1

587 23 22
                                    

Steve: Hadi ama Buck. Sende buna devam etmek istemiyorsun.
Bucky: Ne zaman olduğum kişiyi kabul edeceksin Steve. Bu işi seviyorum ve bu işte çok iyiyim.
Steve: Peki bir gün yakalanırsan?
Bucky: Hapishaneleri hep merak etmişimdir.
Sarışın adam kahvesinden bir yudum aldı.  Arkadaşının yolu onu üzüyordu.
Steve: En azında bu akşam geleceksin değil mi? Baş balerini tanıyorum. Aslında yazar ama balede de çok iyi. Şu an sadece internette yazdığı için arada bir baleye katılıyor. Faturaları ödemek için....
Bucky: Bu kadının hayat hikayesi umrumda değil. Senin için oraya geleceğim. Ama o kadar.
Steve bu kazancı kabul etti ve hesabı ödedi.
Steve: Derse girmeliyim. Akşam görüşürüz Buck.
Steve gidince Bucky gözlerini devirir.
Bucky: Bale ha. Sıkıcı.

İkili salona geldiklerinde Bucky etrafın doluluğunu görüp daha fazla göz devirdi. İnsanlar ne kadar sıkıcıydı. Belki de buradaki bazı insanların tanıdıklarını öldürmüştü.
Yine de koltukların gayet rahat olduğunu kabul edebilirdi.
Sonunda perde açıldı. Bucky ifadesizce baleyi izliyordu. Bir şey yoktu. Sonra o sahneye çıktı. Siyah elbisesi ve kanı anımsatan saçlarıyla. Teni porselen gibiydi. Yeşil gözleri ise parlıyordu. Kusursuzdu. Kadının pürüzsüz hareketlerini izlemek hiç de sıkıcı değildi. Bucky bir ara gülümsemiş bile olabilirdi. Kadın sahneden inince Bucky bir şey fark etti. Onu istiyordu. Bu kadını yeniden görmek istiyordu. Ama nedenini çözememişti. Neden bu kadar etkilendiğini bilmiyordu. Ama bu kadını tekrar görmeliydi.

Fell in love with the DevilHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin