Kot pantolon çok tercih etmezdim ben. Bu dünyada iki tip insan vardır: kot giyen ve eşofman giyen. Ben kesinlike eşofman gurubundaydım.
Mağzada birkaç dakika dolandıktan sonra yoruldmuştum. Öyle çok alış veriş yapan bir tip değildim ben. Benim için pijamalarım bana yeterdi.
Birkaç dakika sonra Rusya elinde siyah bir pantolonla karşıma geçmişti.
Beni elimden tutarak ayağa kaldırdı.
"Daha şimdiden yorulduysan işimiz çok yıldız" dedi ve kollarındaki pantolonu bana hafifçe fırlattı. "Hadi dene bunu." Diye de ekledi. Pantolonu kabinde giydim. Asınla pantolon oldukça rahat olmuştu ama tek bir sıkıntı vardı. Evlat edinilmiş bir çocuk gibiydim. Pantolon paçalarımdan düşüyordu oldukça bol olmuştu bana.
Rusya başını telefonundan kaldırdı ve bana baktı. Baktığı anda yüzünde çarpık bir gülümseme oluştu. "Ne var ya.." bende gülümsememe karşı koyamıyordum. "Çok mu büyük oldu"
Rusya halinden kurtulmaya çalışırken sordu. "Kaç beden ki bu?" Pantolonun arkasını önüme doğru çektim ve etiketteki bedeni okudum. "S""Oha- s numara artık sana küçük geliyor ha? Senin yaşın artıkça uzmak yerine çekiyor musun sen? Yakında çocuk reyonundan bişeyler almak zorunda kalıcaz." Ona soğuk bir ifadeyle bakıyordum ama bu çok uzun sürmedi. Gülerek cevabımı verdim.
"En alt katta terzi yok mu? Ona paçaları yaptırız işte. Başka pantolon deniyemem valla Rusya bey. Hem onlar sıkar zaten."
"Kızıl 's' beden giyiyorsun. Hangi pantolon seni sıkabilir yapma ama.""Tamam ama alalım gidelim bunları hadi lütfen."
Sonra da en güçlü silahlarımi devreye soktum.
Mavi gözler. Gözlerim diye söylemiyorum çok güzel mavisi vardır bakan bir daha bakar. Ne çok kapalı ne çok açık. Mükemmel bir çift göz.
"Tamam hadi değiştirde alalım şunu. Diktiririz o zaman"
sözünü Rusyadan duyana kadar ona öyle baktım.
Kabinden çıktıktan sonra Rusyanın elinde bir tane kaban olduğunu gördüm. "Hadi" dedi sadece.
"O elindeki kaban ne? Kendine mi aldın onu?"
"Hayır bu da senin ama kabanı denemene gerek yok sen sadece rahat olup olmadığına bakıyosun çünkü. Ben kendim seçtim."Kaban çok koyu bir kahverengiydi. Kapşonunda açık kahve bir kürk vardı. Dört tane cebi vardı. Ikisi göğsünde ikisi de belindeydi. Belindeki ceplerin üstünde de monta bağlı kemer gibi birşey vardı.
"Teşekkür ederim." Diyebilmiştim o anda sadece. Bu mont benim küçükken kaybolan montuma çok benziyordu.
Aralığın acı verici soğukları yeni başlmamıştı. Bense daha onbir yaşıma yeni girmiştim sanırsam. Babam iki yıldır yanimda yoktu ve tek başıma özgür bir ülkeydim artık. Dışarıda Doğu Anadolunun kurak topraklarına ufak bir gezintiye çıkmıştım. Kar havası bana iyi geliyordu. Her ne kadar bir yaz insanı olsam da.. Karların düşüşünü izlemek stresimi alıyordu sanki. O dönemlerde Rusya ve kardeşleri hala babalarına bağlı yaşyorlardı.
Doğunu kar şiddetini yaşadıysanız bilirsiniz. Herşey anlıktır. Hemen herşey olabilir. Aynen öyle de oldu. Kar ve fırtına birden şiddetini arttırdı kar şiddetlenmeye başladı ve adeta beni cezalandırıyor gibirdi. Yüzüme soğuk rüzgar bir kırbaç gibi çarpıyordu. Boynuma sarılık atkımı eldivenli ellerimle iyice sarmaladım. Hareket etmeyi bırak ayakta duyamayacak gibiydim. Sonra bir anda hiçbirşey olmamış gibi rüzgar beni bıraktı. Kar düşmeyi durdurdu. Bunun sadece anlık bir durma olduğunu sezebiliyordum. Evden geri gidemeyeceğim kadar uzaktaydım. Hızlıca birşeyler düşünmem gerekiyoru. Eğer geriye gidemiyorsan sadece geleceğe odaklan. Yürümeye devam ettim ve her adımımda hızlanmaya gayret ediyordum. Sonunda terk edilmiş bir araba istasyonu gibi birşey buldum. İçeride kimse yoktu. Sadece derme çatma ne olduğu bile zor anlaşılan bir araba vardı. Yanina gidip paslı kapısını zorladım. Biraz fazla zorlamış olcağım ki. Kapı hafiften gevşedi. Kapının üstündeki vidalar çıktı kapı biraz aşağı doğru sarktı. Ruzgarın saçlarımla oynamaya başladınğında panikledim. Bu arabanım bu denli şiddetli rüzgarlara dayanmayacağı ne malumdu? Ama başka seçeneğim yoktu. Arbanını içine geçtim ve kapıyı kapnması için zorladım. İşe yaramadı tabii. Tek yapabildiğim dizlerimi göğsüme çekmek ve ısınmaya çalışmaktı.Birkaç dakika sonra takırtı sesleri duymaya başladım. Arabanın kırık camlarının arasından baktığımda dolu yağmakta olduğunh fark ettim. Umarım daha fazla hiddetlenmezdi. Yoksa bu işin sonu kötü bitecekti.
Zaten zorlanmış olan kapı bir-iki büyük dolu parçasıyla ciddi bir şekilde gevşedi ama kopmadı. Kapıyı koparak şey kesinlike yerçekimiydi.
O büyük boşluktan çok rüzgar geliyoru ve bu beni aşırı derecede üşütüyordu. Demiştim ya yaz çocuğutum ben diye. Kara ve soğuğa hiç dayanamazdım. Kürk montumu o büyük deliği örtmesi umuduyla oraya astım. Titriyordum. Bu benim uykumu getiriyodu ama uyumamalıydım. Soğukta uykuya dalanların bir daha uyanmadığını biliyordum. Sonsuza dek. Elimden geldigince uyanık kalmaya çalıştım ve yardım için etrafa bakındım. Kimse yoktu ve soğuktu. Uykuya olan savaşında yenildigimi şimdiden fark ediyordum. Ellerimin ve ayaklarımın buz gibi olduğunu onlara değmeden hissedebiliyordum. Ateşm yükseliyordu sanırım. Tek yaptığım atkıma sarınmaktı. Biraz da dua etmek. Yardım ya da en azındam azcık yemek için. Yemek.. yemek... yemek.....Uyandığımda tatlı bir ses vardı. Tahta ve ateşin buluşma sesiydi bu. Ellerimi sıcak hissediyorum. Ve etrafta bir koku vardı. Pek alışık olmadığım bir koku. Ama güzeldi. O zaman en mutlu bendim. Gözlerimi açmaya hala korkuyordum ve enerjim yoktu. Şimdilik uykuya ihtiyacım vardı sadece.
-----------------------------------------------------------
Sonunda yeniden yazabildim çok mutluyum reee-Neyse sizin ilk okul gününüz nasıl geçi onu merak ediyorum uwu.
Şahsen ben son ders uyudum ve okula bir saat geç kaldım. Çünkü ben uykucu bir ayıyım.Bu arada kitap 1k oluş. Bu beni cidden çok mutlu ediyor ve umarım sizde okurken keyif alıyosunuzdur çünkü ben yazarken çok keyif alıyorum^^

ŞİMDİ OKUDUĞUN
○.•°Philopofobi°•.○
Non-FictionEyy!! yine bir ruskey kiabıyla karşınızdayım çünkü bu ship muq Diğer kitaba da devam edebilirim ama sık yb gelmez bu kitaba odaklanmayı düşünüyorum uwu Diğer kitaba yb atamamıştım çünkü uygulamada sıkıntı vardı ama çözdum. Eğer moralim varsa haftada...