ve annesi tarafından sevilmişti ve o da Alexi'yi ve annesini seviyordu. Fakat hayatına başka bir aile üyesi ya da arkadaş almayacaktı çünkü onları kaybetmenin acısı paha biçilemezdi.

İnsanlar Karanlık Lordlar'ın sevgi nedir bilmediklerini ve bu yüzden kötü olduklarını söylüyorlardı. Oysa sevgi bu dünyadaki en güçlü duyguydu. Nefretten bile daha ağır basardı. Hayatı boyunca dürüst yaşamış bir anne çocuğu açsa ekmek çalabilirdi, eğer çocuğu ile tehdit ediliyorsa hiç düşünmeden bir başkasını öldürebilirdi. Sevgi bu dünyadaki en korkunç duyguydu. Sevginin insana yaptırabileceklerinin bir sınırı yoktu.

Sevginin yaptırabileceklerinin ne kadar güçlü olduğunu bilen bir Karanlık Lord bütün Karanlık Lordlardan daha korkunçtu. Gellert Grindelwald bunun ilk örneğiydi ve sahip olduğu o sevgi onun sonunu getirmişti. Peki kader  yeni Karanlık Lord olan Voldemort için ne planlıyordu?

Karanlığın Yükselişi [LORD VOLDEMORT]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin