5.BÖLÜM ACI

73 57 0
                                    

"Sen gülsün bende dalındaki dikenin, kimse solduramaz seni,ben olduğum sürece"

5.Bölüm Acı:
Sağnak yağmur yağdığında bulutlarda bana bir tek hüzün yağıyor dağlara çıkmaya kalksam ölüm beni çekiyor.Ölüme gitsem annem gittme diye beni kendine çekiyor zamansız yerde olmanın mızrak gibi acı verici oluşu beni yaşayan bir ölüye çeviriyor yaşasam bir dert ölsem bir dert oluyor bu hayatta.

Zemherimi kavurup atmak istedikçe bulutlardan mutluluk yağarken insanlara bana bir tek acı ve hüzün yağıyor.Farkımı anlamak insanların ne kadar gülmesine yetsede ben sadece annemin her gece dizinin bir köşesine uzanıp zorla kaldırabildiği parmak uçlarını saçlarımda gezindiriyor ki belkide  yarın ve ya diğer günler sadece saç diplerimde acı gezicek belkide oda babamın saçlarımı avuçlarıyla kavrayıp çekiştirmesi olucak gibi görünüyordu.

Hastaneye vardığımızda yine sarhoşluğuyla duvarda yaslanan adamı görmüştüm o sarhoş adam benim babamdı.Görevlilerden birine annemin tarifini ettikten sonra bu sefer yerde diz çökmüş hüngür hüngür ağlayan babamı görünce endişlenmiştim koşarak yanına vardığımda arkamda duran miraça seslendim titrek ve bir düz tonla.

"Getirdiğin için sağol gidebilirsin."

Dediğimde hiç itiraz etmeden başıyla onayladıktan sonra gitti.
"Baba neyin var hem annem iyimi hı."önce sustu bana bakıp azında birşeyler geveledi ama sonra ne dediğini anlamamla yıkılmam bir oldu. "Annen öldü akça annen öldü artık annen yok."

'Annen öldü akça,annen öldü, annen öldü,akça artık annen yok, artık annen yok, yok annen yok.'

Beynimin etrafında babamın sözleri gidip gelirken bağımsız göz kapaklarım kapanıp açılırken alayla sırıttım"Bak sen kendinde diğilsin tamamı benim annem ölmedi ölemez anladınmı o çok güçlü bir kadındı ölmedi ha hayır ölmedi"
Babam ayağı kalkıp suratıma tokat yapıştırmasıyla afalladım tekrar etti heceleyerek.

"Se nin  an nen  öl dü öldü."
Son öldü diğişinde kahkayı bastı ve çekip gitti ben hala inanmamaya çalışarak çökmüş dizlerimi ayağı kaldırarak hastaneye girdim.Doktorun tarif ettiği yöne doğru gittiğimde koşarak dar ve ürkütücü hastane kokusu miğdemi bulandımıştı.

Koridora saptığımda karşımda morg yazan tabelayı görünce gözlerim faltaşı gibi açıldı ve geri dönerek yolu tarif eden çalışanı bulmam bir oldu.
"Ben annemi görmeye gelmiştim yanlışlıkla morga gelmişim acaba anneme götürürmüsünüz."dememle  hemşirin suratı düştü ve bana cevap verdi.

"Başınız sağolsun"

Geriye doğru düşücek gibi olduğumda beni kolumdan tutu."Beni anneme götür."dediğimde kolumdan tutup morgun kapısına doğru düz bir şekilde ilerlediğimizde ayaklarım benden bağımsız yürüyordu.Kapıya geldiğimizde hemşir kapıyı açtığında derin bir nefes aldım buna hazırmıydım bilmiyorum morga girdiğimde titreme geldi üstüme yazlasıyla üşümüştüm ikitane ceset taş mermere uzandırılmıştı.etraftaki geniş dolabların içindede sahipi gelmeyen cesetler vardı.

Bir kadının kolu taş mermerden sarkarken çok korkmuştum teni bem beyazdı kar gibi benim annemde bem beyazdır.Hemşir kadının kolunu tutup yerine yerleştirdiğinde elindeki bilekliği okuyup bana dönmesiyle nefesim kesilmişti.Cebimdeki ilacımı ağzıma götürdüğümde.Derin bir nefes ardındanda sonu gelmeyen göz yaşı.

MIZRAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin